bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

NEREDEN GELİYOR BU DEĞİRMENİN SUYU?

Kapitalist ekonomi ve çalışanları. Kapitalist deyince birçok kişiler ne demek olduğunu bilmediği için hemen tepki gösterirler. Sanki Komünizme eş değer bir kelimeymiş gibi. Kapitalist sistem İslam ekonomisine alternatif olarak 1500 miladi yıllarında Avrupa”da gündeme geldi ve hala bizleri sömürüyor…  Kapitalist ekonomi;  Üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bu araçların onlara sahip olmayan emekçiler tarafından işletilmesine dayanan bir insan toplumunun hukuksal statüsü ; özel girişim ve piyasa serbestliğine dayanan üretim sistemi , esas olarak büyük çapta gelişmiş teknik sermayeye va mali sermayenin egemenliğine dayanan iktisadi sistem. Para, güç, sermaye belirli bir gurupta, orta direk denilen alt kesim ise onların asgari ücretli işçisi. İstediği saman işten atabilirler, hiç kimse onları savunamaz, haklarını koruyamaz. İşci sendikaları ise hep patronların yanındadır. Hiçbir zaman işçinin yanında olamamışlardır. İşçinin yanında görünürler fakat işverenlerin menfaatine göre alınan karlara imza atarlar. Asgari ücretlinin ise hiçbir savunucusu yoktur. Kovdum git, gidersiniz. Yeni yapılan düzenlemelerle biraz işçi kovmak zorlaştı amma, tam da işci lehine değil sendikalı işçilere nazaran. Ücreti çok olanların sendikası var, ücreti asgari ücrette yani en az olanların sendikası ve sahibi yok. İşte size bir ekonomi fıkrası;   Amerika’dan döner dönmez, elindeki kocaman bavulla Meclis kürsüsüne çıkan dönemin maliye bakanı;  Bu bavulun içinde tam 14.3 milyar dolar var, demiş. Arkasından da sormuş:  Bu parayı nüfusumuza bölersek, kişi başına kaç dolar düşer? Milletvekilinin biri, derhal ayağa kalkarak cevap vermiş  26 milyon dolar… Ama 14.3 milyarı,70 milyona böldüğümüzde 26 milyon çıkmaz ki…  Ben, 70 milyona bölmedim ki…  Kaça böldün?  550’ye!.. Eğer arkanız var ise, yani çevreniz var ise, zengin ve kalabalık bir aileye sahip iseniz sizlerin gelemeyeceği bir makam ve mevkii yoktur. İstisnalar kaideyi bozmaz. Sınavla gelinen makamları söylemiyorum. Gerçi oralara da belirli bir yere üye olursanız geliyordunuz önceleri amma şimdi ise biraz değişti. Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri, bir gün balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır. “Pardon. Ben neredeyim acaba?” diye sorar. “Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin” der adam. Yönetici sinirlenir: “Sen mühendissin değil mi?” diye sorar. “Evet.” der adam. “Nereden bildin?” “Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru fakat hiç bir işime yaramıyor.” “Sen de yöneticisin değil mi?” diye sorar Adam. “Evet sen nereden bildin?” –Adam “Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim suçum oldu.” Ehliyetsiz, liyakatsız sadece diploması var, zengin kişinin evladı diye kişilere makam mevkii verirseniz, işte böyle nerede ne arayacağını bilemezler. Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığına seçilen kişi kim hiç dikkatinizi çekti mi. Kaç dönem belediye başkanı sadece durduğu evinden başka evinin olmadığı söyleniyor. Öyle bir kişi tanıyorum ki, otuz senelik memur, çalıştığı sürece sadece bir araba almış onu da en yakınının yardımıyla, oturduğu evi on yıl kredili almış, hala taksit ödüyor. Bir kişi ona dedi ki; Ben senin yerinde olacaktım ki, son modem arabaya biner, en kıral yerden ev alırdım ve bir lira da borcum olmazdı. Ne cevap verse işidir. Hiç cevap vermeden çekip gitti. Kendi imkanları haricinde, yani yaşam standartları üzerinde bir yaşam sürüyorsa bir kişi onun yaşantısını, gelirini, giderini çok iyi araştırıp soruşturmadan karar vermemek gerekir. Devletin malı deniz zihniyetiyle çalışanları o makamdan uzaklaştırın. Uzaklaştırılması gerekir. Bal tutan parmağını yalayacaktır diyenleri o makama yaklaştırmayın. Yaklaştırılmaması gerekir. Nereden geliyor bu değirmenin suyu…. Diye kimseye sormazsınız o zaman….
Ekleme Tarihi: 18 Aralık 2017 - Pazartesi

NEREDEN GELİYOR BU DEĞİRMENİN SUYU?

Kapitalist ekonomi ve çalışanları.

Kapitalist deyince birçok kişiler ne demek olduğunu bilmediği için hemen tepki gösterirler. Sanki Komünizme eş değer bir kelimeymiş gibi.

