'ANADOLU BASINI, TÜRK BASININ FİDANLIĞIDIR'
'ANADOLU BASINI, TÜRK BASININ FİDANLIĞIDIR'
AB Sürecinde Medya Politikaları konulu seminerde konuşan Eski Başbakanlık Halkla İlişkiler Müşaviri ve Dünya Liderlik Derneği Onursal Başkanı Yaşar Ateşsoy, Anadolu gazeteciliği bir düşüncenin eseri, hizmet anlayışının adıdır. Anadolu basını, Türk basının fidanlığıdır dedi.
AB Sivil Toplum Diyaloğu Programı’nın Üçüncü Aşaması çerçevesinde, Türk Yerel Medyası’nın, Avrupa Yerel Medyası ile entegrasyonunu sağlaması hedeflenen, 15 Ekim 2014 tarihi itibari ile başlayan ve bir yıl sürecek olan “Ünye’den Dünya’ya AB ile Medya Açılımı” Projesi kapsamında etkinlikler düzenlenmeye devam ediyor. Bu bağlamda Ordu ve çevresinde görev yapan görsel medyanın mensupları başta olmak üzere işitsel, yazılı ve internet medyası mensuplarına 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde “AB Sürecinde Medya Politikaları” konulu seminer düzenlendi.
Ordu Balıktaşı Otel’de düzenlenen seminere Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Türkiye Medya ve İletişim Federasyonu Genel Başkanı Şakir Gürel, Ordu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Recep Aydın, Ordu Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Başkanı Birol Yılmaz, Ordu 19 Eylül Gazeteciler Derneği Başkanı Erdoğan Erişen, Ordu İnternet Gazetecileri Derneği Başkanı Bahtiyar Kahveci, Ünye Gazeteciler Derneği Başkanı İbrahim Coşkun, Canik Ünye Gazeteciler Derneği Başkanı Ali Öztürk, Basın İlan Kurumu Ordu Şube Müdürü Çetin Oranlı, Ordu Valiliği İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Vedat Öz, Ordu Büyükşehir Belediyesi Basın-Yayın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü Rafiye Usta, Altınordu Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Şahin Sevinç, Ordu’da görev yapan basın mensupları katıldı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Türkiye Medya ve İletişim Federasyonu Genel Başkanı Şakir Gürel, sözlerine 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayarak başlarken, seminere katılanlara teşekkür etti.
Semineri Konuşmacı olarak katılan Gazeteci-Yazar, Eski Başbakanlık Halkla İlişkiler Müşaviri ve Dünya Liderlik Derneği Onursal Başkanı Yaşar Ateşsoy, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde Anadolu basını ile bir arada olmanın memnuniyeti içerisinde olduğunu ifade ederek sözlerine başlarken; “Anadolu gazeteciliği bir düşüncenin eseridir, hizmet anlayışının adıdır. Anadolu basını bir devletin kuruluş mantığının mesleğe ifadesidir. Sebebi bir İstiklal Marşının gazetede yayınlanmasıdır. Mehmet Akif’in Anadolu Gazetesi çıkartarak çabalamasıdır. Siz bunu temsil ediyorsunuz” dedi.
AB’ye Örnek Olmalıyız
Ateşsoy konuşmasını şu şekilde sürdürdü; “Anadolu basınında çalışan biri olarak AB sayesinde bazı değişimleri gözlemliyorum. Anadolu gazeteciliğinin anlamı değişti ve yerel medya adını aldınız. Biz gazeteciydik, siz medya mensubu oldunuz. Ünye’de, Ordu’da çıkan bir gazetenin yayınladığı haberi internet sayesinde yurtdışında yaşayan bir insan artık okuyabiliyor. O zaman siz yerel mi yoksa küresel misiniz sorusu geliyor akla. Unutulmamalıdır ki Anadolu Basını Türk basının fidanlığıdır. Anadolu basınının yeşermesi için 20. Yüzyıl gazetecilerinden biri olarak mücadele verdim. Gazeteleri yasal statüde tanımlayan 7 ülkeden biriyiz. AB sürecinde gazeteciliğin yasal kanunla tanımladığı bir ülkeyiz bu nedenle AB’ye de örnek olmalıyız. Yerel medyayı etkileyen işlerin başında internet yayıncılığı geliyor. Sizde dünyayı etkileyebilirsiniz ancak birliğinizi sağlamanız gerekiyor.
