bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

ULUBEY, DAMARLI, GÜRGENTEPE...

Sevgili okurlar. Günler öyle yoğun geçiyor ve de üzerine öyle sürprizler geliyor ki, doğrusunu söylemek gerekirse, nereden başlayacağımızı, hangisini yazacağımızı, ne miktarda söz edeceğimizi şaşırıyoruz gerçekten. Ama biz en iyisi yollardan başlayalım da, yolda olanla ilgili olanı öncelemiş olalım. Zîra, yoldaki yolda; gitti gidiyor. O gitmeden ona dâir olanları konuşalım da, hem bir uğurlama gibi olsun. Evet, geçtiğimiz Cumâ sabah köyden çarşıya inerken onu aradım. Zaman zaman söz ettiğimiz gibi, o burada olduğu zamanlarda, öncelerden alışık olduğumuz gibi yine birlikte cumaya gitmeyi âdet edinmişizdir. Hem bu bizim için, yazları geldiği memleketimizde buluşma, görüşme vesîlesi oluyor. Neyse, köyde, fındıkta, hattâ bahçede olduğunu söyledi. Fakat birlikte cumâ kılabileceğimizi de ekledi. Biz de Ordu’ya varır varmaz işlerimizi çabuklaştırıp, kimisini de Pazartesi’ye erteleyip Ulubey’in yolunu tuttuk. Tuttuk ama transıt geçtik. Akoluk’a geldiğimizde Burhan DUMAN Hoca bizi kendi mahallelerinin sapağında bekliyordu. Cumâya yetişebilmek adına hızlandırdığımız virajlı yolları daha bir dikkâtle tırmanırken sohbeti koyultmayı da ihmâl etmedik. Bir yanda, bizim, içinde olduğumuzdan değerini idrâk edemediğimiz güzel coğrafya ve manzara, diğer yanda mûsikî. Muhabbet ortak paydamız sâdece bu değil. Ayrıca millet-memleket, özellikle de kendi câmiamız adına düşüncelerimiz, problemlerimiz. Burhan Hoca, sosyâl medyadan çok rahatsız. Özellikle, bizim câmianın, dindar, muhâfazakâr, hattâ imam, ilâhiyâtçı kesimin buradaki müptezelliklerinden çok muzdarip: -         Hocam, insanlarımıza lâf demeye yüzümüz yok. Sanırım sizin ilginiz olmadığı için haberdar değilsiniz. Nice saygı duyduğumuz hocalarımız, sosyâl medyada yerlerde sürünüyorlar. Günde 5-6 fotoğraf atanlar var. Yok çay içerken, yok yemek yerken, yok kurban keserken kan-revan içerisinde; yok düğünde âilece, dekolte pozlar. Bunlar âile içinde kalsa neyse, umûma açık siteler. Mahremiyet diye bir şey kalmamış. Her neyse, sohbet bu minvâl üzere seyr’ederken yükseliyoruz. Sisler içerisinden geçerek Gürgentepe’ye varıyoruz. Namaza 10 dk. var. Mehmet ŞAHİN Hoca kürsüde. Burhan Hoca, Mehmet Hoca'nın tatlı tatlı, sâkin bir tarzda, gnle hitap eder şekilde anlatışının güzelliğine dikkâtimizi çekiyor. Müezzin hocamızın teklifiyle biz dıştan, Burhan Hoca da içten okuyor ezanı! Birlikte müezzinliği yürütüyoruz. Yeni yapılan bu Merkez Câmi çok güzel. Daha önce söz etmiştik. Ordu’daki Ulu Câmii’in bir küçük modeli gibi ama, daha ferah bir havası var. İç balkonlar, câmiin iç derinliğine engel olacak kadar ortalığa yürümemiş. Bu câmi, Gürgentepe’ye bambaşka bir hava getirmiş. Sözü daha uzatmayalım. Namazın peşinden Mehmet Hoca bizi bırakmadı. Misâfirperverlik adına bizi aldı götürdü. İyi de oldu. Başka tanış arkadaşlara da denk geldik. Sohbet etme imkânı bulduk. Mehmet Hoca kendisi buralı. Meğer aynı zamanda, ticâretle uğraşan bir âilenin çocuğuymuş. Bizim, geçen gelişimizde aradığımız Taner Şahin öğrencimizin de amcasıymış. Taner’i bu defâ da aradım; lâkin geçen sefer Kabataş’ta olduğu gibi şimdi de Ordu’daymış. Görüşemedik, ancak, bundan sonra sık geleceğimizi düşündüğümüz Gürgentepe’de bir gün nasılsa görüşürüz nasipse diyoruz. İş zamânı. Fazla kalmadan kalkıyoruz. Aynı yolları, biraz da daha çok sohbet etme adına yavaş yavaş kıvrılarak inerken Damarlı’da mola verip çay üstüne çay içiyoruz. Sohbetimize katılan amcalar da oluyor. Bizim milletimiz hoş millet. Toprağımız her anlamda bereketli. Vaktimiz olsa da Türkiye turuna çıksak. İnsanlarımızla selâmlaşsak, sohbetleşsek, şakalaşsak, duâlaşsak. Bunu çok arzu ediyoruz ve de inşâllâh diyoruz. Burhan Hoca, Romanya’ya da dâvet ediyor. Arabayla Edirne’den 4 saatlik yol diyor. Yeşil Pasaporta vize de yokmuş. Kendisi bugün yola çıkacağını söyledi. Yolu açık olsun, inşâllâh bize de gitmek nasîp olsun. Hani, adam ne demiş; Canım cennet istiyor ama, günâhlarım koymuyor! Bizimkisi öyle bir şey. Ticâretin ve mecbûrî meşgûliyetlerin cenderesinden bir kurtulsam, Burhan Hoca’ya, oradan Hollanda’daki yakınlara, her yaz gelip bizi ziyâret eden, bizim henüz hiç gidemediğimiz Fâtih kardeşimize gitmek istiyoruz. Siz de duâ edin de olsun inşâllâh… Dönüşte Burhan Hocamızı bıraktıktan sonra Ulubey’e devam ettik. Orada bir ikindi ezanı, bir-kaç uğramanın ardından Eymür’e döndük. Bu arada, namazın hemen ardından emekli İmam-Hatip Hüseyin ÇİÇEK  arkadaşımız aradı. Kendisi Perşembeli. Ezanımızı duymuş, duygularını paylaştı. Teşekkür ediyoruz. Yine bu arada, Perşembe’nin bâzı köylerine Ordu ve Perşembe’yle arada tepeler olduğundan merkezî ezan Ulubey’den gidiyormuş. Hüseyin Hoca’ya da espri yollu söylediğim gibi, Ulubey farkı burada da kendini göstermiş! Bu espriyle berâber sözü bağlarken, yerimiz bittiğinden ayrıntılara giremediğimiz, hattâ manilere dahi değinemeyip bir başka zamana ertelediğimiz sohbetimizin sonunda, yöremizin ve mesleğimizin medâr-ı iftiharlarından Burhan Hocamıza gurbet seyrinde hayırlı yolculuklar diliyor, böyle güzel gün ve konularla berâber tekrar görüşmeyi umarak, sizleri de sevgi ve saygıyla selâmlıyoruz ves’selâm… 
Ekleme Tarihi: 25 Ağustos 2015 - Salı

