HER NE Kİ VÂKÎ
(HİLKÂT-NÂME)
Bir insan kolayla insan olmuyor
Önünde ardında örnek gerekli
Dolular almıyor, boşlar dolmuyor
Hilkât gerçeğini görmek gerekli
Anneler-babalar, uymalı baştan
Kazançlar helâlden, ekmekler taştan
Alınları terden, gözleri yaştan
Hayâtın nakşını örmek gerekli
Çeliğe-çocuğa edep terbiye
En büyük yatırım budur geriye
Bilmeli, dünyâya geldik ne diye?
Her dâim kendine sormak gerekli!
Sözü dememeli ölçüp tartmadan
Teşvik edilmeli, çok şımartmadan
Mesâfe olmalı, fazla artmadan
Sevgiyi saygıyla sarmak gerekli
Özünde dert olmalı, yüzünde sevgi
Yerinde kritik, yerinde övgü
En az sevgi kadar görmeli saygı
İnsanlara değer vermek gerekli
Herkes bir eseri Yüce Mevlâ’nın
Horlayanlar pişman olacak yarın
İyilik, güzellik dünyâda kârın
Dostluk çiçekleri dermek gerekli
Sevmeli toprağı, saymalı halkı
Hayâtta bir gâye, olmalı ülkü
Bu dünyâ kimsenin değildir mülkü
Ebede hayâller kurmak gerekli
Sûretler geçici, sîretler bâkî
Sonsuza yansıyor, her ne ki vâkî
Ortaya açılır defter illâki
İşin şuuruna ermek gerekli
Kâinat kitabı, hep âyet âyet
Kur’an ile Sünnet bekler riâyet
Sonsuzda mutluluk istersen şâyet
Gayret döşeğini sermek gerekli…
Yerinde frene, yerinde gaza
Basmayı bilmeli gelmeden gaza
Varlığa tevâzu, kanaat aza
Nefsin hevâsını kırmak gerekli
Bahçede gül olmaz çapalamadan
Tarlada bir ekin, çabalamadan
Birebir, hiç aslâ, ıskalamadan
İşin üzerinde durmak gerekli
Zerreden kürreye evren bir bütün
Sen burda nerdesin, hele bir düşün
Yerini bil, yurdun olsun bir düğün
Maddeye mânâyı karmak gerekli
Nûrânî, sen de bil haddi-hudûdu
Her varın, var elbet hakkı-hukûku
Unutma hesâbı, seyr-i sülûku
Menzil-i maksûda varmak gerekli…