bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Abdullah Yılmaz
Köşe Yazarı
Abdullah Yılmaz
 

TOPLUMSAL AHLAK VE MODA OLAN UTANMAZLIK…

Kıymetli Üstad değerli hocam Mehmet Şevket Eygi; yazılarında, sohbetlerinde özellikle gençlerle ilgili nasihatlerini sıralarken mürüvvet ve fütüvvet değerlerimizden sıkça bahseder ve bunu çeşitli örneklerle izah etmeye çalışır. Üstad’la İstanbul içinde yaptığımız kısa gezintide bir lokantanın camında ‘Nefis Tereyağlı Mercimek Çorbası’ yazısını görünce; eğer o çorba tabelada yazıldığı gibi nefis veya tereyağlı değilse o esnafın halkı kandırmış olacağını ifade etmişti. Kendisinden sıkça duyduğum bir örneğin de kesinlikle not edilmesi gerekir. Bir adam orta halli bir esnaf lokantasına yemeğe gittiğini ve yer olmadığı için bir başkasının oturduğu masaya oturduğunu düşünelim. İşte o oturduğu masadaki diğer kişi ucuz bir yemek yerken o kişinin pahalı bir yemek (öğrenin İskender) siparişi vermesinin yanlış olacağından bahseder. Müthiş bir incelik! Yine Geçtiğimiz aylarda vefat eden Merhum Prof. Dr. Osman Öztürk Hoca’nın vefatında kendisinden duyduğum bir anıyı da yeri geldiğinde aktarmak isterim. Vakti zamanında Osman Öztürk Hocanın ailesi Karaköy’de İnşaat Malzemeleri satan bir işletme sahibiymiş. 1960’lı yıllarda o işletmede mal veya hesap kontrolü yaparken kendilerinden alışveriş yapan birinden yanlışlıkla fazla ücret aldıklarını tespit etmişler ve adamı bulup o fazla aldıkları ücreti iade etmişler. Bundan çok duygulanan müşteri (yanlış hatırlamıyorsam gayr-ı Müslim) o dönemde bu mütedeyyin aileye gazeteye verdiği ilan vasıtasıyla teşekkür etmişler. İşte Merhum Osman Öztürk Hoca böyle bir aileden yetişen biri demişti.  Toplumun başına bela olmayan, hayırlı bir insan olan bireylerin yetişmesinde bu hassasiyetle yetiştirilmiş olmalarının büyük önem taşıdığına inanan biriyim. Haram kazançlarla yetiştirilmiş bir insanın bela bir insan olma ihtimali bana göre çok yüksek. Toplumsal Ahlak başlığı altında verilebilecek en güzel örneklerden biri budur bence. Neden insanların zaten yapması gereken bir hareketini görünce şaşırıp bu devirde bunlardan kaldı mı sorusu aklımıza geliyor? Neden bulduğu yüklü miktardaki parayı polise veren insanlar Tv’lerde gazetelerde haber oluyor?  Geçtiğimiz günlerde bir yakınımın tanıdığı araç almış. Almadan önce herhangi bir sıkıntısı var mı diye baktırmış ve kayıtlarda bir problemin olmadığı görülmüş. Alışveriş sonrası sigorta işlemleri sırasında aracın yeni sahibi aracın pert kaydının olduğunu öğrenmiş. Tabii pert kaydı olan bir araba normalden daha ucuz olması gerekirken normal araba fiyatına satış gerçekleşmiş oluyor.  Karşıdaki adama aracın ne kusuru olduğunu söyleyecek yerde elli türlü alavere dalavere ile sistemde görülmesi gereken pert kaydını bile değiştirilebiliyor. Bunun adı kepazelikten değildir de nedir? Netice itibariyle Günümüzde kandırmaca, göz boyama tam manasıyla moda oldu. Reklam sektörü de daha iyi nasıl kandırabilirim mantığı üzerine kurulmuş. Dürüstlük moda olmaktan çıkmış. Vatandaş kendisini kandırana daha fazla pirim verdiği için kandırmaca bu arada moda oluyor. Zor olanı seçmek lazım. Diyelim ki araba pazarında veya internetten bir araba satışı yapacağız. Aracın kusurlarını alıcıya söylemeden çok daha kârlı ve hızlı bir satış yapılabilir ama o kazancın yüzde yüz helal bir kazanç olduğunu kimse iddia edemez. Herkes bozuk diye biz de bozuk olmak zorunda değiliz. Hele bir Müslüman İslam Ahlâkına aykırı hareket edemez. Madde ile Mananın ayrımını yapamayan veya yapmak istemeyen bir Müslüman eksik Müslüman’dır.  5 vakit üstüne 5 vakit namaz kılıp arkasından sövdüren bir Müslüman o vebalin altında kalır. Hele üzerinde İslam şiarını taşıyan bir kimse dürüst bir adam değilse İslam’ın karalanmasına sebep olduğu için ekstra sorumlu olur benden söylemesi. Kıymetli Okurlarım Bahsettiğim olumsuzlukların bir kısmı da utanma duygusunu yitirmiş olmaktan kaynaklanıyor. Allah (C.C) her insanı İslam ve İnsan fıtratı üzerine yaratır. İslam fıtratında da utanma duygusu vardır. Bir insan, hakkı olmayan bir menfaate insanların gözünün içine baka baka saldırıyorsa utanma duygusunu kaybetmiş demektir. Bu yanlış fıtrata sahip olmamak ve Allahın verdiği büyük bir nimet olan utanma duygusunu muhafaza etmek için çok gayret etmeliyiz. Muhafaza edemezsek her türlü yamukluğu yapma potansiyeline sahip olmuşuz demektir. Allah hepimizi utanmazlık belasından korusun.
Ekleme Tarihi: 26 Şubat 2015 - Perşembe

TOPLUMSAL AHLAK VE MODA OLAN UTANMAZLIK…

Kıymetli Üstad değerli hocam Mehmet Şevket Eygi; yazılarında, sohbetlerinde özellikle gençlerle ilgili nasihatlerini sıralarken mürüvvet ve fütüvvet değerlerimizden sıkça bahseder ve bunu çeşitli örneklerle izah etmeye çalışır.

