Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

GÖZÜNÜ SEVDİĞİMİN GÖKÇEK’İ!...

Daha önce dediğimiz gibi bir haftayı aşkındır Ankara, Eryaman bölgesindeyiz. Burası Merkeze 25 km. Tamâmen site ve binâlarla, iş merkezleriyle dolu. Lâkin, meselâ kaldığımız dâire îtibârıyle, özel tâkip etmeyince ezan duyma şansınız yok.Yahya Kemâl’in EZANSIZ SEMTLER târifine tam da uyan bir yerler buraları. 3 balkonun ikisinden minâre gözükmüyor bile. Öbürü de çok uzakta, yürüme gitme şansınız yok. Araya sora, beri tarafta bir câmi bulduk. Orası da yürüme 20 dakîka kadar. Tamam, dert etmeyelim de, yakınımızda bir yerlerde câmi olsa da, hadi hemen şurda bir namaz kılıp gelelim diyebilsek daha güzel olmaz mı? Gidip iki kişiyle tanışarak, üç hasbihâl etsek, dertleşsek, kaynaşsak, vatanımızın güzelliğini, insanımızın sıcaklığını, dînimizin samîmiyetini yaşasak fenâ mı olur? Mâlum; “NAMAZ DÎNİN DİREĞİ” Câmiler, Allâh’ın evi Beytullâh’ın yeryüzüne dağılmış şûbeleri. Cennete giden yollar buralardan geçiyor. Bizlerse her yolu yapıyoruz, her engeli aşıyoruz da, asıl yolu önemsemiyoruz. Kaçımızın oturduğu site ya da mahalle, sokak ve yâ caddenin yolu câmiye rahatlıkla çıkabiliyor? Allâh yolunu bize ve çocuklarımıza kolaylaştırıyor?! Daha da kötüsü, bunu düşünüp dert bile etmiyoruz! ANKARA-ORDU BENZERLİĞİ… Meselâ, Ordu’da ne yapılıyor; câmiler yetmedikçe zoraki büyütülüyor; hazır sahalar da câmiye katılıyor. Alt kat, üst kat, yan uzatma, son çıkma; acâyip, garayip bir şeyler çıkıyor ortaya. Câmiden direkt sokak ya da caddeye savruluyorsun. Niye böyle karmakarışık, sırmasıkışığız ki? Her şeyimiz tastamam da, câmilerimiz niye yetersiz? Olan olmuş, geçen geçmiş. Güzel Ordumuzu şimdiye kadar yönetenler, hep SOL AYAK yürümüşler. Halk öyle yürütmüş daha doğrusu. Hikâye uzun. Oraya girmeyelim. Ama artık, bundan böyle, SAĞ AYAK demiş. Bekliyoruz. Geçen yazıda da dediğimiz gibi, câmi eksenli bir merkez bekliyoruz; sokakları, caddeleri, reyonları, pencereleri câmiye açılan, câmiye çıkan. Geçmiş îtibârıyle, Ankara da Ordu’dan farksız, aslına bakılırsa. Onu da hep sol yönetti Cumhûriyet’ten bu yana.ANAVATAN’la başlayan sağ ayak yürüyüşü MELİH GÖKÇEK’le kıvâmını buldu. Geçen yazıda belirttiğimiz gibi Ankara’nın göbeği ULUS’ta, OPERA’nın yanında muhteşem bir câmi inşâ ediliyor. Bir şekilde orada bir yer ihdas edilmiş. Minâreler yükselmiş bile. HACI BAYRAM, ŞAHBAZ MELİH! HACI BAYRAM hep alâmet. Câmiden ayrı olarak tüm çevresi, özgün bir târih adası olarak elden geçirilmiş. Ne hâle gelmiş bir görünüz. Namazınızı kılınız. Hacı Bayram’a fâtiha okumayı ihmâl etmeyiniz. Sonra da üzerine ŞEHZÂDE’de çay içiniz. Çarşılarda