Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

CUMARTESİ PAZAR ve de PAZARTESİ...

Geçtiğimiz Cumartesi Eymür’de, amcam Dursun Ali Kahraman’ı, Pazar gün de çocukluk arkadaşımız Zeki Gümüşsoy’u ebediyete uğurladık. Mekânları cennet olsun. Rabbim onlarla bizleri Efendimiz (SAV)in komşuluğunda buluştursun inşâllâh. Amcam 82 yaşında ve kâlp hastasıydı. Yatan hasta değildi. Cumâ gün ikindi namazı sonrası oturduğu koltukta, arkaya yaslanmış olarak sessiz-sedâsız rûhunu teslim etmiş. Odaya girenler cansız bedeniyle karşılaşmışlar. Hemen ambulans çağrılmış, doktor gelmiş. Lâkin yapacak şey yok. Demek ki vâde dolmuştu. Onun günü bugün, ânı bu andı. ARZIN SÖZÜ, ARŞIN ÇAĞRISI... İşte hepsi bu sevgili dostlar. Bütün dünyâ yanınızda olsa, milyonlar içinde de bulunsanız, sizin için yapılabilecek bir şey yoktur. Vakit gelmişse, dünyâya yalnız geldiğiniz gibi yalnız başınıza kayar gidersiniz çevrenizdekilerin şaşkın bakışları arasında. Her neyse. Her iki cenâzemize de katılım güzeldi. Hava da güzel olduğundan namazın kılındığı okul düzü neredeyse tamâmen doldu. Önce brandalar üzerinde öğle namazı edâ edildi. Sonra da mevtânın namazı kılındı. Gerek ev yanındaki helâlleştirme sohbetini gerekse okul yanındaki  imâmeti merhûmun kaynı İbrâhim YÜKSEL Hoca yaptı. Hoca’nın, özellikle konuşmadaki; “Toprak, üzerinde kibirle, çalımla yürüyenlere ibretle bakar, hey gâfil der, nedir bu senin tavrın? Senin bu dünyâ üzerindeki gerçek yerin belli. İşte şu kadarcık yer, bir mezar! der” şeklinde özetlenebilecek sözleri oldukça ibretâmizdi. YENİRCE, KÂLP, CENNET... Daha çok Buzdolapları îmâlâtıyla bilinen ORBUZ işletmesinin sâhiplerinden Zeki GÜMÜŞSOY da 58 yaşındaydı. Yine güzel bir gün, güzel bir cemaat. Köyümüzün, çocukluktan beri bir çoğunu görmediğimiz sîmâları, cenâze vesîlesiyle gelmişler. Dernek Başkanı Bahtiyar PALA, bir otobüs, iki özel arabadan söz etti. Bilmedikleri de varmış. Hülasa 50 kişi kadar varlar. Anonstan anlaşıldığı kadarıyla, öğleden sonra saat 3’de de dönecekler. Onların bu vefâkârlık, kardeşlik tavırları, örnek komşuluk hareketleri her türlü övgüye değerdi. Nitekim bu, duâda da vurgulanarak, böyle güzelliklerin yaşaması temennîsinde bulunuldu. İşin asıl vurgulanması gereken tarafı Zeki Kardeş’in hayât boyu gösterdiği kardeş tavrın, sıcak tebessümün, güzel komşuluğun sonucuydu bu. Ali Amca, kâlp sektesiyle âniden, kolayca gitti. Zeki Kardeş aylardır hastalık çekiyor. Son ayları tamâmen yatakta geçti. Fındıkta ziyâret ettiğimizde oldukça bitkindi. Diğer adı YENİRCE olan bir hastalığı umutsuzca, sâniye sâniye yaşamak olay değil. Ama o çok mütevekkildi, sabırlıydı. Çektiği sıkıntılar, günâhlarına keffâret olsun inşâllâh… ZEMİN, ZAMAN; SELÂMET-İ ÎMAN... Bunları niye söylüyoruz? Birisi ayakta âniden, diğeri yatakta çeke çeke! Hangisi iyi? Önemli olan şu şekil bu şekil değil, öncelikle îman selâmetidir. Îmanla gidebildikten sonra gerisi teferruat. Âniden ölürsün, gözün kapanır, ötede bir açar, kendini cennette bulursun. Uçağa atlayıp ta Hacc’a, Kâbe’ye, Ravza’ya gitmek gibi. Bu dahî o güzellik ve mutlulukla ölçülmez de, bir örnek olsun diye söyledik. Çok hastalık çekip sabrın sonunda günahlarınızdan