bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

'MALINIZI TEMİZLEYİN VE ÇOĞALTIN'

Ordu Gündemi 19.07.2014 - 13:31, Güncelleme: 05.01.2023 - 05:10 1751+ kez okundu.
 

'MALINIZI TEMİZLEYİN VE ÇOĞALTIN'

Ordu Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu, Zekat ve fitre konusunda çarpıcı açıklamalar geldi. Cuma namazı vaazında zekat ve fitrenin öneminden bahseden Müftü Kolukısaoğlu, “Zekat malı temizler, çoğaltır ve bereketlendirir.” dedi.
İl Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu Cuma namazı için gittiği Altınordu İlçesi Akçatepe Mahallesi Camiinde namaz öncesi verdiği vaazda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Vaazında zekat ve fıtır sadakası konusunu işleyen Müftü Kolukısaoğlu Zekatın İslam’ın beş temel şartından biri olduğunu vurgulayarak şunlara değindi; “ZEKAT MALI TEMİZLER, ÇOĞALTIR VE BEREKETLENDİRİR”… Zekât, sözlükte temizlenmek, çoğalmak, büyümek, artmak, bereketlenmek anlamlarına gelir. Malı çoğaltıp bereketlendirdiği için bu adı almıştır. Dini yönden zekât ise: “Dince zengin sayılan ve yükümlülük şartlarını taşıyan bir Müslümanın mal varlığının belli bir bölümünü Allah’ın verilmesini istediği harcama alanlarına vermesidir.” Fıtır sadakası ise Hanefi mezhebine göre Ramazan ayının sonunda bayram sabahına sağ olarak erişen ve dinen zengin sayılanların fakirlere vermesi vacip sayılan bir sadakadır. Rabbimiz “Namazı kılın, zekâtı verin. Kendiniz için önden ne hayır yollarsanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görür ve karşılığını verir.” buyurmuştur. (Tevbe Suresi, Ayet: 103) Zekât, zengin ve fakir arasında köprü vazifesi gören mali bir ibadettir. Kişiyi cimrilik ve bencillik hastalığından koruyan, mal ve servetinde fakirin de hakkının olduğunu zengine hatırlatan sosyal bir yardımlaşmadır. İslam’da bencillik yoktur. Peygamberimiz ’in (S.A.V) zekâtın zenginlerden alınıp fakirlere verilmek suretiyle yerine getirilen bir ibadet olduğu gerçeğini çeşitli vesilelerle ifade ettiğini görmekteyiz. ZEKAT VE FITIR SADAKASI (FİTRE) KİMLERE VERİLMEZ?.. Zekat ve Fıtır sadakası dinimizde usul ve Fürû'a (Fıkıh ilminde usûl; baba ve dedeler, ana ve nineler; fürû', çocuklar ve torunlar olarak nitelendirilen kimselere) zenginlere ve gayri Müslimlere verilmez. “Beynamazda olsa, Oruçta tutmasa ihtiyaç sahibi ise, o Müslümana fitre ve zekât verilir verilmelidir” “Halkımız fitre ve zekat verecek kimse bulamadım, var ama beynamaz nasıl vereyim diyor, bu yanlış bir söz”… “Beynamaz dilimize geçmiş bir kelimedir bînamaz olan kelimenin aslı, namazsız, namaz kılmayan demektir. Bir Müslüman namaz kılmasa da oruç tutmasa da günahkâr da olsa, muhtaçsa ona fitre ve zekat verilir, verilmelidir.” Vaazında “Mağdura inancı sorulmaz” diyen Müftü Kolukısaoğlu şunlara değindi “Bir Müslüman namaz kılmasa da oruç tutmasa da günahkâr da olsa, muhtaçsa ona fitre ve zekat verilir, verilmelidir. Mağdurun inancı sorulmaz sorulmamalıdır. Bu manada hepimiz günahkârız hiçbirimiz günahlardan beri değiliz. İhtiyaç sahibi olan bir Müslüman namaz kılmadığı, oruç tutmadığı için fitre ve zekâttan mahrum bırakılamaz bırakılmamalıdır. Allah’ımız bir Mecusi için Hz İbrahim (A.S)’ı ikaz etti… Buradan sizlere çok dikkat çekici bir hadiseyi, bir kıssayı paylaşmak istiyorum ‘Hz. İbrahim Peygamber misafirsiz pek oturmazmış sofraya.. Ne vakit yemek yiyecek olsa birisi olsun, bir kaşık daha konsun istermiş. Bir gün akşam vakti sofra hazırlanmış, kimsecikler yok, bekliyor bir misafir gelse de yemek yesek. Yine gelen giden yok, çıkmış hani birini