Değerli okurlar. Seçimler geldi geçti. Ortalık biraz sâkinleşti mi sizce? Muhâlefette büyük bir hayâl kırıklığı var gördüğüm kadarıyla. İçlerindeki fırtına sürüyor. Haktan hayırlısı.
Öyle ama, onların da artık bir öz eleştiri moduna girmeleri gerekiyor. Nerede hatâ yapıyor ve de hep tekrarlıyor olduklarını görmeleri gerek. Yoksa, bu gidişle bu muhâlefetten ne köy olur, ne kasaba!
Ve de sevgili muhâlefet kardeşler. Sizleri çok seviyoruz. Sizler de bizi mutlakâ. İnanınız ki, sizleri de görmek istiyoruz yukarılarda. Ama, halk işte bu; oralara yükselteceği insanlarda daha bir takım özellik ve güzellikler görmek istiyor. İnat etmeyip oraya yoğunlaşmaktan başka çâre yok.
Hattâ, bana sorarsanız bu bile çözüm değil muhâlefet için. Çünkü o zaman da aslının aynı nüshası olur, kopya gibi durursunuz. Onun için, mevcut iktidar bu çizgi ve performansını devam ettirdiği sürece bu caddede kimseye ekmek yok gibi gözüküyor.
O zaman, mevcut projeleri, daha iyisiyle biz yapacağız, artı şu şu özelliklerimiz var, bizim elemanlarımız daha donanımlı falan deyip de kendinizi ispat edemezseniz bu işi başarma şansınız yok.
ÜMİTSİZ BİR BEKLEYİŞ HASRETİ…
Şu var; belki millet bıkarsa değişiklik ister ama, orada da yine güven ve kalite arayacaktır. Dolayısıyla, her hâlükârda meziyet meziyet meziyet. Öbür türlü kendinize de, çevrenize de, millete de eziyet!
Yâni, eğer, bunu yapamayacaksanız, boşa ümitlenip, dörülüp dökülüp, emek sarf edip de, sonunda da böyle hayâl kırıklıkları yaşamayın. İnanınız ki bizler de üzülüyoruz. Güçlü bir muhâlefet olsun, iktidarı zorlasın diye zâten arzuluyoruz. Bu hizmette kalite, siyâsette seviye için de gerekli. Bunu iktidar da bekliyor aslında. Ama yok maalesef. Sâdece durumdan vazîfe niteliğinde polemikler; o kadar…
Ne demiştik; Bu gidişle BU MUHÂLEFETTEN NE KÖY OLUR, NE KASABA!
Ve ilâve ediyor, diyoruz ki; BU SÖZLERİMİ MUTLAKÂ KATIN HESABA!
Buradan da şuraya gelmek istiyoruz ki, seçim dönemi geçtikten sonra artık daha o gündemleri alevlendirmenin, bunu kavga, gürültü sebebi boyutuna taşımanın bir anlamı yok. Seçilenler seçildi; tâkip moduna geçildi. Seçim geçti, geçim geçmiyor. Bundan sonrası artık ömür boyu geçim kavgası. Asıl önemlisi bu. Allâh(CC) hepimizin yardımcısı olsun.
Söz nereden nereye geldi. Bizim burada asıl konumuz hep Ulubey. Başkanımızı seçtik. Bekleme moduna geçtik. Ama daha erken. Şu sıralar tebrik ziyâretlerindeyiz. Biz henüz gidemedik ama telefonla görüştük. İnşâllâh bu hafta diyoruz. Kendisi de çeşitli vesîlelerle sık sık dışarıda oluyor. Tabiî, şimdi Ulubey Belediye Başkanı demek mücâvir alanla sınırlı anlamına gelmiyor. Köyler mahalle oldu, başkanlar böyle oldu. Her tarafa kıyı-köşe gitmek durumundalar. Bul bulabilirsen yerlerinde! Allâh (CC)yardımcıları olsun.
ULUBEY ve ÜMİT ve KÜLTÜR
Bu arada, Ümit AKDENİZ, kendisiyle ilgili gazetemizde yazdıklarımıza teşekkür mâhiyetinde ziyâretimize geldi. Seçimi, Ulubey’i ve geleceğini konuştuk. Her şey bahâne, önemli olan gençlik dedik ve artık bundan sonra onlara yönelik, belediyeyi de yönlendirerek yapılabilecek sosyâl, kültürel, insânî faaliyetlere yoğunlaşıp yardımlaşmanın gereğinde ittifak ettik.
Gerçekten, Ulubey’de böyle kültürel bir ortam potansiyeli var. Bu elbirliği ile mutlakâ değerlendirilmeli. Ulubey Ordu’dan bir adım. Neden, bâzı etkinliklere merkezlik eden bir yer olamasın Ulubey?
Bu konuyu inşâllâh irdeleyip olgunlaştırmalıyız. Hep birlikte Ulubey için bir şeyler yapmalıyız. İktidar da muhâlefet te geçici. Onları artık bir tarafa bırakıp, önümüze bakma zamanı. Özellikle gençler için, gelecek için yapılacak olanlar önemli ve kalıcı.
Altınordu aday adaylarından, Ulubeyli hemşehrimiz Abdullah YILMAZ’ın başkanlara yaptığı ziyâretler ve hediye ettiği Osmanlı Arma Tabloları da mânidar. O da kültür ve irfânımıza dâir işâretler içeriyor.
Osmanlı sonuçta bir Vakıf Medeniyetidir. Dolayısıyla aralarında Îsâ TÜRKCAN’ın da bulunduğu başkanlara, kendinizi ayrım yapmadan herkesi kuşatan, Osmanlı gibi, tüm mahlûkât eksenli ve kapsamlı tarzda bir hizmete adayınız mesajı verilmiştir.
Başkanımız da bu değerlere ve çabalara yabancı biri değildir. Hep birlikte el ele, yardımlaşılarak Ulubey’i maddî-mânevî her anlamda bir adım daha öne çıkarmanın gayretinde olunacaktır. Bundan sonraki işin adı bu.
Sevgili okurlar; Allâh Taâlâ hepimizin yardımcısı olsun. Milletimiz, memleketimiz, tüm gönül coğrafyamız ve insanlık âlemi mutluluklarla dolsun ves’selâm…