bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Erdoğan DEMİR
Köşe Yazarı
Erdoğan DEMİR
 

ABDESTSİZ NAMAZ KILDIRAN İMAM (!)

Tarihimizde anlatılan olayların mutlaka bir gerçek payı vardır. Hele bazılarının başından ilginç bazı olayları okuyoruz da şu ilginç olayı da mutlaka okuyun. Göreceksiniz belki de aynı duruma bilmeden kendimiz de düşmüş olabiliriz.     Yaklaşık 20 sene önceydi. Namaz kılmak için genellikle mahallemizdeki camiye giderdik. Camimizin imamı da Şeyh Hâdi isimli, mahalleli tarafından sayılıp sevilen, güvenilen bir zâttı.   Günlerden bir gün akşam namazı kılmak üzere camiye biraz erken gitmiştim abdest almak için aşağı kattaki abdesthaneye indim tuvaletlerin boşalmasını beklerken kapılardan biri açıldı imam Şeyh Hâdi dışarı çıktı. Selamlaşıp hal hatır sorduktan sonra imamın abdest almadan yukarı çıktığını fark ettim. Çok şaşırmıştım.   Başka da abdest alacak yer olmadığına göre hoca nerede abdest alacak diye merak ederek takip ettim, hocanın abdest almadan direk camiye girip mihraba yöneldiğini gördüm. Ezan ve kameti okuyup namaz kıldırmaya başladı ve arkasında saf tutanlar da ona uyarak tekbir getirip saf bağladılar.   Ben ise yerimde donup kalmıştım. Hemen koşup, senelerdir ahbaplığımız olan Hacı Ali efendinin yanına gidip bir bir şahit olduklarımı anlattım. Bana tam güveni olan Hacı Ali de şaşkınlık içinde: “Madem hoca abdestsiz namaz kıldırıyor o halde biz de münferit kılarız”dedi.   Derken bu olay mahalledeki insanlar arasında yayıldı. Ben ve arkadaşlarım Şeyh Hâdi’nin abdestsiz namaz kıldırdığını herkese anlattık. Böylece cami cemaati dağıldı.   Artık kimse onun arkasında namaz kılmıyordu. Bu olay onun itibarını sarstı. Ailesiyle de arası açıldı eşi onu terk etti çocukları da onu dışladılar. O da imamlığı bırakarak şehri terk etmek zorunda kaldı. Hatta bazıları hakkında aslında Müslüman olmadığı, casusluk yaptığı ecnebi olduğu vs. konuşmaya başladılar ve bir daha ondan haber almadık.   Yüce Allah’ın adaleti.   İki sene sonra Umreye gitmek nasip oldu. Orada hava şartlarından dolayı bir hayli hastalandım. Memleketime döndükten sonra doktora gittim hap ve iğne yazdı. Ertesi günü abdest alıp namaz kılmak üzere camiye giderken yol üzerindeki kliniğe uğrayıp o günkü iğnemi yaptırdım.   Henüz ezan okunmamıştı tuvalete gidip iğne yeri kanamış mı diye bakmayı düşündüm. Tam tuvaletten çıkıyordum ki aklıma Şeyh Hâdi geldi. Birden gözlerim karardı, dünya sanki başıma yıkılır gibi olmuştu.   Yoksa Şeyh Hâdi de benim gibi iğne yerini yıkamak için mi tuvalete girmişti, yani adamcağız abdestli miydi!   Aklım durmuştu sabaha kadar uyuyamadım o gece. Câhil ben ve benden daha cahil dindar arkadaşlarım nasıl olmuştu da bilmeden anlamadan araştırmadan ve yüzleşmeden güya Allah rızası için bir iş yaptığımızı düşünüyorduk.   Şeyh Hâdinin haysiyetiyle oynamış, itibarını beş paralık etmiş, evini yıkmış eşinin çocuklarının bile onu terk edip dışlamasına yol açmıştık! Ertesi sabah onu aramaya başladım, çarşıda Hacı Ahmed isminde bir zât onu biliyor dediler.   Hemen gittim Nur yüzlü sîmasıyla beni karşıladı sorduğumda da şöyle cevap verdi:   İki sene önce idi Hâdi efendi bana gelerek çok üzgün ve dertli bir vaziyette oturdu. Ne oldu deyince de şöyle dedi:   “Yaptırdığım iğnenin yerini yıkamak için tuvalete girmiştim, abdest bozmamıştım. Ama birileri bana hiç sormadan abdestsiz namaz kıldırıyor diye iftira ettiler. Cemaat te buna kanıp beni dışladılar, bana neler yapıldığına şahit ol diye bunları anlatıyorum, bu şehri terk ediyorum. Irak tarafına gideceğim dedi ve gitti bir daha da görmedim Onu…”   Allah’ım ben ne halt işlemişim böyle, kafama dank etti! Hüngür hüngür ağladım. Tam 20 yıldır her Irak’a gidip gelene Onu soruyorum ama mazlum Şeyh Hâdi den hiç bir haber yok.   Ve artık yerimden kımıldayamayacak kadar hastayım gidip bulabilecek helalleşebilecek halde değilim.   Her duyduğunu söylemek Müslümana yalan olarak yeter. Evet dostlar!…   Duyduklarımız ya da gördüklerimiz gerçek olsa dahi aslı bambaşka olabilir. Bir kişi ya da bir olay hakkında gerçeği tümüyle bilmeden bir kanaate varmak, yorum yapmak zulümdür.   Toplumumuzda maalesef bu tip her duyduğunu bir başkasına anlatan nice insanlar var. Anlatırken de bir çok kelimelerini bilmeden değiştirip farklı bir konu anlatanlar var.   Nasrettin Hoca bir vaazında ne demiş;   Oğlunuz olursa adını sakın Eyüp koymayın. Neden , Peygamber ismi değil mi? Diye sorduklarında ise şu ilginç cevabı veriyor;   Halk arasında dolaşa dolaşa İp olur.   Hakikati bilmek için bırakın bize bir başkası tarafından söyleneni… Kendi gözümüzle gördüğümüz kulağımızla duyduğumuzu dahi bizzat o şahısla konuşup tahkik etmek zorundayız. İşte vebâli bu kadar ağırdır.   İslam tarihinde İfk hadisesini bilirsiniz. Bilmiyorsanız araştırın mutlaka okuyun. Hazreti Aişe (r.a.) hakkında ayet indiğini öğreneceksiniz.   Bir sıkıntınız veya bir probleminiz olduğunda, hatta evde eşinizle bir probleminiz dahi olduğunda mutlaka Kur’ana bir bakın. Bu sorularınızın cevaplarını mutlaka bulacaksınız. Aklınıza hangi bir soru takılırsa takılsın o sorunun cevabını Kur’anda bulursunuz.   Onun için her duyduğunuzu çok iyi araştırmadan soruşturmadan sakın hüküm vermeyin. Bir başkasına dahi söylemeyin.     Abdestsiz namaz kıldıran İmam hikayesi işte böyle, umarım ders çıkarabilmişizdir.   Allah bizleri bu ve benzeri iftiralardan korusun.
Ekleme Tarihi: 19 Mayıs 2019 - Pazar

