Aday adayı arkadaşların hepsini, Ulubey halkı adına önemli ve sorumluluğu oldukça ağır bir işe tâlip olmalarından dolayı tebrik ediyor, minnet ve şükran duygularımızı sunuyoruz. Yine, ilçemize getirdikleri hareketlilik, ümit ve ufuklardan, duygu ve düşünce dünyâmıza kattıkları renklerden dolayı da ayrıca teşekkürlerimizi iletiyoruz. İnşâllâh, onlar da, bizler de ömrümüzün sonuna kadar hep ilçemizle olacağız, onun için kafa yoracağız, her anlamda omuz vermeye çalışacağız.
Şunu kabul etmek gerekir ki bu aday adayı arkadaşlarımızın koyulduğu iş yürek ister, fikir ister, birikim ister, fedâkârlık ve özgüven ister. İlçemiz, böyle evlâtları olduğu için kıvanç duymalı. Sonuçta biri seçilecek ama hepsinin de değerinin farkında olmalı. Çünkü onlar, kendi istekleriyle ve de hem madden, hem mânen bir şeylerden ferâgat ederek bu işe koyuldular. Böylelikle de Ulubey târihindeki yerlerini aldılar. Rabbimiz gayretlerine ve ömürlerine bereket versin.
Biz de bu süreçte köşemizde zaman zaman değerlendirmeler yaptık. Bu özel ve güzel günlerin şenlikli havasından muhabbet devşirmeye çalıştık. Arkadaşlar da yazılarımız üzerine değerlendirmelerde bulundular. Bâzen bunu bizimle paylaşanlar oldu.
Sonuçta, gündem gereği konuya değinilmiştir. Bazı arkadaşlar yazılarımızı -normâlin ötesinde- ciddîye aldılar. Eh, doğaldır, ne de olsa şu sıra hayâl âlemindeler. Dolayısıyla, ona zarar vereceğini düşündükleri zerreleri bile son derece önemsiyorlar.
Bu meyanda, tamâmen yazılarımıza odaklanıp, işi-gücü, hattâ neredeyse tanıtım çalışmalarını bırakanlar bile var. Hiç gezip dolaşmıyorlar; bırakın uzak köyleri mahallelerinde bile ziyâretler yapmıyorlar. Bizim yazılara odaklanmışlar, vebâli, günâhı üzerimize atmış, sonuca kilitlenmişler. KAZANIRLARSA KENDİLERİNDEN BİLECEKLER, KAYBEDERLERSE KÖŞEMİZDEN!Kendileri bir yerlere gitmedikleri gibi bizlere de gelmiyorlar da, rivâyetleri geliyor kulağımıza. Buna istinâden konuşuyoruz.
Fakat, bu arkadaşlar bilmiyorlar ki, bu memleketteOKUYANLAR DEĞİL OKUMAYANLAR KAZANIYOR.Sen gazete kitap, dergi okurken öbür adam işin gereğini yapıyor. İşi biliyor yâni. Meselâ, çevrenize bakınız, bu zamana kadar aday mı değil mi belli olmayacak kadar rahat olanlar,yâni hiç gayretine şâhit olunmayanlar şu sıralar gündeme oturan fotoğraflarda baş köşede görünüyorlar. Sözünü ettiğimiz, bize sitem eden arkadaşlarsa ortalıkta yoklar. Haberleri, medyayı izliyorum, hiçbir fotoğrafta yer almıyorlar. Sonra kolaycılığa kaçıp, kabahati birilerine yüklemeye çalışıyorlar. Bu da bir akıl sonuçta ama, derde devâ değil.
Bana sorarsanız, büyükler küçüklerini önceden beri bilirler. Puanları kafalarında hazırdır. Hattâ, adayları seneler öncesinden bellidir demek bile mümkün! Bu meyanda önceki izlenimler, daha doğrusu dostluklar bağlayıcıdır. Şimdi siz kendinizi düşünün. Şu durumda karar verici noktada olsanız gazetelere, ya da milletin ağzına mı bakarsınız, yoksa öteden beri gelişen gözlemlerinize mi? Bütün gazeteler medhetse, içinize sinmeyen, kafa denginiz olmayan, yakınlığınız bulunmayan birisini, bir nevî böyle ince-uzun bir yolda kendinize arkadaş seçer misiniz?
Demek istediğim, önceden atı alan atlıysa ve de Üsküdar’ı geçtiyse, sen de buralarda piyâde dolaşıyorsan, ne yaparsan yap, yaya kalırsın. Üzülmeye gerek yok. Çok iyi insan olabilirsin, boyun-posun ve birikiminle en lâyık ta; ama, seçicilerin gözlem ve kararlarına da saygı duymak durumundasın. Bu işin kuralı bu ve yapacak bir şey de yok. Hakkına râzı olacaksın.