dolaşınız. Kitapçıları geziniz. Târihle bugünü birlikte yudumlayınız. Bu hava içinizi sürur ve de gururla dolduracaktır. GÖKÇEK hem târihi, hem günü ihyâ ve inşâ ediyor. Ordu’da da böyle bir şey yapılmalı. Geçen yazımızda söz ettiğimiz, daha da edeceğimiz, Gökçek’in YENİ KENT benzeri bir merkez oluşturulmalı câmi eksenli. Aksi takdirde böyle bir yerde yaşamanın, özellikle mânevî, kültürel anlamda tadı-tuzu yok. Tıpkı, sözün başında durumunu kısmen resmettiğimizERYAMAN’da olduğu gibi. Ama, gözünü sevdiğimin GÖKÇEK’inin merkezle yetinmeyip buralara da el attığını duyduk. Dün cumâyı, bu kurak semtin ortasında açılan İmam-Hatip Lisesi Mescidi’nde kıldık. Özellikle oraya gittik. 500’e yakın genç cemaatle kıldığımız o cumâ ayrıca anlatmaya değer. Bu gün asıl, bir gün önce yatsıdan dönerken levhasını görüp şaşırdığımız, ayrıca çok sevindiğimiz, sabahleyin uğrayıp, buraya bir tatbikat câmii yapsanız dediğimizde de, henüz yeniyiz, tam oturmuş değiliz cevabını alınca üzüldüğümüzden dem vuracaktık. Lâkin, cumâ dönüşü yolda karşılaşıp selâm verdiğimiz, her hâlinden Anadolu insanı olduğu belli olan, sorduğumuzda daERBAA’lı olduğunu öğrendiğimiz, neredeyse 90’lık delikanlı Gâlip Gürsoy Amca, Melih GÖKÇEK’in İHL Avlusuna câmi yaptırmaya söz verdiğini öğrenince ne kadar sevindiğimizi anlatamayız… KENTSEL'DEN SOSYÂL'E, DÖNÜŞÜMLER… Üstüne üstlük bir de bugün, bu yazıyı yazmak için İNTERNET KAFE’ye gelirken, merak ettiğimiz bir başka binanın adının, büyük puntolarla CÂHİT ZARİFOĞLU İLKOKULU olarak yazdığını görünce takdir ve de tebriklerimiz daha da derinleşti. Bu, KENTSEL DÖNÜŞÜMle berâber SOSYÂL DÖNÜŞÜM idrâk ve icraat meselesinin Ordu’da daha da kolay olacağını düşünüyoruz.  Yeter ki inanılsın ve de istensin. Bu meyanda, 20’de 20’nin de büyük bir avantaj olacağını söylemeye bile gerek yok. Dolayısıyla, Ordu yeterki istesin; Ankara da her anlamında arkasında olacaktır. Ancak tabiî, bu meseleler ideolojik alt yapı, belirlenmiş mukaddes bir hedef ve de oraya kilitlenme, her şeyden önce siyâseti HALKA HİZMET HAKKA İBÂDETTİR anlayışını lâftan öteye, kuvveden fiile geçirme niyet ve dirâyeti ister. Bundan dolayı dînimizde, kişinin niyetinin amelinden büyük olduğu vurgusu yapılmıştır. Niyet olmayınca, sen ne söylersen söyle; bir netîce çıkmaz ortaya. İşte, Melih Gökçek’te aranan tüm bu özelliklerin bulunduğu âşikâr. Ne diyelim, Allâh sayılarını çoğaltsın ve her ilimize, ilçemize, adı gibi ŞAHBAZ, soyadı gibi GÖKÇEK yöneticiler, sivil kişilikler, kanaat önderleri nasîp eylesin. Âmin, âmin, âmin; Ankara’dan sevgiler, saygılar ves’selâm…
Ekleme Tarihi: 28 March 2016 - Monday

GÖZÜNÜ SEVDİĞİMİN GÖKÇEK’İ!...