Kapitalist sistem İslam ekonomisine alternatif olarak 1500 miladi yıllarında Avrupa”da gündeme geldi ve hala bizleri sömürüyor…

 Kapitalist ekonomi;  Üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bu araçların onlara sahip olmayan emekçiler tarafından işletilmesine dayanan bir insan toplumunun hukuksal statüsü ; özel girişim ve piyasa serbestliğine dayanan üretim sistemi , esas olarak büyük çapta gelişmiş teknik sermayeye va mali sermayenin egemenliğine dayanan iktisadi sistem.

Para, güç, sermaye belirli bir gurupta, orta direk denilen alt kesim ise onların asgari ücretli işçisi. İstediği saman işten atabilirler, hiç kimse onları savunamaz, haklarını koruyamaz.

İşci sendikaları ise hep patronların yanındadır. Hiçbir zaman işçinin yanında olamamışlardır. İşçinin yanında görünürler fakat işverenlerin menfaatine göre alınan karlara imza atarlar.

Asgari ücretlinin ise hiçbir savunucusu yoktur. Kovdum git, gidersiniz. Yeni yapılan düzenlemelerle biraz işçi kovmak zorlaştı amma, tam da işci lehine değil sendikalı işçilere nazaran.

Ücreti çok olanların sendikası var, ücreti asgari ücrette yani en az olanların sendikası ve sahibi yok.

İşte size bir ekonomi fıkrası;  

Amerika’dan döner dönmez, elindeki kocaman bavulla Meclis kürsüsüne çıkan dönemin maliye bakanı;

 Bu bavulun içinde tam 14.3 milyar dolar var, demiş.

Arkasından da sormuş:

 Bu parayı nüfusumuza bölersek, kişi başına kaç dolar düşer?

Milletvekilinin biri, derhal ayağa kalkarak cevap vermiş

 26 milyon dolar…

Ama 14.3 milyarı,70 milyona böldüğümüzde 26 milyon çıkmaz ki…

 Ben, 70 milyona bölmedim ki…

 Kaça böldün?

 550’ye!..

Eğer arkanız var ise, yani çevreniz var ise, zengin ve kalabalık bir aileye sahip iseniz sizlerin gelemeyeceği bir makam ve mevkii yoktur. İstisnalar kaideyi bozmaz. Sınavla gelinen makamları söylemiyorum. Gerçi oralara da belirli bir yere üye olursanız geliyordunuz önceleri amma şimdi ise biraz değişti.

Büyük bir şirketin üst düzey yöneticilerinden biri, bir gün balonla dolaşmaya çıkar. Aksilik bu ya, pusulasını aşağıya düşürür ve kaybolur. İnmek için uygun bir yer ararken bir gökdelenin tepesinde sigara içen bir adam görür ve alçalır.

“Pardon. Ben neredeyim acaba?” diye sorar.

“Yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içindesin” der adam. Yönetici sinirlenir:

“Sen mühendissin değil mi?” diye sorar.

“Evet.” der adam. “Nereden bildin?”

“Çünkü başım belada ve sana bir soru soruyorum. Verdiğin cevap 100% doğru fakat hiç bir işime yaramıyor.”

“Sen de yöneticisin değil mi?” diye sorar Adam.

“Evet sen nereden bildin?” –Adam “Çünkü yerden 500 feet yükseklikte bir balonun içinde kaybolmuşsun. Pusulan yok, berbat durumdasın. Fakat bu şimdi benim suçum oldu.”

Ehliyetsiz, liyakatsız sadece diploması var, zengin kişinin evladı diye kişilere makam mevkii verirseniz, işte böyle nerede ne arayacağını bilemezler.

Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığına seçilen kişi kim hiç dikkatinizi çekti mi. Kaç dönem belediye başkanı sadece durduğu evinden başka evinin olmadığı söyleniyor.

Öyle bir kişi tanıyorum ki, otuz senelik memur, çalıştığı sürece sadece bir araba almış onu da en yakınının yardımıyla, oturduğu evi on yıl kredili almış, hala taksit ödüyor.

Bir kişi ona dedi ki; Ben senin yerinde olacaktım ki, son modem arabaya biner, en kıral yerden ev alırdım ve bir lira da borcum olmazdı.

Ne cevap verse işidir. Hiç cevap vermeden çekip gitti.

Kendi imkanları haricinde, yani yaşam standartları üzerinde bir yaşam sürüyorsa bir kişi onun yaşantısını, gelirini, giderini çok iyi araştırıp soruşturmadan karar vermemek gerekir.

Devletin malı deniz zihniyetiyle çalışanları o makamdan uzaklaştırın. Uzaklaştırılması gerekir.

Bal tutan parmağını yalayacaktır diyenleri o makama yaklaştırmayın. Yaklaştırılmaması gerekir.

Nereden geliyor bu değirmenin suyu….

Diye kimseye sormazsınız o zaman….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.