bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

OTOGAR'DAN BAYRAMA, HARFLERDEN KÂLPLERE...

Sevgili okurlar; Bu gün Arife, yarın Bayram. Şimdiden mübârek olsun. Rabbimiz duâlarımızı, şu an mukaddes mekânlarda bulunan hacılarımızın tazarrû ve niyâzlarına katarak bayramlarımızı madden, mânen ve de kâlben bereketlendirsin inşâllâh diyerek sözlerimize başlıyoruz.  Mevzû olarak, kısmen esprili, hattâ nükte olarak niteleyebileceğimiz, ancak –siz ne dersiniz bilmeyiz ama, bizce- önemli bir tespit olarak baktığımız fikre geçmeden, geçen hafta sonu Ordu’da yapılan, bayram öncesi yaşadığımız, bizleri bayram içinde bayramlara ulaştıracak bir güzellikten söz etmek istiyoruz öncelikle. Mâlum, geçtiğimiz Cumâ günü, basında da yer aldığı gibi, yaklaşık 50 STK temsilcisinin katılımıyla, ülkenin sıcak gündemi bağlamında anlamlı bir etkinlik yapıldı. Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Ordu Şubesi olarak bizim de katıldığımız etkinlikte, Doğu Bölgeleri’nden Karadeniz illerimize, çeyrek asırdır her yıl fındık mevsimi dolayısıyla gelen Kürt kökenli vatandaşlar ile Ordu Otogarı’nda gerçekleşen uğurlama töreninde güzel bir kardeşlik örneği sergilendi. Hemen her yıl fındık işçiliği yapmak amacıyla buralara gelen, bir ay boyunca iş sâhiplerince ağırlanan ve yetkili kurulların belirlediği ücretleri fazlasıyla ödenen Kürt kökenli vatandaşlar, çiçeklerle memleketlerine gönderildiler. Burada, Kardeşlik Platformu adına yapılan konuşmalarda, doğulu vatandaşlarımızın bu vesîleyle bölgeler arasında gönül bağı oluşturduğu, hattâ hısım ve akrabalıkların dahî kurulduğu dile getirildi. Ev sâhibi ya da misâfir işçi olarak söz alan vatandaşlar da benzer sözler söylediler. Konuşmaların ardından, mevsim boyu yardımcı olup işlerini kolaylaştırdıklarından dolayı kendilerine minnettâr olduklarını ifâde eden Ordulular, Kürt vatandaşları çiçeklerle memleketlerine uğurladılar. Gelecek yıl görüşmek üzere vedalaşan vatandaşlar, “TÜRK-KÜRT KARDEŞTİR” mesajı verdiler. Bu güzel olaya bizzat şâhit olan birisi olarak oldukça etkilendik. Zâten yıllardır onlarla çalışan, dolayısıyla iç içe günlerimiz geçen bu insanları az-çok tanıdık, tanıyoruz. Hepsi de vatanına bağlı, ülkesini seven, ayrılık-gayrılık düşünmeyen insanlar. Onların çeyrek asırdır buralarda yer alan varlığının ülke birliğine çok katkı yaptığını düşünüyoruz. Çünkü, insan tanımadığının düşmanıdır derler. Eğer bu geliş gidişler vesîlesiyle tanışmalar, kaynaşmalar olmasaydı, bu gün ülkenin, bu kritik dönemeçteki durumu çok daha zor olurdu.             Ondan daha önce, bizim arıcılarımız da oralara gidiyorlardı. Hâlâ da gidiyorlar. Ordu, fındıkta olduğu kadar bal üretiminde de söz sâhibi bir yer. Bir ara 1. Olduğu söyleniyordu. Şimdilerde Muğla’nın öne geçtiği ifâde ediliyor. Her neyse, biz bildik bileli arıcılarımız doğunun dağ, köy ve mezrâlarında, ıssız yerlerinde konakladılar. Gâyet güzel ilgi gördüler. Bizimkiler yıllarca, askerlik hâtıraları gibi onların insanlığını, misâfirperverliğini, âdetâ menkıbe anlatır gibi anlattılar. Derken, onlar da buralara fındık işçileri olarak gelmeye başladılar. Ne orada, ne de buralarda sıkıntı söz konusu değil.             Türkçesini söylemek gerekirse, aslında insanlarımız arasında problem yok. Hiç olmadı da. Problem tamâmen siyâsî. Sıkıntı karıştırıcılarda. Karıştırıcıların da ötesinde. Çünkü, onlar da maşa. Hattâ, maşalar da maşa! Konu oldukça derin. Meseleyi, bu vechesiyle de ayrıca ele almak gerekir.             Ancak, bizim bu gün vurgulamak istediğimiz asıl şey, o gün orada içimizden geçen bir düşünceyi burada paylaşmak. TÜRK ve KÜRT o kadar iç içe ki, ancak bu kadar olur! Bakınız, burada Allâh’ın bir hikmeti olmalı!             Bu kelimelerin ikisi de 4 harf ve ikisi de aynı harflerden oluşuyor. Bir yandan oku TÜRK, diğer taraftan bak KÜRT!   “Türk Arapsız yaşamaz, kim ki ‘yaşar’ der delidir Arab’ın Türk ise, hem sağ gözü, hem sağ elidir”    Mehmet Âkif Ersoy’un, SAFAHAT’nda, Hakkın Sesleri bölümünde geçen bu beyit o zamanki konjüktür gereği olarak böyle söylenmiş. O zamanlar Türk-Arap ayrılığı söz konusuydu. Şâir böyle söyledi. Ama kim dinledi? Sonuç; koca imparatorluk dağıldı. Şimdi de Türk-Kürt hikâyesiyle Türkiye Cumhûriyeti Devleti’ni yıkmak istiyorlar. Böyle bir şey olmayacak. Olursa, olanları rahat bırakırlar mı peki? Böldükleri Irak’ı, Sûriye’yi kaç parçaya ayırdılar? O parçalarda huzur var mı sizce? O zaman, sömürgenlerin bu oyununu bozmak durumundayız. Birken mutlu olamadığımız yerde, dağılınca ne bulabiliriz ki? Doğudan gelen işçilerin de söylediği bu. O zaman problem nerde? Elbetteki uyanmayanlarda! Mehmet Âkif Üstâdın dediği gibi, birimiz sağ, birimiz sol eliz. Bir vücûdun birer yanıyız. Birbirimizsiz olamayız. İşe bakınız ki, harflerimiz bile aynı. Ufak değişiklik te, tanışmamız için gerekiyor. Yoksa üstünlük taslamak, hır çıkarmak için değil.   Tıpkı Hucurat Sûresi 13. Âyette “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O´ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.” buyurulduğu gibi. Yeni aday listelerinin de ayrı bir heyecan katacağı, şimdiden çok hareketli geçeceğe benzeyen Bayramlarımız mübârek olsun. Rabbimiz bizleri ve tüm İslâm Âlemi’ni, gerçekten kaynaşmış, renge, ırka bakmayan hakîkî kardeşler olarak  sonsuz bayramlara, insanlığı da hidâyete ulaştırsın. Fert, âile, toplum ve ülke olarak, komşularımız, akrabâlarımız, arkadaşlarımız ve tüm sevdiklerimizle daha güzel günlere, mutlu geleceklere kavuşmak, sonsuzda da Efendimiz (SAV)in komşuluğunda buluşmak üzere cümleniz, cümlemiz Allâh’a emânet olalım, birbirlerimizi ve tüm Ümmet-i Muhammedi de duâdan unutmayalım inşâllâh ves’selâm…
Ekleme Tarihi: 23 Eylül 2015 - Çarşamba