Daha önce dediğimiz gibi bir haftayı aşkındır Ankara, Eryaman bölgesindeyiz. Burası Merkeze 25 km. Tamâmen site ve binâlarla, iş merkezleriyle dolu. Lâkin, meselâ kaldığımız dâire îtibârıyle, özel tâkip etmeyince ezan duyma şansınız yok.Yahya Kemâl’in EZANSIZ SEMTLER târifine tam da uyan bir yerler buraları. 3 balkonun ikisinden minâre gözükmüyor bile. Öbürü de çok uzakta, yürüme gitme şansınız yok.

Araya sora, beri tarafta bir câmi bulduk. Orası da yürüme 20 dakîka kadar. Tamam, dert etmeyelim de, yakınımızda bir yerlerde câmi olsa da, hadi hemen şurda bir namaz kılıp gelelim diyebilsek daha güzel olmaz mı? Gidip iki kişiyle tanışarak, üç hasbihâl etsek, dertleşsek, kaynaşsak, vatanımızın güzelliğini, insanımızın sıcaklığını, dînimizin samîmiyetini yaşasak fenâ mı olur?

Mâlum; “NAMAZ DÎNİN DİREĞİ” Câmiler, Allâh’ın evi Beytullâh’ın yeryüzüne dağılmış şûbeleri. Cennete giden yollar buralardan geçiyor. Bizlerse her yolu yapıyoruz, her engeli aşıyoruz da, asıl yolu önemsemiyoruz.

Kaçımızın oturduğu site ya da mahalle, sokak ve yâ caddenin yolu câmiye rahatlıkla çıkabiliyor? Allâh yolunu bize ve çocuklarımıza kolaylaştırıyor?! Daha da kötüsü, bunu düşünüp dert bile etmiyoruz!

ANKARA-ORDU BENZERLİĞİ…

Meselâ, Ordu’da ne yapılıyor; câmiler yetmedikçe zoraki büyütülüyor; hazır sahalar da câmiye katılıyor. Alt kat, üst kat, yan uzatma, son çıkma; acâyip, garayip bir şeyler çıkıyor ortaya. Câmiden direkt sokak ya da caddeye savruluyorsun. Niye böyle karmakarışık, sırmasıkışığız ki? Her şeyimiz tastamam da, câmilerimiz niye yetersiz?

Olan olmuş, geçen geçmiş. Güzel Ordumuzu şimdiye kadar yönetenler, hep SOL AYAK yürümüşler. Halk öyle yürütmüş daha doğrusu. Hikâye uzun. Oraya girmeyelim.

Ama artık, bundan böyle, SAĞ AYAK demiş. Bekliyoruz. Geçen yazıda da dediğimiz gibi, câmi eksenli bir merkez bekliyoruz; sokakları, caddeleri, reyonları, pencereleri câmiye açılan, câmiye çıkan.

Geçmiş îtibârıyle, Ankara da Ordu’dan farksız, aslına bakılırsa. Onu da hep sol yönetti Cumhûriyet’ten bu yana.ANAVATAN’la başlayan sağ ayak yürüyüşü MELİH GÖKÇEK’le kıvâmını buldu. Geçen yazıda belirttiğimiz gibi Ankara’nın göbeği ULUS’ta, OPERA’nın yanında muhteşem bir câmi inşâ ediliyor. Bir şekilde orada bir yer ihdas edilmiş. Minâreler yükselmiş bile.

HACI BAYRAM, ŞAHBAZ MELİH!

HACI BAYRAM hep alâmet. Câmiden ayrı olarak tüm çevresi, özgün bir târih adası olarak elden geçirilmiş. Ne hâle gelmiş bir görünüz. Namazınızı kılınız. Hacı Bayram’a fâtiha okumayı ihmâl etmeyiniz. Sonra da üzerine ŞEHZÂDE’de çay içiniz. Çarşılarda dolaşınız. Kitapçıları geziniz. Târihle bugünü birlikte yudumlayınız. Bu hava içinizi sürur ve de gururla dolduracaktır.