ABDESTSİZ NAMAZ KILDIRAN İMAM (!)

Tarihimizde anlatılan olayların mutlaka bir gerçek payı vardır. Hele bazılarının başından ilginç bazı olayları okuyoruz da şu ilginç olayı da mutlaka okuyun. Göreceksiniz belki de aynı duruma bilmeden kendimiz de düşmüş olabiliriz.  

 

Yaklaşık 20 sene önceydi. Namaz kılmak için genellikle mahallemizdeki camiye giderdik. Camimizin imamı da Şeyh Hâdi isimli, mahalleli tarafından sayılıp sevilen, güvenilen bir zâttı.

 

Günlerden bir gün akşam namazı kılmak üzere camiye biraz erken gitmiştim abdest almak için aşağı kattaki abdesthaneye indim tuvaletlerin boşalmasını beklerken kapılardan biri açıldı imam Şeyh Hâdi dışarı çıktı. Selamlaşıp hal hatır sorduktan sonra imamın abdest almadan yukarı çıktığını fark ettim. Çok şaşırmıştım.

 

Başka da abdest alacak yer olmadığına göre hoca nerede abdest alacak diye merak ederek takip ettim, hocanın abdest almadan direk camiye girip mihraba yöneldiğini gördüm. Ezan ve kameti okuyup namaz kıldırmaya başladı ve arkasında saf tutanlar da ona uyarak tekbir getirip saf bağladılar.

 

Ben ise yerimde donup kalmıştım. Hemen koşup, senelerdir ahbaplığımız olan Hacı Ali efendinin yanına gidip bir bir şahit olduklarımı anlattım. Bana tam güveni olan Hacı Ali de şaşkınlık içinde: “Madem hoca abdestsiz namaz kıldırıyor o halde biz de münferit kılarız”dedi.

 

Derken bu olay mahalledeki insanlar arasında yayıldı. Ben ve arkadaşlarım Şeyh Hâdi’nin abdestsiz namaz kıldırdığını herkese anlattık. Böylece cami cemaati dağıldı.

 

Artık kimse onun arkasında namaz kılmıyordu. Bu olay onun itibarını sarstı. Ailesiyle de arası açıldı eşi onu terk etti çocukları da onu dışladılar. O da imamlığı bırakarak şehri terk etmek zorunda kaldı. Hatta bazıları hakkında aslında Müslüman olmadığı, casusluk yaptığı ecnebi olduğu vs. konuşmaya başladılar ve bir daha ondan haber almadık.