OTOGAR'DAN BAYRAMA, HARFLERDEN KÂLPLERE...

Sevgili okurlar; Bu gün Arife, yarın Bayram. Şimdiden mübârek olsun. Rabbimiz duâlarımızı, şu an mukaddes mekânlarda bulunan hacılarımızın tazarrû ve niyâzlarına katarak bayramlarımızı madden, mânen ve de kâlben bereketlendirsin inşâllâh diyerek sözlerimize başlıyoruz. 

Mevzû olarak, kısmen esprili, hattâ nükte olarak niteleyebileceğimiz, ancak –siz ne dersiniz bilmeyiz ama, bizce- önemli bir tespit olarak baktığımız fikre geçmeden, geçen hafta sonu Ordu’da yapılan, bayram öncesi yaşadığımız, bizleri bayram içinde bayramlara ulaştıracak bir güzellikten söz etmek istiyoruz öncelikle. Mâlum, geçtiğimiz Cumâ günü, basında da yer aldığı gibi, yaklaşık 50 STK temsilcisinin katılımıyla, ülkenin sıcak gündemi bağlamında anlamlı bir etkinlik yapıldı.

Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Ordu Şubesi olarak bizim de katıldığımız etkinlikte, Doğu Bölgeleri’nden Karadeniz illerimize, çeyrek asırdır her yıl fındık mevsimi dolayısıyla gelen Kürt kökenli vatandaşlar ile Ordu Otogarı’nda gerçekleşen uğurlama töreninde güzel bir kardeşlik örneği sergilendi.

Hemen her yıl fındık işçiliği yapmak amacıyla buralara gelen, bir ay boyunca iş sâhiplerince ağırlanan ve yetkili kurulların belirlediği ücretleri fazlasıyla ödenen Kürt kökenli vatandaşlar, çiçeklerle memleketlerine gönderildiler. Burada, Kardeşlik Platformu adına yapılan konuşmalarda, doğulu vatandaşlarımızın bu vesîleyle bölgeler arasında gönül bağı oluşturduğu, hattâ hısım ve akrabalıkların dahî kurulduğu dile getirildi.

Ev sâhibi ya da misâfir işçi olarak söz alan vatandaşlar da benzer sözler söylediler. Konuşmaların ardından, mevsim boyu yardımcı olup işlerini kolaylaştırdıklarından dolayı kendilerine minnettâr olduklarını ifâde eden Ordulular, Kürt vatandaşları çiçeklerle memleketlerine uğurladılar. Gelecek yıl görüşmek üzere vedalaşan vatandaşlar, “TÜRK-KÜRT KARDEŞTİR” mesajı verdiler.