bulabilir miyim diye. Bakmış ihtiyar bir adamcağız, 70-80 yaşlarında. Onu davet etmiş; "gel beraber yemek yiyelim" demiş. Oturmuşlar sofraya, ihtiyar kaşığını uzatmış, tam alırken besmele çekmediğini fark etmiş Hz. İbrahim. "Baba, besmele çekmedin, Allah'ın adıyla niye başlamadın" deyince; "Evlat, ben mecusiyim" diyor, "Ateşe tapanlardanım." O zaman Hz. İbrahim biraz müteessir olmuş, "Kusura bakmayın" demiş, "Ben bu yemeği sizinle paylaşamam, biz Hanif dinindeniz, ben sizi yolcu edeyim." diyerek nazikçe uğurlamış ihtiyarı. Cenab-ı Hak o zaman Cebrail (a.s) gönderip Hz. İbrahim’e diyor ki; "Ne yaptın sen, o benim kulum" diyor, "onu Ben yarattım. Bana inanmadığını bile bile 70 yıldır ona rızık verdim, ekmek verdim, aş verdim, sağlık verdim, sıhhat verdim, evlat verdim, torun torba verdim. Ama sen bir lokma ekmeği çok gördün." Cebab-ı Hak öyle deyince Hz. İbrahim koşmuş ihtiyarı aramaya, bulmuş, "Baba, durum böyle böyle.." İhtiyar şaşırmış, "Evlat o nasıl bir dindir ki; Allah benim gibi bir ihtiyar mecusi yüzünden peygamberini azarlıyor, ikaz ediyor. Ne güzel bir dindir. Nasıl girilir sizin dininize?" deyip oracıkta Müslüman olmuş.” “FİTRE VE ZEKÂT VERİLİRKEN BU BENİM FİTREM VE ZEKÂTIM ALDIN KABUL ETTİN Mİ DENMEMELİDİR. TOPLUM İÇERİSİNDE BU DAVRANIŞ İNSANLARIN ONURLARINI İNCİTİR.”Fitrelerin ve zekatın ihtiyaç sahiplerine verilirken empati yapılmasını isteyen Müftü Kolukısaoğlu vaazını şöyle sürdürdü ‘’İnancımızda ve geleneğimizde sağ elin verdiğini sol elin duymaması davranışının güzelliği vardır. Bütün ibadetlerimizde olduğu gibi zekât ve fitrede de bu samimiyet ve ihlas olmalıdır. Öteden beri yanlış bir uygulama içerisindeyiz. Bazen kardeşlerimiz zekât ve fitrelerini verirken karşılarında ki insanlara toplum içerisinde, bu benim fitremdir aldın kabul ettin mi diye soruyorlar, Bu çok yanlış bir uygulamadır. Buna kalben niyet etmek yeterlidir. İhtiyaç sahibi insanları incitmeden, onların onurlarını kırmadan bu ibadetlerimizi yerine getirelim. Fitre ve zekâtlarımızı verirken kendimizi o fitreleri ve zekatları alan ihtiyaç sahibi kardeşlerimizin yerine koyarak empati yapalım. Biz olsaydık, bize nasıl verilmesini arzu ederdik, bunu düşünerek bizde öyle hareket edelim. “ZEKAT VE FİTRELERİMİZİ VERDİĞİMİZ İHTİYAÇ SAHİPLERİ BİZİM VELİNİMETİMİZDİR’’…Ecdadımızın zekât ve fitrelerini verdikleri ihtiyaç sahiplerini kendilerine minnet duyacak insanlar olarak asla görmediklerini belirten Kolukısaoğlu, “Bilakis onlar fitre ve zekâtlarını alan ihtiyaç sahiplerini kendilerinin bu ibadetlerini yerine getirmelerine vesile olan velinimetleri olarak görürlerdi. Bizlerde kesinlikle öyle bakmalıyız. Kendimize minnet duysunlar diye fitre ve zekât verirsek bu davranışımızla verdiğimiz fitre ve zekâtlarımızı boşa çıkarmış oluruz. Rabbimiz bu konuda bizi ikaz ederek şöyle buyurmaktadır. “Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. (Bakara suresi ayet: 264) Vaazının sonunda Camiyi dolduran cemaatin ramazanlarını ve gelecek bayramlarını tebrik eden İl Müftüsü Kolukısaoğlu, Cuma namazını bizzat kıldırdı. Akçatepe Mahallesi camini dolduran cemaat İl Müftüsünün bu sürpriz ziyaretinden son derece mutlu olduklarını ifade ettiler. Namaz sonrasında cemaatle bir süre sohbet eden Müftü Kolukısaoğlu Akçatepe Mahallesinden ayrıldı.  
Ordu Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu, Zekat ve fitre konusunda çarpıcı açıklamalar geldi. Cuma namazı vaazında zekat ve fitrenin öneminden bahseden Müftü Kolukısaoğlu, “Zekat malı temizler, çoğaltır ve bereketlendirir.” dedi.

