1915 bizim için Çanakkale’dir. Bir milletin yok olmasının ucundan döndüğü yıldır 1915, 1915 birçok ocağın söndüğü unutulmaz acıların yaşandığı yıldır bizim için. Ve bugünde bize benzer acıların yaşatıldığı gündür bizim için Çanakkale savaşları Dünya’nın bir araya gelip bize saldırdığı tabiri caizse yedi düvelin saldırıya geçtiği ve tek başına bir milletin varoluş, onur ve namus savaşı verdiği savaştır. Ama bunu fırsat bilip arkadan hançerlendiği ve Anadolu’da sahipsiz kalan yaşlılar, kadınlar ve çocukların hunharca katledildiği yıldır 1915. Evet, özellikle Rusların dolduruşuna gelen Ermeni komitelerin Anadolu’da hunharca katliamlar yaptığı Askerin Çanakkale’de savaşmasını fırsat bilip masum halka acımadan kıyan, karnında bebeğiyle parçalanarak öldürülen anaların acı dolu yılıdır 1915. 1915’te yaşananlar her anlamıyla tam bir trajedidir. Bu Perşembe Çanakkale savaşının 101. yıldönümü yani bizi soykırım yapmakla suçlayanların vatanımızı istila etmek bizi dinsiz, dilsiz, köksüz bırakmak için ellerindeki her imkânla saldırdıkları o muhteşem mücadelenin yıldönümünü yaşayacağız. 1915 bizim için çok ocakların söndüğü, daha bıyığı dahi çıkmamış çok ana kuzularının vatan uğruna şahadet şerbetini içtiği yıldır. Siz hey onbeşli türküsünü bilir misiniz? Hani var ya hey onbeşli onbeşli Tokat yolları taşlı, onbeşliler gidiyor kızların gözü yaşlı türküsünü? Eminim bilirsinizde yani hikâyesini. İşte o türkü Çanakkale’de savaşacak genç kalmayınca artık 15 yaşında Çanakkale’de savaşmaya giden erkeklere yakılmıştır. (erkek dediğime bakmayın daha ana kuzusu her biri) İşte 1915 bizim için bu demek. 1915 bizim için 19 Şubat ve 18 Mart arasında yaşanan bu Dünya tarihinin en onurlu, en imanlı direnişidir. 1915 bizim için İslam’ın varoluş savaşı olan Bedir savaşıdır. İngiliz komutanı Amiral Carden meşhur İngiltere Başbakan’ı dönemin Bakan’ı Churchill’e 5 çayında İstanbul’da görüşmek üzere diyerek bizi düşmandan dahi saymayan ama sonunda çok ağır bedeller ödeyenlerdir. 1915 bizim için kınalı Hasan’dır hani saçında kına yakıldığı için arkadaşları tarafından alay konusu olan kınalı Hasan, Annesine mektupta niye askere giderken saçıma kına yaktınız diye sorduğunda; Annesinin cevabını okuyamadan şehit düşen Hasan’dır. Annesi ne güzelde yazmış ama cevabı Hasan değil de komutanı okumuştur hem de gözyaşları içinde. Bakın ne demiş kınalı Hasan’ın Annesi ‘bizde üç şeye kına yakılır diye bir kurbanlık Koyun’a Allah’a kurban olsun diye, iki Gelinlik kıza kocasına kurban olsun diye, üçüncüsü de Askere gidecek erkeğe Vatan’a kurban olsun’ diye demiş. Bu cevaptan sonra denecek ne var ki daha. Yada 1915 Seyit Onbaşıdır 250 kiloluk mermiyi Ya Allah deyip topun içine İman gücü ve Vatan sevgisiyle yerleştiren Seyit Onbaşıdır. Nusret Mayın gemisidir 1915 bizim için düşman gemileri boğazı geçmesin diye Çanakkale boğazına mayın döşeyen Nusret mayın gemisinin Komutanı Yüzbaşı Tophaneli Hakkı Bey ve Müstahkem Mevkii Mayın Grup Komutanı Yüzbaşı Hafız Nazmi Bey’dir bizim için. 1915 Ezineli Yahya Çavuş’tur bizim için. Ömrü savaşmakla geçmiş Yahya Çavuş Çanakkale’de destan üstüne destan yazan Yahya Çavuştur. Mermileri olmadığı için 5 manga Askerinin başında düşmana süngü ile saldıran ve burada şahadet mertebesine çıkan Yahya Çavuştur 1915 bizim için. Cephede bir kuru tahinle günlerce yaşayan askerlerdir. Anadolu’da çocuğuna yiyecek ekmek dahi bırakmadan Çanakkale’ye yollayan anadır 1915. Atatürk’ün Çanakkale’de bizimle savaşmak için gelen ama burada ölen Anzak’ların ailelerine ‘evlatlarınız bizim evlatlarımızdır burada huzur içinde yatacaklar’ dediği yıldır 1915 bizim için.  1915 Mektebi Sultaniye’dir bizim için. Tıbbiye öğrencilerinin Vatan uğruna okullarını bırakıp gitmesi ve belki de bilim dünyamızın duraklamasıdır bizim için. Aslında çok şeydir 1915 bizim için. Bir diriliştir 1915 bizim için sadece bizim için mi? Hayır, belki de tüm İslam dünyası için bir diriliştir. Büyük şair Akif boşuna mı Bedrin aslanlarıyla kıyasladı bu destanı yazanları. Hani diyor ya Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Bu sözlerde o kadar büyük anlamlar var ki. Çanakkale savaşı İslam’ın yok olmasına veya zayıflamasına engel olmuş bir savaştır. Ben bu destanı gerçek bir kurtuluş savaşı olarak görürüm ve eğer Çanakkale’de yedi düvele ellerindeki dönemin en modern silahlarına karşın yalnızca birkaç top bataryasıyla yetersiz silah ve cephaneyle merminin bittiği yerde süngüyle karşılık verilmiş bir destan gerçek kurtuluş savaşı olarak görürüm. Çanakkale bizim kurtuluş savaşımızdır derken eğer Çanakkale savaşı olmasaydı ben kurtuluş savaşının yapılacağı konusunda tam emin değilim en azından halkın kurtuluş savaşının da zaferimizle biteceğine inanmasına yol açmıştır Çanakkale… Aslında bugün yaşadığımızda bir nevi Çanakkale savaşıdır. İçerde terör belasıyla ettiğimiz savaş ortada. Savaştığımız sadece teröristler değildir. Onların destekçileri, tıpkı Çanakkale’de olduğu gibi Rus’u Amerika’sı, İsrail’i veya Avrupa’sı bugünde etrafımızı kuşatmış, içerideki hainlerle işbirliği içerisinde bizlere diz çöktürme yok etme çabasına karşı verdiğimiz diriliş savaşıdır. Dün Kınalı Hasan ne ise bugün Uzman Çavuş Nuh Özdemir odur. Dün Seyit Onbaşı ne ise, bugün Özel Harekat Polisi Yalçın Yamaner odur. Dün Ezineli Yahya Çavuş ne ise bugün Astsubay Hüseyin Gümüş aynıdır. Yani velhasılı kelam, 101 yıl önce Çanakkale’de neyin savaşını verdiysek, bugünde aynı savaşı vermekteyiz. O nedenle her birimizin içimizde Çanakkale ruhunu aynı iman ve aynı ihlasla yaşaması ve yaşatması gerekir. Mehmet Akif Ersoy ne güzelde demiş Çanakkale şiirinden şu bölüm her şeyi anlatmaya yeterde artar bile. Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın; Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât,   Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.