Bu güzel olaya bizzat şâhit olan birisi olarak oldukça etkilendik. Zâten yıllardır onlarla çalışan, dolayısıyla iç içe günlerimiz geçen bu insanları az-çok tanıdık, tanıyoruz. Hepsi de vatanına bağlı, ülkesini seven, ayrılık-gayrılık düşünmeyen insanlar. Onların çeyrek asırdır buralarda yer alan varlığının ülke birliğine çok katkı yaptığını düşünüyoruz. Çünkü, insan tanımadığının düşmanıdır derler. Eğer bu geliş gidişler vesîlesiyle tanışmalar, kaynaşmalar olmasaydı, bu gün ülkenin, bu kritik dönemeçteki durumu çok daha zor olurdu.

            Ondan daha önce, bizim arıcılarımız da oralara gidiyorlardı. Hâlâ da gidiyorlar. Ordu, fındıkta olduğu kadar bal üretiminde de söz sâhibi bir yer. Bir ara 1. Olduğu söyleniyordu. Şimdilerde Muğla’nın öne geçtiği ifâde ediliyor. Her neyse, biz bildik bileli arıcılarımız doğunun dağ, köy ve mezrâlarında, ıssız yerlerinde konakladılar. Gâyet güzel ilgi gördüler. Bizimkiler yıllarca, askerlik hâtıraları gibi onların insanlığını, misâfirperverliğini, âdetâ menkıbe anlatır gibi anlattılar. Derken, onlar da buralara fındık işçileri olarak gelmeye başladılar. Ne orada, ne de buralarda sıkıntı söz konusu değil.

            Türkçesini söylemek gerekirse, aslında insanlarımız arasında problem yok. Hiç olmadı da. Problem tamâmen siyâsî. Sıkıntı karıştırıcılarda. Karıştırıcıların da ötesinde. Çünkü, onlar da maşa. Hattâ, maşalar da maşa! Konu oldukça derin. Meseleyi, bu vechesiyle de ayrıca ele almak gerekir.

            Ancak, bizim bu gün vurgulamak istediğimiz asıl şey, o gün orada içimizden geçen bir düşünceyi burada paylaşmak. TÜRK ve KÜRT o kadar iç içe ki, ancak bu kadar olur! Bakınız, burada Allâh’ın bir hikmeti olmalı!

            Bu kelimelerin ikisi de 4 harf ve ikisi de aynı harflerden oluşuyor. Bir yandan oku TÜRK, diğer taraftan bak KÜRT!

 

“Türk Arapsız yaşamaz, kim ki ‘yaşar’ der delidir

Arab’ın Türk ise, hem sağ gözü, hem sağ elidir” 

 

Mehmet Âkif Ersoy’un, SAFAHAT’nda, Hakkın Sesleri bölümünde geçen bu beyit o zamanki konjüktür gereği olarak böyle söylenmiş. O zamanlar Türk-Arap ayrılığı söz konusuydu. Şâir böyle söyledi. Ama kim dinledi? Sonuç; koca imparatorluk dağıldı. Şimdi de Türk-Kürt hikâyesiyle Türkiye Cumhûriyeti Devleti’ni yıkmak istiyorlar.

Böyle bir şey olmayacak. Olursa, olanları rahat bırakırlar mı peki? Böldükleri Irak’ı, Sûriye’yi kaç parçaya ayırdılar? O parçalarda huzur var mı sizce? O zaman, sömürgenlerin bu oyununu bozmak durumundayız. Birken mutlu olamadığımız yerde, dağılınca ne bulabiliriz ki? Doğudan gelen işçilerin de söylediği bu. O zaman problem nerde? Elbetteki uyanmayanlarda!

Mehmet Âkif Üstâdın dediği gibi, birimiz sağ, birimiz sol eliz. Bir vücûdun birer yanıyız. Birbirimizsiz olamayız. İşe bakınız ki, harflerimiz bile aynı. Ufak değişiklik te, tanışmamız için gerekiyor. Yoksa üstünlük taslamak, hır çıkarmak için değil.

  Tıpkı Hucurat Sûresi 13. Âyette “Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O´ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır. buyurulduğu gibi.

Yeni aday listelerinin de ayrı bir heyecan katacağı, şimdiden çok hareketli geçeceğe benzeyen Bayramlarımız mübârek olsun. Rabbimiz bizleri ve tüm İslâm Âlemi’ni, gerçekten kaynaşmış, renge, ırka bakmayan hakîkî kardeşler olarak  sonsuz bayramlara, insanlığı da hidâyete ulaştırsın. Fert, âile, toplum ve ülke olarak, komşularımız, akrabâlarımız, arkadaşlarımız ve tüm sevdiklerimizle daha güzel günlere, mutlu geleceklere kavuşmak, sonsuzda da Efendimiz (SAV)in komşuluğunda buluşmak üzere cümleniz, cümlemiz Allâh’a emânet olalım, birbirlerimizi ve tüm Ümmet-i Muhammedi de duâdan unutmayalım inşâllâh ves’selâm…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.