Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

GERİ NE KALDI?

(BÂKIYE-NÂME)       Yine devran döndü, gün akıp gitti; Yirmi dört saatten geri ne kaldı? Defterler eskidi, vâdeler bitti; Vefâdan, vaatten geri ne kaldı?   Günler kısalıyor, mevsimin sonu Yıllar tükeniyor, bitmiyor konu Hevesler yutuyor yarını dünü Emelden, murattan geri ne kaldı?   Bahar, yaz diyorken; güzün neresi? Durmadan akıyor zaman deresi! Nerede acabâ kışın sırası? Ömürden, hayattan geri ne kaldı?   Hep özgür takılıp gezdin hercâyî; Kapılar kapansa, kırdın bacayı! Bâzen toslasan da, yırttın paçayı! Silâhtan, pusattan geri ne kaldı?   Hakkı tanımadın, hukûku ezdin; Hoyratça yaşadın, gönlünce tozdun! Toplumu çiğnedin, huzûru bozdun; Fitneden-fesattan geri ne kaldı?   Yığdın haramlarla depoyu, damı Günâhı işlerken çekmedin gamı Düşünmedin âkıbeti, hengâmı Harmandan hasattan geri ne kaldı?   Arabalar azgın; her şeyin lüksü! Binalar yükselir; dikine, aksi! Gökdelen, rezidans, fezâ, galaksi! Uçma’dan, sür’atten geri ne kaldı?   Bir mârifet bildin azıp taşmayı, Yasağı delmeyi, haddi aşmayı; Hiç hesap etmedin bir gün düşmeyi! Önünde sırattan geri ne kaldı?     Allâh verdikçe sen, Şeytan’a koştun; Akılda hep berduş, histe sarhoştun! Gün geldi de, elden-ayaktan düştün; Isrârdan, inattan geri ne kaldı?   Gerçeğe dönmedin, gittin yalandan; İşleri kabarttın yağma, talandan! Bilmedin ki, farkı yoktur balondan; Haraçtan, mezattan geri ne kaldı?   Fotoğraf karizma, duruşlar klâs! Arama meymenet, arama ihlâs! Dünyâlar muhteşem, âhiret iflâs! İsyândan, tezattan geri ne kaldı?   Şöyle en tepede bir anıt mezar! Deniz manzaralı, değmesin nazar! Fakat aşağıda nasıldır pazar? Tavırdan, surattan geri ne kaldı? Yaşamak keyifli, keyif üstüne! Uğramazsan kazâ-belâ testine Azrâil gelince ecel kastına Zevk ü sefâhattan geri ne kaldı?   Çelik çocuk yaşasınlar gönlünce Şuhlukta yarışsın gelin-görümce Uzanıp ta teneşiri görünce; Konfordan, rahattan geri ne kaldı?   Oralarda geçmez; ne söz, ne de lâf! Hazırlıksız gitmek değil mi tuhaf? Yalnızca deliler sorgudan muâf Hayr ü hasenâttan geri ne kaldı?   Nûrânî, ne böyle; hep sorgu-suâl? Münker-Nekir misin ne sendeki hâl? Kendini sorgula; istersen kemâl! Bilmem nasihattan geri ne kaldı?   Haklısın, ölçü yok, edep-erkân yok Çekip uzatmalar, taşkınlıklar çok Sokakta yenilir; eve karın tok! Gelinden-dâmattan geri ne kaldı?   Çocuk nümûnelik; ya bir, ya iki! O da, yuva dağılmazsa, tabî ki Meyvesiz hayatlar neyin tatbîki? Nesilden, evlâttan geri ne kaldı?   Nerelerde, âilenin haşmeti? Bir arada oyun, sohbet nîmeti! Evlerin-barkların o muhabbeti Cümbür cemaattan geri ne kaldı?   Nedir eşlerdeki tafra illeti? Boşanınca herkes yaşar zilleti Zarar görür muhteşem Türk Milleti Atadan, ecdattan geri ne kaldı?   Sormaya mahâl yok; nerde nezâket? Giyimde-kuşamda, ruhta zerâfet? Her ne düşünürsen, hepsi felâket! Feyz ü berekâttan geri ne kaldı?   Âh ettikçe sözler böyle uzuyor! Kalem aşka gelip boyna yazıyor! Lâkin insanoğlu hepten azıyor! Seyr ü harekâttan geri ne kaldı?   Keşke dertler bitse, bitse feryâdım! Hem, sivri dilliye çıkmasa adım! Güzelliktir dostlar, yalnız murâdım; Kemce kelimâttan geri ne kaldı?   Ne söylesen, gider herkes yolunda; Görünmeyen prangalar kolunda! Umur etmez, işlerinin sonunda; Cetvel-i kerrâttan geri ne kaldı?   Neyleyeyim, dilim durmaz; ozanım! Vara-yoğa, varı-yoğu yazanım! Bir bakmışsın, yaprak dökmüş hazanım; Bunca hurufâttan geri ne kaldı?...   Rabbim hayr’eylesin âkıbetleri Hakta gösterelim mârifetleri Mevlânın sonsuzdur âtıfetleri Asıldan, füruâttan geri ne kaldı?   Şâir; yeter artık, bitir sözünü Kendi noksanına çevir gözünü Îmânın, İslâm’ın yaşa(t) özünü Aşksız fikriyâttan geri ne kaldı?!...
Ekleme Tarihi: 07 October 2016 - Friday

GERİ NE KALDI?

(BÂKIYE-NÂME)

 

 

 

Yine devran döndü, gün akıp gitti;

Yirmi dört saatten geri ne kaldı?