arındığınızı ve ölünce gözünüzü sonsuz mutluluğa açtığınızı düşünün meselâ. Sonuç yine aynı; yeter ki îman olsun, amel olsun… Vel’hâsıl, şu gün, şu gece, şu yerde, bu diyârda ölmekten ziyâde, her nerede ve ne zaman olursa olsun, îmânla, sâlih amelle, güzel ahlâkla gitmete gayret etmeli. Mevlâ cümlemize nasîp eyleye inşâllâh… Âmin… MÜFTÜ BEY'İN ZİYÂRETİ O gün Ulubey’de başka cenâzeler olduğu için bize Pazartesi akşam tâziye için gelen, Ulubey yeni müftümüzle de burada tanışmak nasîp oldu. Kars İli Arpaçay Müftüsü iken İlçemiz Müftülüğüne atanan Dursun BOZ aslen Yomra’lı. 23.07.2018 târihinde görevi devraldı. Fiilî olarak ta,10.09.2018 tarihinde hac dönüşü görevine başlamıştır. Müftü Bey genç, dinamik, bilgili, birikimli, öz güveni bulunan, konusuna vâkıf, kendisini sevgiyle ve de ilgiyle dinleten, hem sempatik, hem ağırbaşlı hoş sohbet bir insan. Her şeyden önce mesleğini sevdiği her hâlinden belli. Ayrıca, görev heyecanıyla dolu. Tam akşam namazına duracakken gelmişti. İmâmet ona nasip oldu. 1. Rekâtta okuduklarından ilki SIBGATALLAH geçen,: "Biz, Allah'ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah'ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz" (deyin). anlamını veren Bakara 138. âyetti. 2. Rekâtta okuduğu da Cumâ suresinin son âyetiydi yanlış hatırlamıyorsam. Programın sonunda duâ ve akabinde sohbeti o yaptı. Konuşmasına, Şuarâ 84: (“Vec’al lî lisâne sıdkın fîl âhırîn: Ve beni, sonrakilerin lisanlarında sadık kıl (sonraki nesiller arasında benim anılmamı sağla.) âyetiyle başladı. Burada Hz. İbrâhîm Allah'a diyor ki: “Bundan sonra gelecek nesiller boyunca hep anılanlardan ve hatırlananlardan olayım.” GERİYE KALAN, GERİSİ YALAN!...             Müftü Bey bu eksende, bir Müslüman için en değerli mîrasın yaptığı güzel ameller, bıraktığı müspet hâtıralar, hayr u hasenât olduğunu söyledi. Özellikle de, hayırlı evladın bir kişi için en güzel servet olduğunu, onların edeceği duâ, yapacakları güzel işler, ölü adına verecekleri sadakaların en büyük sevap kaynakları olacağını vurguladı. Dolayısıyla, bir insanın hayırla anılmak isteğinin normal ve güzel bir şey olduğunu belirtti. Bir soru üzerine de, cenâzede yiyecek, yemek dağıtılması konusuna girildi. Sohbet güzel oldu ama burada özetlemek dahi çerçeveyi zorlar. Kısa kesmek yanlış anlamalara sebep de olabilir. Bunu en iyisi size bırakalım müftü beye direkt sorun ya da kürsüde anlatsın.               Biz buradan teşrifleri ve doyumsuz sohbeti için Müftü Bey’e teşekkür ediyor, Ulubey’imize hoş geldiniz, safâlar getirdiniz diyor, burada yapacağı güzel çalışmalarla berâber, hem kendisi, hem ilçemiz, hem de ülkemiz için maddî-mânevî güzel sonuçlar elde etmeye muvaffak olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ediyoruz.   Bilvesîle, bu iki mevtâmız başta olmak üzere tüm geçmişlerimize rahmet dilerken, bizleri de lütf u ihsânına mazhar birer kul olarak huzûruna almasını, îmanımızı yoldaş kılarak,  amel-i sâlihlerle bu dünyâdan göçmeyi, sevdiklerimizle berâber sonsuz mutluluklara ermeyi nasîp eylemesini Yüce Mevlâ’dan niyâz ediyoruz wes’Selâm…
Ekleme Tarihi: 13 November 2018 - Tuesday

CUMARTESİ PAZAR ve de PAZARTESİ...