 

Yüce Allah’ın adaleti.

 

İki sene sonra Umreye gitmek nasip oldu. Orada hava şartlarından dolayı bir hayli hastalandım. Memleketime döndükten sonra doktora gittim hap ve iğne yazdı. Ertesi günü abdest alıp namaz kılmak üzere camiye giderken yol üzerindeki kliniğe uğrayıp o günkü iğnemi yaptırdım.

 

Henüz ezan okunmamıştı tuvalete gidip iğne yeri kanamış mı diye bakmayı düşündüm. Tam tuvaletten çıkıyordum ki aklıma Şeyh Hâdi geldi. Birden gözlerim karardı, dünya sanki başıma yıkılır gibi olmuştu.

 

Yoksa Şeyh Hâdi de benim gibi iğne yerini yıkamak için mi tuvalete girmişti, yani adamcağız abdestli miydi!

 

Aklım durmuştu sabaha kadar uyuyamadım o gece. Câhil ben ve benden daha cahil dindar arkadaşlarım nasıl olmuştu da bilmeden anlamadan araştırmadan ve yüzleşmeden güya Allah rızası için bir iş yaptığımızı düşünüyorduk.

 

Şeyh Hâdinin haysiyetiyle oynamış, itibarını beş paralık etmiş, evini yıkmış eşinin çocuklarının bile onu terk edip dışlamasına yol açmıştık! Ertesi sabah onu aramaya başladım, çarşıda Hacı Ahmed isminde bir zât onu biliyor dediler.

 

Hemen gittim Nur yüzlü sîmasıyla beni karşıladı sorduğumda da şöyle cevap verdi:

 

İki sene önce idi Hâdi efendi bana gelerek çok üzgün ve dertli bir vaziyette oturdu. Ne oldu deyince de şöyle dedi:

 

Yaptırdığım iğnenin yerini yıkamak için tuvalete girmiştim, abdest bozmamıştım. Ama birileri bana hiç sormadan abdestsiz namaz kıldırıyor diye iftira ettiler. Cemaat te buna kanıp beni dışladılar, bana neler yapıldığına şahit ol diye bunları anlatıyorum, bu şehri terk ediyorum. Irak tarafına gideceğim dedi ve gitti bir daha da görmedim Onu…”

 

Allah’ım ben ne halt işlemişim böyle, kafama dank etti! Hüngür hüngür ağladım. Tam 20 yıldır her Irak’a gidip gelene Onu soruyorum ama mazlum Şeyh Hâdi den hiç bir haber yok.

 

Ve artık yerimden kımıldayamayacak kadar hastayım gidip bulabilecek helalleşebilecek halde değilim.

 

Her duyduğunu söylemek Müslümana yalan olarak yeter. Evet dostlar!…

 

Duyduklarımız ya da gördüklerimiz gerçek olsa dahi aslı bambaşka olabilir. Bir kişi ya da bir olay hakkında gerçeği tümüyle bilmeden bir kanaate varmak, yorum yapmak zulümdür.

 

Toplumumuzda maalesef bu tip her duyduğunu bir başkasına anlatan nice insanlar var. Anlatırken de bir çok kelimelerini bilmeden değiştirip farklı bir konu anlatanlar var.

 

Nasrettin Hoca bir vaazında ne demiş;

 

Oğlunuz olursa adını sakın Eyüp koymayın. Neden , Peygamber ismi değil mi? Diye sorduklarında ise şu ilginç cevabı veriyor;

 

Halk arasında dolaşa dolaşa İp olur.

 

Hakikati bilmek için bırakın bize bir başkası tarafından söyleneni… Kendi gözümüzle gördüğümüz kulağımızla duyduğumuzu dahi bizzat o şahısla konuşup tahkik etmek zorundayız. İşte vebâli bu kadar ağırdır.

 

İslam tarihinde İfk hadisesini bilirsiniz. Bilmiyorsanız araştırın mutlaka okuyun. Hazreti Aişe (r.a.) hakkında ayet indiğini öğreneceksiniz.

 

Bir sıkıntınız veya bir probleminiz olduğunda, hatta evde eşinizle bir probleminiz dahi olduğunda mutlaka Kur’ana bir bakın. Bu sorularınızın cevaplarını mutlaka bulacaksınız. Aklınıza hangi bir soru takılırsa takılsın o sorunun cevabını Kur’anda bulursunuz.

 

Onun için her duyduğunuzu çok iyi araştırmadan soruşturmadan sakın hüküm vermeyin. Bir başkasına dahi söylemeyin.  

 

Abdestsiz namaz kıldıran İmam hikayesi işte böyle, umarım ders çıkarabilmişizdir.

 

Allah bizleri bu ve benzeri iftiralardan korusun.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.