bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

TOKİ TEPESİ, FİKİR MEYDANI…

Geçen yazımızda Ulubey’e yapılması düşünülen TOKİ KONUTLARI üzerinde durmuştuk. Bu hafta da öyle olacak gâlibâ. Olmalı da. Çünkü bu, aynı zamanda Ulubey’in yapılaşma siyâsetinin de bir aynası olacak. Mesele burada; öncelik Ulubey mi, yoksa yalnızca binâ yapmak mı? Elbette ki binâ yapmak olacak. Çünkü ilçe bir şekilde canlanacak. Bunun için insan gerek. İnsan için de ev. Fakat evler, ya da konutlar insana kolaylık sağlayan, gerek oturum, gerekse de manzara olarak hem sâkinlerinin, hem de ilçenin içini açan özellik ve de güzelliklerde olmalı. Derdimiz bu, bunu söylemek istiyoruz. İşte bu nokta, bu ilk konutlarda kendisini belli edecek. Bundan dolayı da önemli. Neden mi? ORDU’DAN ULUBEY’E… Çok yakından bir örnek vermek gerekirse, Ordu merkezin hâlinden söz edebiliriz. Özellikle eski yerleşimlerde, hattâ, Bülbülderesi boyu, Boztepe etekleri gibi kimi yeni mahallelerde dahî durum ortada. Teleferikle tırmanırken Selimiye Mahallesi’ne bir bakınız. Burası daha yeni, neredeyse en yeni yerleşimler denilebilir. Ama manzara ortada. Oradan bakınca, şehrin güzelliğiyle, yerleşimlerin çarpıklığı büyük bir çelişkiyi yansıtıyor. Şimdi kentsel dönüşümle yanlışlar düzeltilmeye çalışılıyor. Hadi buna da normâl diyelim. En ortalama ifâdeyle, şehir şimdi güncelleştirilmeye çalışılıyor. Ama, bundan sonrası için adımlar buna göre atılmalı. Ulubey’in yeni kurulacak yerleşimleri de, tüm bunlar göz önünde bulundurularak hayâta geçirilmeli. Ulubey bu anlamda ferah bir yer olmalı. Ordu’daki bir insanın bile yarı sayfiye, yarı yerleşim, yarı sükûnet olarak, nezih bir yerleşim niteliğiyle ilgisini çekebilmeli. Proje, hem hendesî olarak sağlam, hem mîmârî, hem estetik olarak da mükemmel; son tahlilde câzip olmalı yâni. SİTELERDEN Sİ(S)TEMLERE… Meselâ, şimdi, her yerde olduğu gibi, ülkenin gelişmesine paralel olarak Ordu’da da bir site furyası gidiyor. Ekmek-su gibi de müşteri buluyor. Reklam da o biçim. Vatandaş alıyor. Ama, bir bakıyorsun, arabasına park yeri bulmakta zorlanıyor. Bir de misâfiri gelirse dönülüp duruluyor yer bulmak için. Benzer örnekleri câmilerde çok görüyoruz. Yumruk kadar câmi, Eyfel kulesi gibi uzattıkça uzatılan minâreler. Böyle bir orantısızlık hemen herkesi rahatsız eder. Bu bir örnek. Binâlarda hem şehri, hem de bakanları, daha içine girmeden rahatlatan estetik bir yan mutlakâ olmalı. Bunu söylemeye çalışıyoruz. Fakat,  bu vesîleyle burada bir hasretimizi de dillendirmeden geçmek istemiyoruz ki, keşke Ulubey’e dâir, en azından aynı toprakların çocuğu olan mîmar ve mühendisler gibi teknik adamlar yanında şâir, yazar ve sanatçı gibi, duygu, düşünce ve nazarlarından istifâde edilebilecek insanların da görüşleri alınsa. Şöyle topluca bir gün hep birlikte gezilip te fikir teâtîsinde bulunulsa. Çok değişik düşüncelerin ortaya çıkacağına ve mutlak â ufuk açacağına inanıyoruz. ULUBEY FİKİR MEYDANI Bu anlamda, gazetemizin geçen sayısındaki bir haber benim için oldukça sürpriz ve de ümit verici oldu. Ulubey adına bu denli bir fikir yağmurunu bir arada görmek oldukça sevindiriciydi. Demek ki bir plâtform olsa, toplumun her kesiminden ilginç, renkli fikirler çıkacak ortaya. Bir Ulubeyli olarak, ilçemizin daha da yaşanabilirliği ve güzelliği adına görüşlerini serdeden fikir sâhipleri olarak K. Pamuk, H. Öztürk, E. Kırmanoğlu, T. Üdül, V. Yeniay, H. Duran, D.A. Gümüş, U. Çuhadar, E. Akbaş ve İ. Öztürk’e çok teşekkür ediyor, bizlerin de çok istifâde ettiğimiz benzer katkılarının devâmını bekliyoruz. ÇATALKAYA, MEYDAN TEPE… Buradaki görüşlerden de yola çıkarak ve de cesâret alarak, her zamanki düşüncelerimizi tekrarlıyoruz ki, Ulubey, çok yakın gelecekte merkezin banliyösü olarak gelişip canlanmaya aday bir yer. Akıl var, mantık var. Ordu’yla Ulubey arası bütünüyle şehirleşmeye müsâit bir hat. Bu hat üzerine Dedeli, Aydınlar, Akpınar gibi noktalara çok yakında site projeleri gelecektir. Güzelyurt ve Şuayip Tepesi zâten başlıbaşına bir değer ve proje peşinde. Çatalkaya civârı, Eymür, Karaağaç hattı, viyadükler, tüneller, HES’ler, sanâyi bölge ve siteleri; tüm bunlar bölgeye bir canlılık getirmeyecek mi? Ulubey buradan bir pay almayacak mı? Sözün özü, Ulubey-Ordu arasının şehirleşmesi çok yakındır. Hele Gölköy yolu tamamlansın. Dereyolu tam faaliyete geçsin. En büyük OSB Melet Vâdimize gelsin. Ulubey’de başlatılan tesislere yenileri eklensin, ki eklenecektir. İşte o zaman, gereksizce ümitsizliğe kapıldığımız ortaya çıkacaktır. Tabiî, tüm bu gelişmeleri avantaja dönüştürecek güzellikler peşinde koşmayı becerebilirsek. MERKEZ’DEN CÂZİBE’YE… Biz bundan dolayı, Ulubey’in şehir plânlamasını, yapılaşma kalite ve estetiğini önemsiyoruz. Ulubey bu anlamda, tâbiri câizse BİR MARKA olmalı. Sıradan olmamalı. Daha da çarpıcı bir ifâdeyle, adı MERKEZ olan Ulubey, şimdi de CÂZİBE MERKEZİ olabilmeli. En az MEYDAN kadar özenilip, onun devâmı ve açılımı niteliğinde bir yapılaşma süreci gerçekleştirilmeli. Yapılan her yapı ya da tesis, her neyse; oldukça şuurlu, estetik bir bütün plânın parçası olmalı. Burada BüyükŞehir ve yeni seçilecek vekillerimizin tutumu da belirleyici olacak elbette. Her noktada uyum da önemli. Tüm bunları göz önünde bulundurarak, önümüzdeki seçim süreci ve de bununla birlikte yürüyen ilçemize özel ve ülkemize genel tüm projelerin hayırlısıyla gerçekleşmesi, hizmete dâir gayretlerin milletin, memleketin ve insanlarımızın hayrına sonuçlanması dileğiyle hepinize sevgiler ve de saygılar sunuyoruz ves’selâm….
Ekleme Tarihi: 24 Mart 2015 - Salı