ULUBEY, DAMARLI, GÜRGENTEPE...

Sevgili okurlar. Günler öyle yoğun geçiyor ve de üzerine öyle sürprizler geliyor ki, doğrusunu söylemek gerekirse, nereden başlayacağımızı, hangisini yazacağımızı, ne miktarda söz edeceğimizi şaşırıyoruz gerçekten.

Ama biz en iyisi yollardan başlayalım da, yolda olanla ilgili olanı öncelemiş olalım. Zîra, yoldaki yolda; gitti gidiyor. O gitmeden ona dâir olanları konuşalım da, hem bir uğurlama gibi olsun.

Evet, geçtiğimiz Cumâ sabah köyden çarşıya inerken onu aradım. Zaman zaman söz ettiğimiz gibi, o burada olduğu zamanlarda, öncelerden alışık olduğumuz gibi yine birlikte cumaya gitmeyi âdet edinmişizdir. Hem bu bizim için, yazları geldiği memleketimizde buluşma, görüşme vesîlesi oluyor.

Neyse, köyde, fındıkta, hattâ bahçede olduğunu söyledi. Fakat birlikte cumâ kılabileceğimizi de ekledi. Biz de Ordu’ya varır varmaz işlerimizi çabuklaştırıp, kimisini de Pazartesi’ye erteleyip Ulubey’in yolunu tuttuk. Tuttuk ama transıt geçtik. Akoluk’a geldiğimizde Burhan DUMAN Hoca bizi kendi mahallelerinin sapağında bekliyordu.

Cumâya yetişebilmek adına hızlandırdığımız virajlı yolları daha bir dikkâtle tırmanırken sohbeti koyultmayı da ihmâl etmedik. Bir yanda, bizim, içinde olduğumuzdan değerini idrâk edemediğimiz güzel coğrafya ve manzara, diğer yanda mûsikî.

Muhabbet ortak paydamız sâdece bu değil. Ayrıca millet-memleket, özellikle de kendi câmiamız adına düşüncelerimiz, problemlerimiz. Burhan Hoca, sosyâl medyadan çok rahatsız. Özellikle, bizim câmianın, dindar, muhâfazakâr, hattâ imam, ilâhiyâtçı kesimin buradaki müptezelliklerinden çok muzdarip:

-         Hocam, insanlarımıza lâf demeye yüzümüz yok. Sanırım sizin ilginiz olmadığı için haberdar değilsiniz. Nice saygı duyduğumuz hocalarımız, sosyâl medyada yerlerde sürünüyorlar. Günde 5-6 fotoğraf atanlar var. Yok çay içerken, yok yemek yerken, yok kurban keserken kan-revan içerisinde; yok düğünde âilece, dekolte pozlar. Bunlar âile içinde kalsa neyse, umûma açık siteler. Mahremiyet diye bir şey kalmamış.

