Marka giyinmekle “marka” olunmaz; Dışı değil yalnız, içi de süsle… Marka olacaksan, “İnsanlık”ta ol; Akıllıca yaşa, selim bir hisle!...     Unutma ki, yalnız madde değilsin; Sâde arz-ı endam, cadde değilsin! Özden kopar isen bil ki, sefilsin; Hür sandığın ömrün geçer hapisle!...   Zâhirler şen-şakrak, bâtınlar köle Mayalar çalınır hep yanlış göle Nedir bu hoyratlık; haykıra, güle? Kopuk bir yaşayış; âyet-hadisle?!…       Doğruluk, dürüstlük; ahlâk, fazîlet Bunlarsız hayâtın sonu hezîmet Nereye, kendine kestiğin bilet? Menzile varılmaz kuru bahisle!...     Hevâyla yaşayan havaya gider; Kara toprak yine, hep kabûl eder! Bulur orda herkes, her neyi güder; Halâs olur varan kâlb-i hâlisle…   Mevlâ; kalıp değil, kâlplere bakar Aynaya aldanan kendini yakar Herkes, aslı olan toprağa akar Dostları karşılar, gülle nergisle…   Hakk’a karşı benlik; olur iş değil! Hiç yakışır mı ki, bâtıla meyil? Gâye, olmak ise, cennete ehil; Her an mücâdele, gerek nefisle!...   Topraktan gelene, tevâzû uyar Havalar-cıvalar kaçırır ayar Sağlam basmaz isen ayağın kayar Sarpa sarar yollar; dumanla, sisle!...   İyi, güzel; kötü, çirkin; hepsi var Aklı kullan, ara da bul; nerde kâr? İyi düşün, gâfil olma, etme zâr! Bir olur mu tâhir; kirli necisle?!...   Hitâmuhû misk’e varacak iş yap Kapıldığın dünyâ gerçek bir serap Ukbâya uymalı, burdaki hesap Yanyana düşmek var orda müflisle!   Aman, aman kardeş; Allâh korusun! Varlığın hazîne, cevher dolusun... Harcatma kendini, Allâh kulusun; Yolunu ayır; şeytân-ı habisle!...   Nûrânî, çok kolay, nasîhat böyle; Hem örnek ol, hem de, sözünü söyle! YâRabbi, cümleye Sen yardım eyle; Gelsin ömrümüzün hitâmı misle!...