TOKİ TEPESİ, FİKİR MEYDANI…

Geçen yazımızda Ulubey’e yapılması düşünülen TOKİ KONUTLARI üzerinde durmuştuk. Bu hafta da öyle olacak gâlibâ. Olmalı da. Çünkü bu, aynı zamanda Ulubey’in yapılaşma siyâsetinin de bir aynası olacak.

Mesele burada; öncelik Ulubey mi, yoksa yalnızca binâ yapmak mı?

Elbette ki binâ yapmak olacak. Çünkü ilçe bir şekilde canlanacak. Bunun için insan gerek. İnsan için de ev. Fakat evler, ya da konutlar insana kolaylık sağlayan, gerek oturum, gerekse de manzara olarak hem sâkinlerinin, hem de ilçenin içini açan özellik ve de güzelliklerde olmalı. Derdimiz bu, bunu söylemek istiyoruz.

İşte bu nokta, bu ilk konutlarda kendisini belli edecek. Bundan dolayı da önemli. Neden mi?

ORDU’DAN ULUBEY’E…

Çok yakından bir örnek vermek gerekirse, Ordu merkezin hâlinden söz edebiliriz. Özellikle eski yerleşimlerde, hattâ, Bülbülderesi boyu, Boztepe etekleri gibi kimi yeni mahallelerde dahî durum ortada.

Teleferikle tırmanırken Selimiye Mahallesi’ne bir bakınız. Burası daha yeni, neredeyse en yeni yerleşimler denilebilir. Ama manzara ortada. Oradan bakınca, şehrin güzelliğiyle, yerleşimlerin çarpıklığı büyük bir çelişkiyi yansıtıyor.

Şimdi kentsel dönüşümle yanlışlar düzeltilmeye çalışılıyor. Hadi buna da normâl diyelim. En ortalama ifâdeyle, şehir şimdi güncelleştirilmeye çalışılıyor. Ama, bundan sonrası için adımlar buna göre atılmalı. Ulubey’in yeni kurulacak yerleşimleri de, tüm bunlar göz önünde bulundurularak hayâta geçirilmeli.

Ulubey bu anlamda ferah bir yer olmalı. Ordu’daki bir insanın bile yarı sayfiye, yarı yerleşim, yarı sükûnet olarak, nezih bir yerleşim niteliğiyle ilgisini çekebilmeli. Proje, hem hendesî olarak sağlam, hem mîmârî, hem estetik olarak da mükemmel; son tahlilde câzip olmalı yâni.