İl Müftüsü Mustafa Kolukısaoğlu Cuma namazı için gittiği Altınordu İlçesi Akçatepe Mahallesi Camiinde namaz öncesi verdiği vaazda çarpıcı açıklamalarda bulundu. Vaazında zekat ve fıtır sadakası konusunu işleyen Müftü Kolukısaoğlu Zekatın İslam’ın beş temel şartından biri olduğunu vurgulayarak şunlara değindi;

“ZEKAT MALI TEMİZLER, ÇOĞALTIR VE BEREKETLENDİRİR”…
Zekât, sözlükte temizlenmek, çoğalmak, büyümek, artmak, bereketlenmek anlamlarına gelir. Malı çoğaltıp bereketlendirdiği için bu adı almıştır. Dini yönden zekât ise: “Dince zengin sayılan ve yükümlülük şartlarını taşıyan bir Müslümanın mal varlığının belli bir bölümünü Allah’ın verilmesini istediği harcama alanlarına vermesidir.”

Fıtır sadakası ise Hanefi mezhebine göre Ramazan ayının sonunda bayram sabahına sağ olarak erişen ve dinen zengin sayılanların fakirlere vermesi vacip sayılan bir sadakadır. Rabbimiz “Namazı kılın, zekâtı verin. Kendiniz için önden ne hayır yollarsanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görür ve karşılığını verir.” buyurmuştur. (Tevbe Suresi, Ayet: 103)

Zekât, zengin ve fakir arasında köprü vazifesi gören mali bir ibadettir. Kişiyi cimrilik ve bencillik hastalığından koruyan, mal ve servetinde fakirin de hakkının olduğunu zengine hatırlatan sosyal bir yardımlaşmadır. İslam’da bencillik yoktur. Peygamberimiz ’in (S.A.V) zekâtın zenginlerden alınıp fakirlere verilmek suretiyle yerine getirilen bir ibadet olduğu gerçeğini çeşitli vesilelerle ifade ettiğini görmekteyiz.

ZEKAT VE FITIR SADAKASI (FİTRE) KİMLERE VERİLMEZ?..

Zekat ve Fıtır sadakası dinimizde usul ve Fürû'a (Fıkıh ilminde usûl; baba ve dedeler, ana ve nineler; fürû', çocuklar ve torunlar olarak nitelendirilen kimselere) zenginlere ve gayri Müslimlere verilmez. “Beynamazda olsa, Oruçta tutmasa ihtiyaç sahibi ise, o Müslümana fitre ve zekât verilir verilmelidir” “Halkımız fitre ve zekat verecek kimse bulamadım, var ama beynamaz nasıl vereyim diyor, bu yanlış bir söz”… “Beynamaz dilimize geçmiş bir kelimedir bînamaz olan kelimenin aslı, namazsız, namaz kılmayan demektir. Bir Müslüman namaz kılmasa da oruç tutmasa da günahkâr da olsa, muhtaçsa ona fitre ve zekat verilir, verilmelidir.”

Vaazında “Mağdura inancı sorulmaz” diyen Müftü Kolukısaoğlu şunlara değindi “Bir Müslüman namaz kılmasa da oruç tutmasa da günahkâr da olsa, muhtaçsa ona fitre ve zekat verilir, verilmelidir. Mağdurun inancı sorulmaz sorulmamalıdır. Bu manada hepimiz günahkârız hiçbirimiz günahlardan beri değiliz. İhtiyaç sahibi olan bir Müslüman namaz kılmadığı, oruç tutmadığı için fitre ve zekâttan mahrum bırakılamaz bırakılmamalıdır.
Allah’ımız bir Mecusi için Hz İbrahim (A.S)’ı ikaz etti…

Buradan sizlere çok dikkat çekici bir hadiseyi, bir kıssayı paylaşmak istiyorum ‘Hz. İbrahim Peygamber misafirsiz pek oturmazmış sofraya.. Ne vakit yemek yiyecek olsa birisi olsun, bir kaşık daha konsun istermiş. Bir gün akşam vakti sofra hazırlanmış, kimsecikler yok, bekliyor bir misafir gelse de yemek yesek. Yine gelen giden yok, çıkmış hani birini bulabilir miyim diye. Bakmış ihtiyar bir adamcağız, 70-80 yaşlarında. Onu davet etmiş; "gel beraber yemek yiyelim" demiş. Oturmuşlar sofraya, ihtiyar kaşığını uzatmış, tam alırken besmele çekmediğini fark etmiş Hz. İbrahim. "Baba, besmele çekmedin, Allah'ın adıyla niye başlamadın" deyince; "Evlat, ben mecusiyim" diyor, "Ateşe tapanlardanım." O zaman Hz. İbrahim biraz müteessir olmuş, "Kusura bakmayın" demiş, "Ben bu yemeği sizinle paylaşamam, biz Hanif dinindeniz, ben sizi yolcu edeyim." diyerek nazikçe uğurlamış ihtiyarı. Cenab-ı Hak o zaman Cebrail (a.s) gönderip Hz. İbrahim’e diyor ki; "Ne yaptın sen, o benim kulum" diyor, "onu Ben yarattım. Bana inanmadığını bile bile 70 yıldır ona rızık verdim, ekmek verdim, aş verdim, sağlık verdim, sıhhat verdim, evlat verdim, torun torba verdim. Ama sen bir lokma ekmeği çok gördün."