Her neyse, sohbet bu minvâl üzere seyr’ederken yükseliyoruz. Sisler içerisinden geçerek Gürgentepe’ye varıyoruz. Namaza 10 dk. var. Mehmet ŞAHİN Hoca kürsüde. Burhan Hoca, Mehmet Hoca'nın tatlı tatlı, sâkin bir tarzda, gnle hitap eder şekilde anlatışının güzelliğine dikkâtimizi çekiyor. Müezzin hocamızın teklifiyle biz dıştan, Burhan Hoca da içten okuyor ezanı! Birlikte müezzinliği yürütüyoruz.

Yeni yapılan bu Merkez Câmi çok güzel. Daha önce söz etmiştik. Ordu’daki Ulu Câmii’in bir küçük modeli gibi ama, daha ferah bir havası var. İç balkonlar, câmiin iç derinliğine engel olacak kadar ortalığa yürümemiş. Bu câmi, Gürgentepe’ye bambaşka bir hava getirmiş.

Sözü daha uzatmayalım. Namazın peşinden Mehmet Hoca bizi bırakmadı. Misâfirperverlik adına bizi aldı götürdü. İyi de oldu. Başka tanış arkadaşlara da denk geldik. Sohbet etme imkânı bulduk.

Mehmet Hoca kendisi buralı. Meğer aynı zamanda, ticâretle uğraşan bir âilenin çocuğuymuş. Bizim, geçen gelişimizde aradığımız Taner Şahin öğrencimizin de amcasıymış. Taner’i bu defâ da aradım; lâkin geçen sefer Kabataş’ta olduğu gibi şimdi de Ordu’daymış. Görüşemedik, ancak, bundan sonra sık geleceğimizi düşündüğümüz Gürgentepe’de bir gün nasılsa görüşürüz nasipse diyoruz.

İş zamânı. Fazla kalmadan kalkıyoruz. Aynı yolları, biraz da daha çok sohbet etme adına yavaş yavaş kıvrılarak inerken Damarlı’da mola verip çay üstüne çay içiyoruz. Sohbetimize katılan amcalar da oluyor. Bizim milletimiz hoş millet. Toprağımız her anlamda bereketli. Vaktimiz olsa da Türkiye turuna çıksak. İnsanlarımızla selâmlaşsak, sohbetleşsek, şakalaşsak, duâlaşsak. Bunu çok arzu ediyoruz ve de inşâllâh diyoruz.

Burhan Hoca, Romanya’ya da dâvet ediyor. Arabayla Edirne’den 4 saatlik yol diyor. Yeşil Pasaporta vize de yokmuş. Kendisi bugün yola çıkacağını söyledi. Yolu açık olsun, inşâllâh bize de gitmek nasîp olsun.

Hani, adam ne demiş; Canım cennet istiyor ama, günâhlarım koymuyor! Bizimkisi öyle bir şey. Ticâretin ve mecbûrî meşgûliyetlerin cenderesinden bir kurtulsam, Burhan Hoca’ya, oradan Hollanda’daki yakınlara, her yaz gelip bizi ziyâret eden, bizim henüz hiç gidemediğimiz Fâtih kardeşimize gitmek istiyoruz. Siz de duâ edin de olsun inşâllâh…

Dönüşte Burhan Hocamızı bıraktıktan sonra Ulubey’e devam ettik. Orada bir ikindi ezanı, bir-kaç uğramanın ardından Eymür’e döndük. Bu arada, namazın hemen ardından emekli İmam-Hatip Hüseyin ÇİÇEK  arkadaşımız aradı. Kendisi Perşembeli. Ezanımızı duymuş, duygularını paylaştı. Teşekkür ediyoruz.

Yine bu arada, Perşembe’nin bâzı köylerine Ordu ve Perşembe’yle arada tepeler olduğundan merkezî ezan Ulubey’den gidiyormuş. Hüseyin Hoca’ya da espri yollu söylediğim gibi, Ulubey farkı burada da kendini göstermiş!

Bu espriyle berâber sözü bağlarken, yerimiz bittiğinden ayrıntılara giremediğimiz, hattâ manilere dahi değinemeyip bir başka zamana ertelediğimiz sohbetimizin sonunda, yöremizin ve mesleğimizin medâr-ı iftiharlarından Burhan Hocamıza gurbet seyrinde hayırlı yolculuklar diliyor, böyle güzel gün ve konularla berâber tekrar görüşmeyi umarak, sizleri de sevgi ve saygıyla selâmlıyoruz ves’selâm… 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.