bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Muzaffer GÜNAY
Köşe Yazarı
Muzaffer GÜNAY
 

TÜRKİYE’DE EMEKLİ, AMERİKA’DA MUCİT PROFESÖR

 Bir akademisyenin bu ülkeye maliyeti acaba nedir? Uzmanların işi;anlamam.Fakat epey pahalı olduğunu herkes  gibi bende biliyorum.Bir soru daha:Bu ülke ve ülkenin insanı (yöneten ve yönetilen) akademisyeninin ne karar farkında? Önemli sorular bunlar..Bir çırpıda sorup geçemeyiz.  Şimdi bir akademisyenden ve buluşundan biraz bahsetmek istiyorum bu yazıda:  Ülkesinde Doçent iken emekli olan  Profesör Dr. Ahmet Kapusuz.Pardon diyeceksiniz,bu ne iş birader? Hem Doçent diyorsunuz  hem de profesör aynı kişi için. Ne iş? Birazcık sabır lütfen:            Gazi Osman Paşa Üniversitesi’nde yirmi beş sene hizmet ettikten sonra onuruna ağır gelen sebeplerle genç sayılabilecek yaşta Doçent iken emekli olan Hocamız,küsmemiş.O gün, bu gün,dur-durak bilmemiş, sahasında çalışmaktan geri kalmamış.Bir buluş yapmak için olmayan imkanlarını zorlayarak yıllarca emek sarf etmiş,gece gündüz demeden çabalamış. Nihayet pes etmiş.Pardon, başarmış.Daha doğrusu başardı. Başardı demem,sebepsiz değil. Bizzat ben de şahidim buna.Arada  bir görüştüğümüz için müthiş buluşuna tanık olan birkaç kişiden biriyim.  Bir çok deneyinde başarıyı yakalayamadı,fakat küsüp kabuğuna çekilmedi,aksine ısrarlı oldu. Maddi yetersizliklerini bahane etmedi.Derken,sabır,sebat ve nihayet onca gayretinin karşılığını gördü.  Sonuncusu hariç diğer yaptığı ve her keresinde sonuçsuz kalan deneylerini az çok bilenlerin çoğu “boşa kürek sallama!Bir şey çıkmaz. Kendini yoruyorsun.” minvalinde ahkam kesmekten geri durmadılar.  Fakat,sayın Kapusuz kendine güveniyordu. Bir gün başarıyı yakalayacaktı.   Yenilenebilir enerji üzerine üç adet patentli buluşu ile büyük başarı yolunda hayli mesafe aldı. Fakat,ne akademik dünyadan,ne üst düzey yöneticilerden,ne de basından gereken ilgiyi göremedi.Hatta bazıları,Hoca’nın kafayı yediğini dillendirmekten haya etmedi.O kadar ki yani.  Küstü mü dersiniz? Ne münasebet. Tam tersine daha daha odaklandı işine.karalılığından asla caymadı.  Kendi ifadesi ile Karadeniz’in dalgalarından esinlenerek hazırladığı ve “Dalga Panelleri Enerji Projesi” ile enerji üzerine bilim çalışmalarını destekleyen Amerikan İnternational Roya Academy Unıted Nations’a başvurdu. Projeyi olumlu bulan Bilim Kurulu,Hoca’yı“Alternatif Enerji Anabilim Dalı” alanında profesörlük diploması ile ödüllendirildi.   Atlantik ötesinde ödüle layık görüldü.Başarısı, ABD’nin ( ve tabii ki Dünyanın da) en önde gelen bilim merkezlerinden İRAUN’CA tasdik edildi.Ülkesinde gereken yankıyı buldu mu?Mümkün mü?  Okurlarımız için kendisinden projesi hakkında biraz  bilgi istedim.İşte verdiği bilgiler:  “Dünyanın üçte ikisi deniz ve okyanuslarla kaplıdır.Deniz ve okyanus dalgalarından enerji üretimi konusundaki bu projenin insanlığın doğayı tahrip etmeden kendine binlerce yıl yetecek bir enerji porjesidir.İşte bu enerji dünya enerji ihtiyacının yüz bin katı büyüklüğündedir.”  Projesi ile ilgili olarak bundan sonrasına ilişkin olarak ne düşündüğünü sordum. Cevabı şu oldu:  “Bu proje Türkiye’ye yakışır.Bu diploma yalnız benim değil,ülkemin onuru olmuştur..”  Bu Karadeniz evladının(Hoca Tokatlı’dır.)müthiş buluşu belki yine ıskalanacak,yine görülmeyecek,yine fark edilmeyecek.  ODÜ,bu buluşa nasıl bakar?Bilmem,bilemem.  Ülkenin teknik üniversiteleri,TÜBİTAK,Yüksek Teknoloji Enstitüsü(Gebze) ne der? Bilemem.  Böyledir bizde ağam;bilim ve sanat insanlarının kıymeti dünyadan ayrıldıktan sonra dillendirilmeye başlanır.  Ne tuhaf bir ülkeyiz biz arkadaşlar?  Şovmenlere baş tacı,gerçek başarı ve buluş sahiplerine görmezden gelme muamelesi yamakta  üstümüze yoktur diyordu bir rical-i devlet. Galiba,yine aynı tınıdayız..  Ülkesinde emekli muamelesine tabi tutulan bir akademisyeni Profesör unvanı ile ödüllendiriyor elin oğlu..  Bilim namusuna duyarlılık gösteren ülkelerin hep en üstte olmaları,tesadüfün bir cilvesi olabilir mi?  Durun orada..  Zekamız ile alay ettirmeyiz..  Hiç mühim değil Hocam. Seni yeryüzünün en büyük bilim merkezi keşfetmiş,daha ne gam,ne keder!..  Bir kez daha yürekten  kutluyoruz Doç.Dr. Dr. Ahmet Kapusuz Bey’i..             Pardon,Profesör Mucit Ahmet Kapusuz Hocamızı..
Ekleme Tarihi: 09 Mayıs 2016 - Pazartesi