Üstad’la İstanbul içinde yaptığımız kısa gezintide bir lokantanın camında ‘Nefis Tereyağlı Mercimek Çorbası’ yazısını görünce; eğer o çorba tabelada yazıldığı gibi nefis veya tereyağlı değilse o esnafın halkı kandırmış olacağını ifade etmişti. Kendisinden sıkça duyduğum bir örneğin de kesinlikle not edilmesi gerekir. Bir adam orta halli bir esnaf lokantasına yemeğe gittiğini ve yer olmadığı için bir başkasının oturduğu masaya oturduğunu düşünelim. İşte o oturduğu masadaki diğer kişi ucuz bir yemek yerken o kişinin pahalı bir yemek (öğrenin İskender) siparişi vermesinin yanlış olacağından bahseder. Müthiş bir incelik!

Yine Geçtiğimiz aylarda vefat eden Merhum Prof. Dr. Osman Öztürk Hoca’nın vefatında kendisinden duyduğum bir anıyı da yeri geldiğinde aktarmak isterim. Vakti zamanında Osman Öztürk Hocanın ailesi Karaköy’de İnşaat Malzemeleri satan bir işletme sahibiymiş. 1960’lı yıllarda o işletmede mal veya hesap kontrolü yaparken kendilerinden alışveriş yapan birinden yanlışlıkla fazla ücret aldıklarını tespit etmişler ve adamı bulup o fazla aldıkları ücreti iade etmişler. Bundan çok duygulanan müşteri (yanlış hatırlamıyorsam gayr-ı Müslim) o dönemde bu mütedeyyin aileye gazeteye verdiği ilan vasıtasıyla teşekkür etmişler. İşte Merhum Osman Öztürk Hoca böyle bir aileden yetişen biri demişti.  Toplumun başına bela olmayan, hayırlı bir insan olan bireylerin yetişmesinde bu hassasiyetle yetiştirilmiş olmalarının büyük önem taşıdığına inanan biriyim. Haram kazançlarla yetiştirilmiş bir insanın bela bir insan olma ihtimali bana göre çok yüksek. Toplumsal Ahlak başlığı altında verilebilecek en güzel örneklerden biri budur bence.

Neden insanların zaten yapması gereken bir hareketini görünce şaşırıp bu devirde bunlardan kaldı mı sorusu aklımıza geliyor? Neden bulduğu yüklü miktardaki parayı polise veren insanlar Tv’lerde gazetelerde haber oluyor?  Geçtiğimiz günlerde bir yakınımın tanıdığı araç almış. Almadan önce herhangi bir sıkıntısı var mı diye baktırmış ve kayıtlarda bir problemin olmadığı görülmüş. Alışveriş sonrası sigorta işlemleri sırasında aracın yeni sahibi aracın pert kaydının olduğunu öğrenmiş. Tabii pert kaydı olan bir araba normalden daha ucuz olması gerekirken normal araba fiyatına satış gerçekleşmiş oluyor.  Karşıdaki adama aracın ne kusuru olduğunu söyleyecek yerde elli türlü alavere dalavere ile sistemde görülmesi gereken pert kaydını bile değiştirilebiliyor. Bunun adı kepazelikten değildir de nedir?

Netice itibariyle Günümüzde kandırmaca, göz boyama tam manasıyla moda oldu. Reklam sektörü de daha iyi nasıl kandırabilirim mantığı üzerine kurulmuş. Dürüstlük moda olmaktan çıkmış. Vatandaş kendisini kandırana daha fazla pirim verdiği için kandırmaca bu arada moda oluyor. Zor olanı seçmek lazım. Diyelim ki araba pazarında veya internetten bir araba satışı yapacağız. Aracın kusurlarını alıcıya söylemeden çok daha kârlı ve hızlı bir satış yapılabilir ama o kazancın yüzde yüz helal bir kazanç olduğunu kimse iddia edemez. Herkes bozuk diye biz de bozuk olmak zorunda değiliz. Hele bir Müslüman İslam Ahlâkına aykırı hareket edemez. Madde ile Mananın ayrımını yapamayan veya yapmak istemeyen bir Müslüman eksik Müslüman’dır.  5 vakit üstüne 5 vakit namaz kılıp arkasından sövdüren bir Müslüman o vebalin altında kalır. Hele üzerinde İslam şiarını taşıyan bir kimse dürüst bir adam değilse İslam’ın karalanmasına sebep olduğu için ekstra sorumlu olur benden söylemesi.

Kıymetli Okurlarım

Bahsettiğim olumsuzlukların bir kısmı da utanma duygusunu yitirmiş olmaktan kaynaklanıyor. Allah (C.C) her insanı İslam ve İnsan fıtratı üzerine yaratır. İslam fıtratında da utanma duygusu vardır. Bir insan, hakkı olmayan bir menfaate insanların gözünün içine baka baka saldırıyorsa utanma duygusunu kaybetmiş demektir. Bu yanlış fıtrata sahip olmamak ve Allahın verdiği büyük bir nimet olan utanma duygusunu muhafaza etmek için çok gayret etmeliyiz. Muhafaza edemezsek her türlü yamukluğu yapma potansiyeline sahip olmuşuz demektir. Allah hepimizi utanmazlık belasından korusun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.