SİTELERDEN Sİ(S)TEMLERE…

Meselâ, şimdi, her yerde olduğu gibi, ülkenin gelişmesine paralel olarak Ordu’da da bir site furyası gidiyor. Ekmek-su gibi de müşteri buluyor. Reklam da o biçim. Vatandaş alıyor. Ama, bir bakıyorsun, arabasına park yeri bulmakta zorlanıyor. Bir de misâfiri gelirse dönülüp duruluyor yer bulmak için.

Benzer örnekleri câmilerde çok görüyoruz. Yumruk kadar câmi, Eyfel kulesi gibi uzattıkça uzatılan minâreler. Böyle bir orantısızlık hemen herkesi rahatsız eder. Bu bir örnek. Binâlarda hem şehri, hem de bakanları, daha içine girmeden rahatlatan estetik bir yan mutlakâ olmalı. Bunu söylemeye çalışıyoruz.

Fakat,  bu vesîleyle burada bir hasretimizi de dillendirmeden geçmek istemiyoruz ki, keşke Ulubey’e dâir, en azından aynı toprakların çocuğu olan mîmar ve mühendisler gibi teknik adamlar yanında şâir, yazar ve sanatçı gibi, duygu, düşünce ve nazarlarından istifâde edilebilecek insanların da görüşleri alınsa. Şöyle topluca bir gün hep birlikte gezilip te fikir teâtîsinde bulunulsa. Çok değişik düşüncelerin ortaya çıkacağına ve mutlak â ufuk açacağına inanıyoruz.

ULUBEY FİKİR MEYDANI

Bu anlamda, gazetemizin geçen sayısındaki bir haber benim için oldukça sürpriz ve de ümit verici oldu. Ulubey adına bu denli bir fikir yağmurunu bir arada görmek oldukça sevindiriciydi. Demek ki bir plâtform olsa, toplumun her kesiminden ilginç, renkli fikirler çıkacak ortaya.

Bir Ulubeyli olarak, ilçemizin daha da yaşanabilirliği ve güzelliği adına görüşlerini serdeden fikir sâhipleri olarak K. Pamuk, H. Öztürk, E. Kırmanoğlu, T. Üdül, V. Yeniay, H. Duran, D.A. Gümüş, U. Çuhadar, E. Akbaş ve İ. Öztürk’e çok teşekkür ediyor, bizlerin de çok istifâde ettiğimiz benzer katkılarının devâmını bekliyoruz.

ÇATALKAYA, MEYDAN TEPE…

Buradaki görüşlerden de yola çıkarak ve de cesâret alarak, her zamanki düşüncelerimizi tekrarlıyoruz ki, Ulubey, çok yakın gelecekte merkezin banliyösü olarak gelişip canlanmaya aday bir yer. Akıl var, mantık var. Ordu’yla Ulubey arası bütünüyle şehirleşmeye müsâit bir hat. Bu hat üzerine Dedeli, Aydınlar, Akpınar gibi noktalara çok yakında site projeleri gelecektir. Güzelyurt ve Şuayip Tepesi zâten başlıbaşına bir değer ve proje peşinde. Çatalkaya civârı, Eymür, Karaağaç hattı, viyadükler, tüneller, HES’ler, sanâyi bölge ve siteleri; tüm bunlar bölgeye bir canlılık getirmeyecek mi? Ulubey buradan bir pay almayacak mı?

Sözün özü, Ulubey-Ordu arasının şehirleşmesi çok yakındır. Hele Gölköy yolu tamamlansın. Dereyolu tam faaliyete geçsin. En büyük OSB Melet Vâdimize gelsin. Ulubey’de başlatılan tesislere yenileri eklensin, ki eklenecektir. İşte o zaman, gereksizce ümitsizliğe kapıldığımız ortaya çıkacaktır. Tabiî, tüm bu gelişmeleri avantaja dönüştürecek güzellikler peşinde koşmayı becerebilirsek.

MERKEZ’DEN CÂZİBE’YE…

Biz bundan dolayı, Ulubey’in şehir plânlamasını, yapılaşma kalite ve estetiğini önemsiyoruz. Ulubey bu anlamda, tâbiri câizse BİR MARKA olmalı. Sıradan olmamalı. Daha da çarpıcı bir ifâdeyle, adı MERKEZ olan Ulubey, şimdi de CÂZİBE MERKEZİ olabilmeli. En az MEYDAN kadar özenilip, onun devâmı ve açılımı niteliğinde bir yapılaşma süreci gerçekleştirilmeli. Yapılan her yapı ya da tesis, her neyse; oldukça şuurlu, estetik bir bütün plânın parçası olmalı.

Burada BüyükŞehir ve yeni seçilecek vekillerimizin tutumu da belirleyici olacak elbette. Her noktada uyum da önemli. Tüm bunları göz önünde bulundurarak, önümüzdeki seçim süreci ve de bununla birlikte yürüyen ilçemize özel ve ülkemize genel tüm projelerin hayırlısıyla gerçekleşmesi, hizmete dâir gayretlerin milletin, memleketin ve insanlarımızın hayrına sonuçlanması dileğiyle hepinize sevgiler ve de saygılar sunuyoruz ves’selâm….

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.