Cebab-ı Hak öyle deyince Hz. İbrahim koşmuş ihtiyarı aramaya, bulmuş, "Baba, durum böyle böyle.." İhtiyar şaşırmış, "Evlat o nasıl bir dindir ki; Allah benim gibi bir ihtiyar mecusi yüzünden peygamberini azarlıyor, ikaz ediyor. Ne güzel bir dindir. Nasıl girilir sizin dininize?" deyip oracıkta Müslüman olmuş.”

“FİTRE VE ZEKÂT VERİLİRKEN BU BENİM FİTREM VE ZEKÂTIM ALDIN KABUL ETTİN Mİ DENMEMELİDİR. TOPLUM İÇERİSİNDE BU DAVRANIŞ İNSANLARIN ONURLARINI İNCİTİR.”
Fitrelerin ve zekatın ihtiyaç sahiplerine verilirken empati yapılmasını isteyen Müftü Kolukısaoğlu vaazını şöyle sürdürdü ‘’İnancımızda ve geleneğimizde sağ elin verdiğini sol elin duymaması davranışının güzelliği vardır. Bütün ibadetlerimizde olduğu gibi zekât ve fitrede de bu samimiyet ve ihlas olmalıdır. Öteden beri yanlış bir uygulama içerisindeyiz. Bazen kardeşlerimiz zekât ve fitrelerini verirken karşılarında ki insanlara toplum içerisinde, bu benim fitremdir aldın kabul ettin mi diye soruyorlar, Bu çok yanlış bir uygulamadır. Buna kalben niyet etmek yeterlidir. İhtiyaç sahibi insanları incitmeden, onların onurlarını kırmadan bu ibadetlerimizi yerine getirelim. Fitre ve zekâtlarımızı verirken kendimizi o fitreleri ve zekatları alan ihtiyaç sahibi kardeşlerimizin yerine koyarak empati yapalım. Biz olsaydık, bize nasıl verilmesini arzu ederdik, bunu düşünerek bizde öyle hareket edelim.

“ZEKAT VE FİTRELERİMİZİ VERDİĞİMİZ İHTİYAÇ SAHİPLERİ BİZİM VELİNİMETİMİZDİR’’…
Ecdadımızın zekât ve fitrelerini verdikleri ihtiyaç sahiplerini kendilerine minnet duyacak insanlar olarak asla görmediklerini belirten Kolukısaoğlu, “Bilakis onlar fitre ve zekâtlarını alan ihtiyaç sahiplerini kendilerinin bu ibadetlerini yerine getirmelerine vesile olan velinimetleri olarak görürlerdi. Bizlerde kesinlikle öyle bakmalıyız. Kendimize minnet duysunlar diye fitre ve zekât verirsek bu davranışımızla verdiğimiz fitre ve zekâtlarımızı boşa çıkarmış oluruz. Rabbimiz bu konuda bizi ikaz ederek şöyle buyurmaktadır. “Ey iman edenler! Allah'a ve ahiret gününe inanmadığı halde insanlara gösteriş olsun diye malını harcayan kimse gibi, sadakalarınızı başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın. Böylesinin durumu, üzerinde biraz toprak bulunan ve maruz kaldığı şiddetli yağmurun kendisini çıplak bıraktığı bir kayanın durumu gibidir. Onlar kazandıklarından hiçbir şey elde edemezler. Allah kâfirler topluluğunu hidayete erdirmez. (Bakara suresi ayet: 264)

Vaazının sonunda Camiyi dolduran cemaatin ramazanlarını ve gelecek bayramlarını tebrik eden İl Müftüsü Kolukısaoğlu, Cuma namazını bizzat kıldırdı. Akçatepe Mahallesi camini dolduran cemaat İl Müftüsünün bu sürpriz ziyaretinden son derece mutlu olduklarını ifade ettiler. Namaz sonrasında cemaatle bir süre sohbet eden Müftü Kolukısaoğlu Akçatepe Mahallesinden ayrıldı.

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.