TÜRKİYE’DE EMEKLİ, AMERİKA’DA MUCİT PROFESÖR

 Bir akademisyenin bu ülkeye maliyeti acaba nedir? Uzmanların işi;anlamam.Fakat epey pahalı olduğunu herkes  gibi bende biliyorum.Bir soru daha:Bu ülke ve ülkenin insanı (yöneten ve yönetilen) akademisyeninin ne karar farkında? Önemli sorular bunlar..Bir çırpıda sorup geçemeyiz.

 Şimdi bir akademisyenden ve buluşundan biraz bahsetmek istiyorum bu yazıda:

 Ülkesinde Doçent iken emekli olan  Profesör Dr. Ahmet Kapusuz.Pardon diyeceksiniz,bu ne iş birader? Hem Doçent diyorsunuz  hem de profesör aynı kişi için. Ne iş? Birazcık sabır lütfen:

           Gazi Osman Paşa Üniversitesi’nde yirmi beş sene hizmet ettikten sonra onuruna ağır gelen sebeplerle genç sayılabilecek yaşta Doçent iken emekli olan Hocamız,küsmemiş.O gün, bu gün,dur-durak bilmemiş, sahasında çalışmaktan geri kalmamış.Bir buluş yapmak için olmayan imkanlarını zorlayarak yıllarca emek sarf etmiş,gece gündüz demeden çabalamış. Nihayet pes etmiş.Pardon, başarmış.Daha doğrusu başardı. Başardı demem,sebepsiz değil. Bizzat ben de şahidim buna.Arada  bir görüştüğümüz için müthiş buluşuna tanık olan birkaç kişiden biriyim.

 Bir çok deneyinde başarıyı yakalayamadı,fakat küsüp kabuğuna çekilmedi,aksine ısrarlı oldu. Maddi yetersizliklerini bahane etmedi.Derken,sabır,sebat ve nihayet onca gayretinin karşılığını gördü.

