Önceki gün, şehrimizin tanınmış sîmâlarından, Enerji FM sâhibi Yakup Kırca’nın kızının Öğretmenevi’nde düğünü vardı. Geçen yıl evlendirdiği ilk kızından kucağına torun aldığı günlerde 2. Kızının mürüvvetini gördü. Her ikisi de hayırlı-mübârek olsun. Allâh (CC) mesut-bahtiyâr etsin; güzel günlerini göstersin inşâllâh. Âmin.
Yakup Bey geniş dost çevresi bulunan bir arkadaşımız. Kendi evleri yanındaki dâvet ve buradaki düğün dolayısıyla, epey zamandır görüşemediğimiz, uzaklardan katılanlar dâhil, birçok tanıdıkla selâmlaşma, ayaküstü de olsa hasbihâl, hattâ kimileriyle bir arada oturup görüşme, konuşma imkânı bulduk.
Mustafa Duran’dan Ayşe Bahar Çebi’ye, Yılmaz Gündoğdu’dan Kerim Alptekin’e, Mustafa Özata’dan Abdurrahman Tomakin’e, Halil Mermer’den Zekâi Gönül’e, içerde düğün olurken bahçede sohbet etme imkânları bulduk.
Konu daha çok, aramızda eski belediyecilerin de olması, ayrıca Muzaffer Günay Bey’in kültür temalı son yazısı bağlamında kitap fuarları, kültür ve insan kalitemiz ekseninde dönüp-dolaştı. Eskilerden, yenilerden,Emevîler’den, Selçûkîler’den, Osmanlı’dan, Cumhûriyet’ten, doğudan-batıdan, özellikle Almanya’dan örnekler ve karşılaştırmalarla sürdü gitti.
Geçmişten günümüze intikâl eden çürümüşlüğe işâret edilerek, bu gidişe dur denilmesi gerektiğinin altı çizildi. Ancak, en önemlisi de, kişilerin hep ortaya atış yaparak, geneli eleştirerek meseleyi geçiştirmemesi; kendisinden başlamak sûretiyle kapsama alanını etkileyerek dönüştürmesi. Burası çoğu defâ ıskalanıyor.
Hâlbuki, bizler tek tek vasıflı insan olma gayretinde olmazsak toplumun kendi kendine dönüşümünü nasıl bekleyebiliriz? Bu söylediğimiz, tam da İNSÂN-I KÂMİL olma ideâliyle örtüşen bir ifâde. Bu konuyu en çok işleyen ve de vasıfsız Müslümanların garâbetlerine, gülünç hâllerine, nezâketsiz tavırlarına, samîmiyetsiz softalıklarına çok atıfta bulunduğundan dolayı sık sık tenkid edilen Mehmet Şevket Eygi üstadımızdır.
Ancak, en normâlimiz gömlek çıkardığı, ve yâ o günlere göre Müslümanlıkta fersah fersah mesâfeler katettiği için artık üstadın yazdığı gazetelere ya da sitelere bakma ihtiyâcı kalmamıştır! Biz bu gün, işi tıkırında, keyfi gıcır ve de neşesi yerinde kardeşlerimiz için, çeşni kabîlinden, nostaljik bir fantezi, ya da kültürel çerez olarak zevklerimizi renklendirsin için üstaddan bir dizi maddeler arz edeceğiz.
Ama lütfen, dikkâtli, ciddî ve de samîmî olarak okuyalım. Hattâ, tekrar tekrar okuyalım. Ne kaybederiz ki? Tefekkür aynasında kendimizi ve sorumluluğumuz altındakilerin durumunu gözden geçirelim.Siyâsî, idârî, dînî, ekonomik; her anlamda öncülerimize ve iddia sâhiplerine bakalım. Ölçülerin neresindeyiz? Madde madde, kendimizi imtihana tâbî tutalım. Yazılanlara, gazete kupüründen öte gözlüklerle bakıp, hem onun, hem yükümüzün ağırlığını unutmadan, dünyâ-âhiret dengesinde değerlendirmeler yapmaya çalışalım.
Şimdi sizi üstadla baş başa bırakıyoruz. İyi sohbetler, hayırlısından bol istifâdeler inşâllâh ves’selâm:
Medenî, Güçlü ve Vasıflı Müslüman Kimdir?
1. O, şifahî kültürlü değil, yazılı kültürlüdür.
2. Her gün en az bir saat, manasını anlamak şartıyla faydalı kitap okur, ilmen terakki eder.
3. Onun kültürü gazete kültürü değil, kitap kültürüdür.
4. Vasıflı Müslüman ilmihalini iyi bilir.
5. O, konuşursa hayır söyler, hayırlı bir şey söylemeyecekse susar.
6. O, Allahın lutf etmiş olduğu nebevî nur ile görür.
7. Onun itikadı sahihtir.
8. O, beş vakit namazı dosdoğru kılar.
9. Onun namazı, kendisini azgınlık yapmaktan korur.
10. O, bir insan olarak bazen günah işleyebilir ama cehren, açıkta, açıkça, küstahça, meydan okurcasına günah işlemez, ayağı kayarsa gizli ve utanarak işler. Vasıflı Müslüman fâsık ve fâcir-i mütecâhir değildir.
11. Onda ince ve yüksek görgü=âdâb-ı muaşeret vardır, o kabalık, bedevilik, hoyratlık etmez.
12. O gıybet etmez.
13. O, tecessüs etmez, yani insanların gizli ayıp, günah, kusurlarını araştırıp ifşa etmez.
14. O, âdildir, insaf sahibidir.
15. O, ihtilaflı konularda Sevâd-Âzam dairesi içindedir.
16. O, Müslümanların kurdu değil, meleğidir.
17. Holiganlık yapan kimse çok yüksek diplomalara sahip olsa bile vasıflı Müslüman olamaz.
18. Haram ve şüpheli geliri ve serveti olan, vasıflı Müslüman değil, alçak Müslümandır.
19. Vasıflı Müslüman, kendisi ile ülfet ve ünsiyet edilebilen kimsedir.
20. Vasıflı Müslüman Ümmetin yaşlılarına ve büyüklerine hürmet eder, küçüklerine şefkat ve merhametle muamele eder.
21. Vasıflı Müslümanın bugünü dünü ile eşit olmaz, onun her günü, bir öncekinden ilim, ibadet, salih amel, hayır hasenat, mânevî terakki bakımından ileridedir.
22. Kendisinde Ümmet birliği şuuru olmayan Müslüman vasıflı değildir.
23. Vasıflı Müslüman din ticareti, mukaddesat bezirganlığı, maneviyat sömürüsü yapmaz, Allah’ın ayetlerini ucuza veya pahalıya satmaz.
24. O, Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha ve hikmete endeksli Müslümandır.
25. Nefs-i emmâresinin kölesi olan kişi, vasıflı Müslüman olamaz.
26. Vasıflı Müslüman, meşreb farklılıklarının üzerine çıkarak bütün gerçek mü’minleri kucaklayan, seven, destekleyen, bağışlayan bir zihniyete sahiptir.
27. Vasıflı Müslüman küfür ve dalâlet dışında her hal ü karda şükr eder.
28. Vasıflı Müslüman âyine gibidir ona bakan, onda İslamın tecellilerini görür.
29. Vasıflı ve vasıfsız bütün Müslümanlara selam olsun.
(Bendeniz vasıflı bir Müslüman mıyım? Böyle bir iddiada bulunmaktan, kendimi, iyi Müslüman olmadığım halde iyi göstermekten hayâ ederim…) MŞE 19.04.2014 MG