GÖKÇEK hem târihi, hem günü ihyâ ve inşâ ediyor. Ordu’da da böyle bir şey yapılmalı. Geçen yazımızda söz ettiğimiz, daha da edeceğimiz, Gökçek’in YENİ KENT benzeri bir merkez oluşturulmalı câmi eksenli. Aksi takdirde böyle bir yerde yaşamanın, özellikle mânevî, kültürel anlamda tadı-tuzu yok. Tıpkı, sözün başında durumunu kısmen resmettiğimizERYAMAN’da olduğu gibi.

Ama, gözünü sevdiğimin GÖKÇEK’inin merkezle yetinmeyip buralara da el attığını duyduk. Dün cumâyı, bu kurak semtin ortasında açılan İmam-Hatip Lisesi Mescidi’nde kıldık. Özellikle oraya gittik. 500’e yakın genç cemaatle kıldığımız o cumâ ayrıca anlatmaya değer.

Bu gün asıl, bir gün önce yatsıdan dönerken levhasını görüp şaşırdığımız, ayrıca çok sevindiğimiz, sabahleyin uğrayıp, buraya bir tatbikat câmii yapsanız dediğimizde de, henüz yeniyiz, tam oturmuş değiliz cevabını alınca üzüldüğümüzden dem vuracaktık.

Lâkin, cumâ dönüşü yolda karşılaşıp selâm verdiğimiz, her hâlinden Anadolu insanı olduğu belli olan, sorduğumuzda daERBAA’lı olduğunu öğrendiğimiz, neredeyse 90’lık delikanlı Gâlip Gürsoy AmcaMelih GÖKÇEK’in İHL Avlusuna câmi yaptırmaya söz verdiğini öğrenince ne kadar sevindiğimizi anlatamayız…

KENTSEL'DEN SOSYÂL'E, DÖNÜŞÜMLER…

Üstüne üstlük bir de bugün, bu yazıyı yazmak için İNTERNET KAFE’ye gelirken, merak ettiğimiz bir başka binanın adının, büyük puntolarla CÂHİT ZARİFOĞLU İLKOKULU olarak yazdığını görünce takdir ve de tebriklerimiz daha da derinleşti.

Bu, KENTSEL DÖNÜŞÜMle berâber SOSYÂL DÖNÜŞÜM idrâk ve icraat meselesinin Ordu’da daha da kolay olacağını düşünüyoruz.  Yeter ki inanılsın ve de istensin. Bu meyanda, 20’de 20’nin de büyük bir avantaj olacağını söylemeye bile gerek yok. Dolayısıyla, Ordu yeterki istesin; Ankara da her anlamında arkasında olacaktır.

Ancak tabiî, bu meseleler ideolojik alt yapı, belirlenmiş mukaddes bir hedef ve de oraya kilitlenme, her şeyden önce siyâseti HALKA HİZMET HAKKA İBÂDETTİR anlayışını lâftan öteye, kuvveden fiile geçirme niyet ve dirâyeti ister. Bundan dolayı dînimizde, kişinin niyetinin amelinden büyük olduğu vurgusu yapılmıştır. Niyet olmayınca, sen ne söylersen söyle; bir netîce çıkmaz ortaya.

İşte, Melih Gökçek’te aranan tüm bu özelliklerin bulunduğu âşikâr. Ne diyelim, Allâh sayılarını çoğaltsın ve her ilimize, ilçemize, adı gibi ŞAHBAZ, soyadı gibi GÖKÇEK yöneticiler, sivil kişilikler, kanaat önderleri nasîp eylesin. Âmin, âmin, âmin; Ankara’dan sevgiler, saygılar ves’selâm…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.