Geçtiğimiz Cumartesi Eymür’de, amcam Dursun Ali Kahraman’ı, Pazar gün de çocukluk arkadaşımız Zeki Gümüşsoy’u ebediyete uğurladık. Mekânları cennet olsun. Rabbim onlarla bizleri Efendimiz (SAV)in komşuluğunda buluştursun inşâllâh.

Amcam 82 yaşında ve kâlp hastasıydı. Yatan hasta değildi. Cumâ gün ikindi namazı sonrası oturduğu koltukta, arkaya yaslanmış olarak sessiz-sedâsız rûhunu teslim etmiş. Odaya girenler cansız bedeniyle karşılaşmışlar. Hemen ambulans çağrılmış, doktor gelmiş. Lâkin yapacak şey yok. Demek ki vâde dolmuştu. Onun günü bugün, ânı bu andı.

ARZIN SÖZÜ, ARŞIN ÇAĞRISI...

İşte hepsi bu sevgili dostlar. Bütün dünyâ yanınızda olsa, milyonlar içinde de bulunsanız, sizin için yapılabilecek bir şey yoktur. Vakit gelmişse, dünyâya yalnız geldiğiniz gibi yalnız başınıza kayar gidersiniz çevrenizdekilerin şaşkın bakışları arasında.

Her neyse. Her iki cenâzemize de katılım güzeldi. Hava da güzel olduğundan namazın kılındığı okul düzü neredeyse tamâmen doldu. Önce brandalar üzerinde öğle namazı edâ edildi. Sonra da mevtânın namazı kılındı.

Gerek ev yanındaki helâlleştirme sohbetini gerekse okul yanındaki  imâmeti merhûmun kaynı İbrâhim YÜKSEL Hoca yaptı. Hoca’nın, özellikle konuşmadaki; “Toprak, üzerinde kibirle, çalımla yürüyenlere ibretle bakar, hey gâfil der, nedir bu senin tavrın? Senin bu dünyâ üzerindeki gerçek yerin belli. İşte şu kadarcık yer, bir mezar! der” şeklinde özetlenebilecek sözleri oldukça ibretâmizdi.

YENİRCE, KÂLP, CENNET...

Daha çok Buzdolapları îmâlâtıyla bilinen ORBUZ işletmesinin sâhiplerinden Zeki GÜMÜŞSOY da 58 yaşındaydı. Yine güzel bir gün, güzel bir cemaat. Köyümüzün, çocukluktan beri bir çoğunu görmediğimiz sîmâları, cenâze vesîlesiyle gelmişler. Dernek Başkanı Bahtiyar PALA, bir otobüs, iki özel arabadan söz etti. Bilmedikleri de varmış. Hülasa 50 kişi kadar varlar. Anonstan anlaşıldığı kadarıyla, öğleden sonra saat 3’de de dönecekler.

Onların bu vefâkârlık, kardeşlik tavırları, örnek komşuluk hareketleri her türlü övgüye değerdi. Nitekim bu, duâda da vurgulanarak, böyle güzelliklerin yaşaması temennîsinde bulunuldu. İşin asıl vurgulanması gereken tarafı Zeki Kardeş’in hayât boyu gösterdiği kardeş tavrın, sıcak tebessümün, güzel komşuluğun sonucuydu bu.

Ali Amca, kâlp sektesiyle âniden, kolayca gitti. Zeki Kardeş aylardır hastalık çekiyor. Son ayları tamâmen yatakta geçti. Fındıkta ziyâret ettiğimizde oldukça bitkindi. Diğer adı YENİRCE olan bir hastalığı umutsuzca, sâniye sâniye yaşamak olay değil. Ama o çok mütevekkildi, sabırlıydı. Çektiği sıkıntılar, günâhlarına keffâret olsun inşâllâh…

ZEMİN, ZAMAN; SELÂMET-İ ÎMAN...