Basın Mensubu Acaba Demeli
Bugün burada tartışılan konu medya politikası. “Gazetecinin gazetesi henüz çıkmadı” sözünü hatırlayarak gazeteci özgür olmalı diyoruz. Özgürlük sorumluluk, sorumluluk da acaba sorusunun cevabını gerektiriyor. Basın mensupları genellikle yerelde okuyucularla birebir muhatap olma şansına sahip. Yazarak çözülecek sorun, konuşarak da çözülebiliyor. Basında özgürlüğün farklı algılandığı bir süreçten geçiyoruz. Basın 4. Güçtür diyorsak yerel basının kendini güçlendirmesi gerekiyor. Çünkü şimdi konuşulan basın kaçıncı güç? Ya da güç mü? Bu soruların cevabını da sosyal medyayı kullanarak siz bulduracaksınız. Ya siz birey olacaksınız ya da başkalarının himayesinde onların dediklerini yaparak muhabir istasyonu olacaksınız. AB ile medyanın statüsü gelişecek. Bunu da etkileyecek ilk şey diploma. Anadolu basınının en önemli ihtiyacı diyorum çünkü bu bir sorun değil ihtiyaçtır.”
“Yaşadıklarınızı Kitaplaştırın”
Gazetelerin yayınlandığı çağın aynaları olduğunu ve her gazetecinin mesleğe dair deneyim ve anılarını kitaplaştırması gerektiğinin altını çizen Ateşsoy; “Günümüz şartlarının gidişatına göre bundan sonra kitabı olmayan gazeteci itibar görmeyecek. Yaşadıklarınızı yazın, kitap yapın. Kitap yaptığınız sürece kitapsızlıktan kurtulduğunuz gibi yaşanmışlıkları anlatmış olursunuz” dedi.
“Amsterdam Protokolü’nü Tartışmadığımız İçin AB Dışında Kaldık”
Gazeteci-Yazar, Hukuk Müşaviri Av. Dursun Yassıkaya ise konuşmasında; “Meslekte eli kalem tutan bir insan olarak ortaya bir iddia koymak istiyorum o da şu; basın davalarıyla ilgili Ankara Barosunu temsilen çalıştığım dönemde neden gazetecilerle bu kadar dava açılıyor diye bir araştırma yapmıştım. Bu çalışmanın sonucunda sorulmayanları sormak adı altında bir konuşma düzenledik. Bu programda amaç bilgileri soru haline getirip doğruları öğrenmekti. Bizim gazeteciliğe en büyük katkımız buydu. Sadece sarı basın kartı için haber yapmak, gazeteci olmak olmuyor. Bugün Türkiye AB’ye bu kadar dışarıda bırakıldıysa nedenlerinden biri de Amsterdam protokolünün Türkiye’de tartışılmamasıydı. Bugün Türkiye’de yerel basın sıkıntılı değil, basının geneli sıkıntılı. Amsterdam protokolünde kurucu madde herkes haber almada özgürdür. Enformasyon dönemi itibariyle sermayenin basın üzerindeki etkisi büyük ve hızlı bir değişime neden oldu. Türkiye’de halktan bir şeyler gizleniyor. Tek elden çıkan haberleri izliyoruz. Sizler insanların haber alma haklarını koruyorsunuz. Bir ülkenin kaderi maalesef basın camiasının elinde. Basın halkın haber alma özgürlüğünü sağlayamayacaksa vebali onların üstünedir” diye konuştu.
“Eli Öpülecek İnsanlarsınız”
Seminerde son konuşmayı Başbakanlık Müşaviri, Eski Gürcistan Eğitim Müşaviri-Ateşesi Hasbi Kıyaklı yaptı. Konuşmasına “Paris’te hayatını kaybeden gazetecilerin ruhları şad olsun” diyerek Başlayan Kıyaklı; “Sizlerin çıkardığı gazeteler sayesinde okuma yazmayı öğrenerek, eğitimime ikinci sınıftan başladım. Sizin düzenlediğiniz haberler sayesinde bilgi alıyoruz. Sizler Hasan Tahsin’in, Burhan Felek’in torunlarısınız. Siz gazeteciler, eli öpülecek insanlarsınız.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.