 Sonuncusu hariç diğer yaptığı ve her keresinde sonuçsuz kalan deneylerini az çok bilenlerin çoğu “boşa kürek sallama!Bir şey çıkmaz. Kendini yoruyorsun.” minvalinde ahkam kesmekten geri durmadılar.

 Fakat,sayın Kapusuz kendine güveniyordu. Bir gün başarıyı yakalayacaktı. 

 Yenilenebilir enerji üzerine üç adet patentli buluşu ile büyük başarı yolunda hayli mesafe aldı. Fakat,ne akademik dünyadan,ne üst düzey yöneticilerden,ne de basından gereken ilgiyi göremedi.Hatta bazıları,Hoca’nın kafayı yediğini dillendirmekten haya etmedi.O kadar ki yani. 

Küstü mü dersiniz? Ne münasebet. Tam tersine daha daha odaklandı işine.karalılığından asla caymadı.

 Kendi ifadesi ile Karadeniz’in dalgalarından esinlenerek hazırladığı ve “Dalga Panelleri Enerji Projesi” ile enerji üzerine bilim çalışmalarını destekleyen Amerikan İnternational Roya Academy Unıted Nations’a başvurdu. Projeyi olumlu bulan Bilim Kurulu,Hoca’yı“Alternatif Enerji Anabilim Dalı” alanında profesörlük diploması ile ödüllendirildi.

  Atlantik ötesinde ödüle layık görüldü.Başarısı, ABD’nin ( ve tabii ki Dünyanın da) en önde gelen bilim merkezlerinden İRAUN’CA tasdik edildi.Ülkesinde gereken yankıyı buldu mu?Mümkün mü?

 Okurlarımız için kendisinden projesi hakkında biraz  bilgi istedim.İşte verdiği bilgiler:

 “Dünyanın üçte ikisi deniz ve okyanuslarla kaplıdır.Deniz ve okyanus dalgalarından enerji üretimi konusundaki bu projenin insanlığın doğayı tahrip etmeden kendine binlerce yıl yetecek bir enerji porjesidir.İşte bu enerji dünya enerji ihtiyacının yüz bin katı büyüklüğündedir.”

 Projesi ile ilgili olarak bundan sonrasına ilişkin olarak ne düşündüğünü sordum. Cevabı şu oldu:

 “Bu proje Türkiye’ye yakışır.Bu diploma yalnız benim değil,ülkemin onuru olmuştur..”

 Bu Karadeniz evladının(Hoca Tokatlı’dır.)müthiş buluşu belki yine ıskalanacak,yine görülmeyecek,yine fark edilmeyecek.

 ODÜ,bu buluşa nasıl bakar?Bilmem,bilemem.

 Ülkenin teknik üniversiteleri,TÜBİTAK,Yüksek Teknoloji Enstitüsü(Gebze) ne der? Bilemem.

 Böyledir bizde ağam;bilim ve sanat insanlarının kıymeti dünyadan ayrıldıktan sonra dillendirilmeye başlanır.

 Ne tuhaf bir ülkeyiz biz arkadaşlar?

 Şovmenlere baş tacı,gerçek başarı ve buluş sahiplerine görmezden gelme muamelesi yamakta  üstümüze yoktur diyordu bir rical-i devlet. Galiba,yine aynı tınıdayız..

 Ülkesinde emekli muamelesine tabi tutulan bir akademisyeni Profesör unvanı ile ödüllendiriyor elin oğlu..

 Bilim namusuna duyarlılık gösteren ülkelerin hep en üstte olmaları,tesadüfün bir cilvesi olabilir mi?

 Durun orada..

 Zekamız ile alay ettirmeyiz..

 Hiç mühim değil Hocam. Seni yeryüzünün en büyük bilim merkezi keşfetmiş,daha ne gam,ne keder!..

 Bir kez daha yürekten  kutluyoruz Doç.Dr. Dr. Ahmet Kapusuz Bey’i..

            Pardon,Profesör Mucit Ahmet Kapusuz Hocamızı..

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.