Bunları niye söylüyoruz? Birisi ayakta âniden, diğeri yatakta çeke çeke! Hangisi iyi? Önemli olan şu şekil bu şekil değil, öncelikle îman selâmetidir. Îmanla gidebildikten sonra gerisi teferruat. Âniden ölürsün, gözün kapanır, ötede bir açar, kendini cennette bulursun. Uçağa atlayıp ta Hacc’a, Kâbe’ye, Ravza’ya gitmek gibi. Bu dahî o güzellik ve mutlulukla ölçülmez de, bir örnek olsun diye söyledik. Çok hastalık çekip sabrın sonunda günahlarınızdan arındığınızı ve ölünce gözünüzü sonsuz mutluluğa açtığınızı düşünün meselâ. Sonuç yine aynı; yeter ki îman olsun, amel olsun…

Vel’hâsıl, şu gün, şu gece, şu yerde, bu diyârda ölmekten ziyâde, her nerede ve ne zaman olursa olsun, îmânla, sâlih amelle, güzel ahlâkla gitmete gayret etmeli. Mevlâ cümlemize nasîp eyleye inşâllâh… Âmin…

MÜFTÜ BEY'İN ZİYÂRETİ

O gün Ulubey’de başka cenâzeler olduğu için bize Pazartesi akşam tâziye için gelen, Ulubey yeni müftümüzle de burada tanışmak nasîp oldu. Kars İli Arpaçay Müftüsü iken İlçemiz Müftülüğüne atanan Dursun BOZ aslen Yomra’lı. 23.07.2018 târihinde görevi devraldı. Fiilî olarak ta,10.09.2018 tarihinde hac dönüşü görevine başlamıştır.

Müftü Bey genç, dinamik, bilgili, birikimli, öz güveni bulunan, konusuna vâkıf, kendisini sevgiyle ve de ilgiyle dinleten, hem sempatik, hem ağırbaşlı hoş sohbet bir insan. Her şeyden önce mesleğini sevdiği her hâlinden belli. Ayrıca, görev heyecanıyla dolu.

Tam akşam namazına duracakken gelmişti. İmâmet ona nasip oldu. 1. Rekâtta okuduklarından ilki SIBGATALLAH geçen,: "Biz, Allah'ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah'ınkinden daha güzel olan kimdir? Biz ona ibadet edenleriz" (deyin). anlamını veren Bakara 138. âyetti. 2. Rekâtta okuduğu da Cumâ suresinin son âyetiydi yanlış hatırlamıyorsam.

Programın sonunda duâ ve akabinde sohbeti o yaptı. Konuşmasına, Şuarâ 84: (“Vec’al lî lisâne sıdkın fîl âhırîn: Ve beni, sonrakilerin lisanlarında sadık kıl (sonraki nesiller arasında benim anılmamı sağla.) âyetiyle başladı. Burada Hz. İbrâhîm Allah'a diyor ki: “Bundan sonra gelecek nesiller boyunca hep anılanlardan ve hatırlananlardan olayım.”

GERİYE KALAN, GERİSİ YALAN!...

            Müftü Bey bu eksende, bir Müslüman için en değerli mîrasın yaptığı güzel ameller, bıraktığı müspet hâtıralar, hayr u hasenât olduğunu söyledi. Özellikle de, hayırlı evladın bir kişi için en güzel servet olduğunu, onların edeceği duâ, yapacakları güzel işler, ölü adına verecekleri sadakaların en büyük sevap kaynakları olacağını vurguladı. Dolayısıyla, bir insanın hayırla anılmak isteğinin normal ve güzel bir şey olduğunu belirtti. Bir soru üzerine de, cenâzede yiyecek, yemek dağıtılması konusuna girildi. Sohbet güzel oldu ama burada özetlemek dahi çerçeveyi zorlar. Kısa kesmek yanlış anlamalara sebep de olabilir. Bunu en iyisi size bırakalım müftü beye direkt sorun ya da kürsüde anlatsın. 

 

           Biz buradan teşrifleri ve doyumsuz sohbeti için Müftü Bey’e teşekkür ediyor, Ulubey’imize hoş geldiniz, safâlar getirdiniz diyor, burada yapacağı güzel çalışmalarla berâber, hem kendisi, hem ilçemiz, hem de ülkemiz için maddî-mânevî güzel sonuçlar elde etmeye muvaffak olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyâz ediyoruz.

 

Bilvesîle, bu iki mevtâmız başta olmak üzere tüm geçmişlerimize rahmet dilerken, bizleri de lütf u ihsânına mazhar birer kul olarak huzûruna almasını, îmanımızı yoldaş kılarak,  amel-i sâlihlerle bu dünyâdan göçmeyi, sevdiklerimizle berâber sonsuz mutluluklara ermeyi nasîp eylemesini Yüce Mevlâ’dan niyâz ediyoruz wes’Selâm…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.