Gençlerle yarışan hanım ablalar
Pudrayla, makyajla nereye kadar?
Her gün yeni yeni kozmetiklerle
Hep sahte imajla nereye kadar?
Sokakları kütür kütür aşarak
Vücutları giysilerden taşarak
Seller gibi akıp, yelce koşarak
Bu hızlı metrajla nereye kadar?
Evde durmasın da dolaşsın, gezsin
Sınırsız harcasın, paralar ezsin
Açılsın, saçılsın; şımarsın, azsın
Meyille, markajla nereye kadar?
Muhabbetin çoğu yabancılarla
İşi yok; ne acı, ne sancılarla
Kankadır, yalancı-dolancılarla
Kurla, röportajla nereye kadar?
Dostları-ahbâbı, hep bîgâneler
Hayât bir çerezdir, yenir nâneler
İzansız, özensiz geçer seneler!
Bu yanlış kadrajla nereye kadar?
Gözler ya vitrinde, ya fildir fildir
Teşhirde son moda, nerde var; bildir
Hesapsız yaşamak hesap değildir
Çarşıyla, pasajla nereye kadar?
Yaşar fikr’etmeden hiç eni-konu
Nereye varacak bu işin sonu?
Var mı bağlandığı bir sevap fonu?
Sanal puantajla nereye kadar?
Ümîdi şanslarda; bir toto model
Oscar’a yürüyor; bir foto-model
Aklı dışarlarda, ev sanki otel
Süper zırh garajla nereye kadar?
Yarışta giderler gençten ilerde
Kızlar, toruncuklar kalır geride
Kondisyon mükemmel, her şey süper de
Ruhsuz averajla nereye kadar?
Böylesi gidişler, bir savruluştur
Bile bile ateş, bir kavruluştur
Çâresi düşünmek ve doğruluştur
Çulla, kamuflajla nereye kadar?
İçerde olanlar, vuruyor dışa
Yangınlar büyüktür aldırmaz kışa
Bu gidişler sanki, hepten yanışa!
Som trikotajla nereye kadar?
Önce kendilerin kandırıyorlar
Sonra yanıyorlar, yandırıyorlar
Çarkı, hep aleyhe döndürüyorlar
Durmaz patinajla nereye kadar?
Ne olur yaşına göre davransa
Evinde vakarla durup, aransa
Hürmetle anılsa, şevkle uğransa
Anlık avantajla nereye kadar?
Gün gelip bir yere toslamazlar mı?
Gövdeyi toprağa yaslamazlar mı?
Beyaz kefenlerle süslemezler mi?
Renk renk mizanpajla nereye kadar?
Ne çelik, ne çocuk; değil umurda
Mesuliyet hissi yok ki hamurda!
Debelenip durur kumda-çamurda
Dalgayla, plâjla nereye kadar?
Analık-babalık gelmez işine
Bir ya da ikidir; üçü, beşi ne?
Düştüğü meçhûldür neyin peşine;
Hep dalış, sondajla nereye kadar?
Var mı, bir hayırlı evlât niyeti?
Ona hizmet ile Hakk’a hizmeti
Düşünmek milleti, hem memleketi
Temelsiz barajla nereye kadar?
Bir tânesi millet-memleket için
Birisi, perişan şu ümmet için
Sonsuzluğa varan saadet için
İlaçla, masajla nereye kadar?
Gûyâ hiçbir şeyi takmaz kafaya
Değer miymiş dünyâ derde, cefâya?
Gelmişler yalnızca zevk ü sefâya
Lâkin boş degajla nereye kadar?
Okuduğu bir şey varsa da roman
Pembe dizi, mâvi gezi, vay aman!
Uyduruk konular, sahte kahraman
Maskeyle, dublajla nereye kadar?
Bunun örtülüsü, açığı yoktur
Akıllar havada, kaçığı çoktur
Va’za, nasihata karınlar toktur
Azıksız bagajla nereye kadar
Elbet müstesnâlar müstesnâ dâim
Sabahta oruçtur, akşamda kâim
Pusula sağlam; sırat müstakîm
Gel gör, hep virajla nereye kadar?
Dostlar, kusûr varsa, özür dilerim
Elbet şefaat hak ve Allâh kerim
Yine de, akıllı olmalı derim
Magazin tirajla nereye kadar?
Maksadımız, itfâiye bir nevî
Kardeşin kardeşi îkaz görevi
Yalayıp yutmasın yangın her evi
Çelik nikelajla nereye kadar?
Nûrânî, örnek ol, uzatma lâfı;
Bu noktaya geliş herkesin gafı,
Söylerken bırakma elden insafı,
Sırf, kuru mesajla nereye kadar?!