Defterler eskidi, vâdeler bitti;

Vefâdan, vaatten geri ne kaldı?

 

Günler kısalıyor, mevsimin sonu

Yıllar tükeniyor, bitmiyor konu

Hevesler yutuyor yarını dünü

Emelden, murattan geri ne kaldı?

 

Bahar, yaz diyorken; güzün neresi?

Durmadan akıyor zaman deresi!

Nerede acabâ kışın sırası?

Ömürden, hayattan geri ne kaldı?

 

Hep özgür takılıp gezdin hercâyî;

Kapılar kapansa, kırdın bacayı!

Bâzen toslasan da, yırttın paçayı!

Silâhtan, pusattan geri ne kaldı?

 

Hakkı tanımadın, hukûku ezdin;

Hoyratça yaşadın, gönlünce tozdun!

Toplumu çiğnedin, huzûru bozdun;

Fitneden-fesattan geri ne kaldı?

 

Yığdın haramlarla depoyu, damı

Günâhı işlerken çekmedin gamı

Düşünmedin âkıbeti, hengâmı

Harmandan hasattan geri ne kaldı?

 

Arabalar azgın; her şeyin lüksü!

Binalar yükselir; dikine, aksi!

Gökdelen, rezidans, fezâ, galaksi!

Uçma’dan, sür’atten geri ne kaldı?

 

Bir mârifet bildin azıp taşmayı,

Yasağı delmeyi, haddi aşmayı;

Hiç hesap etmedin bir gün düşmeyi!

Önünde sırattan geri ne kaldı?

 

 

Allâh verdikçe sen, Şeytan’a koştun;

Akılda hep berduş, histe sarhoştun!

Gün geldi de, elden-ayaktan düştün;

Isrârdan, inattan geri ne kaldı?

 

Gerçeğe dönmedin, gittin yalandan;

İşleri kabarttın yağma, talandan!

Bilmedin ki, farkı yoktur balondan;

Haraçtan, mezattan geri ne kaldı?

 

Fotoğraf karizma, duruşlar klâs!

Arama meymenet, arama ihlâs!

Dünyâlar muhteşem, âhiret iflâs!

İsyândan, tezattan geri ne kaldı?

 

Şöyle en tepede bir anıt mezar!

Deniz manzaralı, değmesin nazar!

Fakat aşağıda nasıldır pazar?

Tavırdan, surattan geri ne kaldı?


Yaşamak keyifli, keyif üstüne!

Uğramazsan kazâ-belâ testine

Azrâil gelince ecel kastına

Zevk ü sefâhattan geri ne kaldı?

 

Çelik çocuk yaşasınlar gönlünce

Şuhlukta yarışsın gelin-görümce

Uzanıp ta teneşiri görünce;

Konfordan, rahattan geri ne kaldı?

 

Oralarda geçmez; ne söz, ne de lâf!

Hazırlıksız gitmek değil mi tuhaf?

Yalnızca deliler sorgudan muâf

Hayr ü hasenâttan geri ne kaldı?

 

Nûrânî, ne böyle; hep sorgu-suâl?

Münker-Nekir misin ne sendeki hâl?

Kendini sorgula; istersen kemâl!

Bilmem nasihattan geri ne kaldı?

 

Haklısın, ölçü yok, edep-erkân yok

Çekip uzatmalar, taşkınlıklar çok

Sokakta yenilir; eve karın tok!

Gelinden-dâmattan geri ne kaldı?

 

Çocuk nümûnelik; ya bir, ya iki!

O da, yuva dağılmazsa, tabî ki

Meyvesiz hayatlar neyin tatbîki?

Nesilden, evlâttan geri ne kaldı?

 

Nerelerde, âilenin haşmeti?

Bir arada oyun, sohbet nîmeti!

Evlerin-barkların o muhabbeti

Cümbür cemaattan geri ne kaldı?

 

Nedir eşlerdeki tafra illeti?

Boşanınca herkes yaşar zilleti

Zarar görür muhteşem Türk Milleti

Atadan, ecdattan geri ne kaldı?

 

Sormaya mahâl yok; nerde nezâket?

Giyimde-kuşamda, ruhta zerâfet?

Her ne düşünürsen, hepsi felâket!

Feyz ü berekâttan geri ne kaldı?

 

Âh ettikçe sözler böyle uzuyor!

Kalem aşka gelip boyna yazıyor!

Lâkin insanoğlu hepten azıyor!

Seyr ü harekâttan geri ne kaldı?

 

Keşke dertler bitse, bitse feryâdım!

Hem, sivri dilliye çıkmasa adım!

Güzelliktir dostlar, yalnız murâdım;

Kemce kelimâttan geri ne kaldı?

 

Ne söylesen, gider herkes yolunda;

Görünmeyen prangalar kolunda!

Umur etmez, işlerinin sonunda;

Cetvel-i kerrâttan geri ne kaldı?

 

Neyleyeyim, dilim durmaz; ozanım!

Vara-yoğa, varı-yoğu yazanım!

Bir bakmışsın, yaprak dökmüş hazanım;

Bunca hurufâttan geri ne kaldı?...

 

Rabbim hayr’eylesin âkıbetleri

Hakta gösterelim mârifetleri

Mevlânın sonsuzdur âtıfetleri

Asıldan, füruâttan geri ne kaldı?

 

Şâir; yeter artık, bitir sözünü

Kendi noksanına çevir gözünü

Îmânın, İslâm’ın yaşa(t) özünü

Aşksız fikriyâttan geri ne kaldı?!...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.