Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

HAYRET Kİ HAYRET!

Zalimler ardından, yırtıp bağrını; Ağıt yakanlara, hayret ki hayret! Kirliler aşkına tertemiz yaşlar; Dökenlere hayret; hayret ki hayret!   Belli edip safı, hiç utanmadan Feryâdı sürdürür, hem usanmadan Göz yumar yanlışlara, uyanmadan Sinsi dikenlere; hayret ki hayret!   Yalakalığın yok dini-îmânı Ahlâk değişiyor, çıkar zamanı Çiğneyip ilkeyi, ilmi, irfânı Boyun bükenlere; hayret ki hayret!   Derviş, sofu demez,  çeker kenâre; Ayartır kör şeytan, nefs-i emmâre Kalmaz omurgadan eser, emâre Soysuz kökenlere; hayret ki hayret!   Rızâ var mı zulme, rüşvete, gaspa? Güçlüler kuvvetli, zayıflar hasta! Haksızlar şen-şakrak, haklılar yasta! Leşe çökenlere; hayret ki hayret!...   Edep, hayâ, şeref, nâmus, haysiyet Dâvâ dediğin şey ister ciddiyet! Lâzımken bunları tahkîme niyet; Bir bir sökenlere; hayret ki hayret!...   Bizim arkadaşlar ne imiş meğer! İbretlik manzara; görmeğe değer! Fır döner, nerdeyse menfaat eğer; Şaşı bakanlara; hayret ki hayret!   Tahsilin, kitabın olmaz etkisi El öper, kimdeyse emir yetkisi Yollarını çizer çıkar tutkusu Çapraz sekenlere; hayret ki hayret!   Kaynaklara bakmaz, gerçeği duymaz Yorumlar nefsânî, tefsire uymaz! Kendinden gayrıyı akıllı saymaz! Yanlış akanlara; hayret ki hayret!   Basîreti bağlı, perdeli gözü Güçlüye yaslanmış, kupkuru tuzu! Çakalın kurdudur, sanırsın kuzu! Yoldan çıkanlara; hayret ki hayret!   Suyu bulandırıp seyrine dalan Sevmediklerine iftirâ, yalan Sonra ortalığa nifâkı salan; Fitne sokanlara; hayret ki hayret!   Son bulsun Yâ Rabbi sûisti’mâller Kafa karıştırmasın şer ihtimâller Haramlar gitsin de gelsin helâller Şüphe kokanlara; hayret ki hayret!...   Bir devran dönüyor, hayr’olsun sonu “Rabbenâ, hep banâ!” arkası önü Hep kendine yontan, her gördüğünü; Cerre çekenlere; hayret ki hayret!   Nûrânî, bu böyle, nereye kadar? Bu, nice bir tutum, nasıl bir karar? Nedir bu; dâvâya verilen zarar?!... Zakkum ekenlere; hayret ki hayret!   Ümitsizlik yoktur; elbet, âmennâ: Ama, yetmemekte, yalnız temennâ! İnşâllâh aşılır, bunlar zamanla; Şevki yıkanlara; hayret ki hayret!...
Ekleme Tarihi: 14 October 2018 - Sunday

HAYRET Kİ HAYRET!

Zalimler ardından, yırtıp bağrını;

Ağıt yakanlara, hayret ki hayret!

Kirliler aşkına tertemiz yaşlar;

Dökenlere hayret; hayret ki hayret!

 

Belli edip safı, hiç utanmadan

Feryâdı sürdürür, hem usanmadan

Göz yumar yanlışlara, uyanmadan

Sinsi dikenlere; hayret ki hayret!

 

Yalakalığın yok dini-îmânı

Ahlâk değişiyor, çıkar zamanı

Çiğneyip ilkeyi, ilmi, irfânı

Boyun bükenlere; hayret ki hayret!

 

Derviş, sofu demez,  çeker kenâre;

Ayartır kör şeytan, nefs-i emmâre

Kalmaz omurgadan eser, emâre

Soysuz kökenlere; hayret ki hayret!

 

Rızâ var mı zulme, rüşvete, gaspa?

Güçlüler kuvvetli, zayıflar hasta!

Haksızlar şen-şakrak, haklılar yasta!

Leşe çökenlere; hayret ki hayret!...

 

Edep, hayâ, şeref, nâmus, haysiyet

Dâvâ dediğin şey ister ciddiyet!

Lâzımken bunları tahkîme niyet;

Bir bir sökenlere; hayret ki hayret!...

 

Bizim arkadaşlar ne imiş meğer!

İbretlik manzara; görmeğe değer!

Fır döner, nerdeyse menfaat eğer;

Şaşı bakanlara; hayret ki hayret!

 

Tahsilin, kitabın olmaz etkisi

El öper, kimdeyse emir yetkisi

Yollarını çizer çıkar tutkusu

Çapraz sekenlere; hayret ki hayret!

 

Kaynaklara bakmaz, gerçeği duymaz

Yorumlar nefsânî, tefsire uymaz!

Kendinden gayrıyı akıllı saymaz!

Yanlış akanlara; hayret ki hayret!

 

Basîreti bağlı, perdeli gözü

Güçlüye yaslanmış, kupkuru tuzu!

Çakalın kurdudur, sanırsın kuzu!

Yoldan çıkanlara; hayret ki hayret!

 

Suyu bulandırıp seyrine dalan

Sevmediklerine iftirâ, yalan

Sonra ortalığa nifâkı salan;

Fitne sokanlara; hayret ki hayret!

 

Son bulsun Yâ Rabbi sûisti’mâller

Kafa karıştırmasın şer ihtimâller

Haramlar gitsin de gelsin helâller

Şüphe kokanlara; hayret ki hayret!...

 

Bir devran dönüyor, hayr’olsun sonu

“Rabbenâ, hep banâ!” arkası önü

Hep kendine yontan, her gördüğünü;

Cerre çekenlere; hayret ki hayret!

 

Nûrânî, bu böyle, nereye kadar?

Bu, nice bir tutum, nasıl bir karar?

Nedir bu; dâvâya verilen zarar?!...

Zakkum ekenlere; hayret ki hayret!

 

Ümitsizlik yoktur; elbet, âmennâ:

Ama, yetmemekte, yalnız temennâ!

İnşâllâh aşılır, bunlar zamanla;

Şevki yıkanlara; hayret ki hayret!...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.