Hattâ, senin nasîbin varsa, aklından böyle bir şey geçmiyor olsa bile, seni çağırıp aday olacaksın derler ve bakarsın olmuşsun da! Belki de şu andaki o kişi sensin, bilmiyoruz. Ama, kuşku duyduğuna, bahâneler aradığına göre bunu kesin söylemekte zorlanıyorum. Ancak şu kadarı kesin gibi ki, EĞER ATLI DEĞİLSE, MUTLAKÂ BİR PİYÂDEDİR! Bu da bu yazının nüktesi olsun.
Gelelim sözün özüne;, yıllardır işi bağlayamamışsan, şimdi ne yapsan, hakkında ne yazılsa boş. Zâten, karar vericilerin, hiçbir zaman olmadığı gibi şu anda da bu yazıları okuyabilme şansları yok. Gönlünü ferah tut. Olacaksan olursun. Olmayacaksan yapacak bir şey yok. Onlar şimdi yoğunluktan belki uyku bile uyuyamıyorlar ki okumaya zaman bulsunlar.
Hem, değerli kardeşler, kıymetli okurlar, biz mümkün olduğunca genel fotoğrafı okumaya, bunu yaparken de, kendi objektifimizce objektif olmaya çalışıyoruz. Hangi arkadaş, “şu yazdığın yalan, hiç alâkası yok!” derse biz buradayız. Okurlarımız hakem olsun. Kimseyi lanse ettiğimiz falan da yok. Kefil olmak zâten tehlikeli. Her anlamda. Bilmem çiğ süt emmemiş olan var mı? Onun için biz sâdece manzaralardan kesitler seçip dikkâtlere arz ediyoruz. Resmi tamamlayıp karârını vermek vatandaşların işi. Bizimkisi manzara. Bu şenlikli günlerden geleceğe notlar düşmek.
Herkes merak ediyor. Biz de yazıyoruz. Yazmayınca, “niye yazmıyorsun, gündeme eğilmiyorsun?” diyorlar. Biz de gözlemlerimizi, Ulubey için fikir jimnastiği yapmak, yâhut ta en verimli olacak adayı bulma noktasında samîmî arayışta olanlara katkıda bulunmak adına duygu ve düşüncelerimizi paylaşmaya çalışıyoruz. Kimi siyâsîlerin yaptığı gibi sert ithamlarımız da yok. Sanki uyduruyormuşuzcasına bize yüklenenler, direkt söyleyenler nezdinde neler yapıyorlar acabâ? Her neyse, belki de nazları sâdece bize geç(e bil)iyordur kardeşlerimizin…
Ayrıca merak ediyorum; arkadaşlar benim kendilerini medhetmemi isterler mi? İsterlerse, ben de derim ki, benim medhetmemin sizin iyiliğinize olacağı ne mâlum? Hattâ aleyhinize olmayacağını kim söyleyebilir?
Şunu da söyleyeyim ki, benim Ordu adına ümit beslediğim, zaman zaman haklarında yazılar yazdığım adamların hiçbirinin Ordu’da şansı yâver gitmedi. Meselâ Dr. Mehmet Hilmi GÜLER. Son örneği de İdris Naim Şahin. Demek istediğim, bu işler nasîp meselesi. Okumak yazmak, gezmek-tozmak ayrı bir şey. Bilmem arz edebildim mi?
Sanırım, önümüzdeki haftaya, tüm ilçeler gibi Ulubey’in adayı da belli olacak; tüm partiler adaylarını açıklamış bulunacaktır. Şimdiden hayırlı olsun. Arkadaşlarımızın hepsi de lâyıktır. Üstesinden gelecek evsaftadır. Buradan hepsini selâmlıyor, sürç-i lisânımız varsa mâzur görüp haklarını helâl etmelerini diliyorum.
Sonuçta, herkim olursa onun etrafında bütünleşmek, aynı partili tüm aday adaylarının görevi olacaktır. Büyükşehir Başkanıyla uyum içerisinde olacak olduktan sonra adayın kimliği, hattâ genel anlamda partisi bile çok da fark etmez ve de Ulubey’in bu defâ çok hizmet alacağına inanıyorum. Büyük Şehir Başkanının Ulubeyli olması başlı başına bir avantajdır. Yazılarımda hep söylediğim gibi, Ordu’nun omuz başı niteliğindeki Ulubey’in yıldızı parlamaya mahkûmdur.
Bizler de her hâlükârda onu sevmeye, geliştirmeye, hep bir şeyler yapma, güzelliğine güzellik katma gayretine mahkûmuz. Rabbimiz bizleri hayırlılardan eylesin ve de her şeyin hakkımızda hayırlı olanlarını nasip buyursun. Kardeşlerimizin aday adaylıkları ve bundan sonraki süreçleri de hem kendileri, hem sevdikleri ve hem de ilçemiz için hayırlı olsun. Gönüller sevinç ve de sonsuz mutluluklarla dolsun ves’selâm…