1980’li yıllarda annelerimizin okuma yazma öğrenmek için gittiği Ali Okulları vardı. Gündüzleri çocuklarının oturduğu sıralarda, akşam olunca anneler oturuyor ve büyük çaba göstererek okuma yazma öğreniyorlardı. Günümüzde de belli bir yaşın üstünde olup, okuma yazma bilmeyenlere eğitim veriliyor.
Geçtiğimiz günlerde kıymetli Salih Kenan Hocam ile sohbet ederken: Haftada üç gün 50 ile 74 yaş arası 7 tane öğrencisine ders verdiğini ve okuma yazma öğrenmek için 7 bayan öğrencisinin çok gayret gösterdiğini anlattı bize. Öyle bir gayret ve istek ki, yazarken eğer yazı eğri büğrü olursa hemen silip, düzgün yazıncaya kadar uğraşırlarmış. Okuma aşkının en güzel, öğrenmenin yaşa bakmadığının en iyi kanıtıdır bu uğraş. 74 yaşında olup da, o sıraya oturan, okuyup, kalem tutup yazı yazmaya çalışan, tüm yaşanmışlıkların izlerini taşıyan o elleri öperim ben. Saygıyla, minnetle öperim. Ben buradayım ve tüm isteğimle öğrenmeye geldim diyen o eller kadının toplumda çok önemli bir yeri olduğunun ispatıdır. Kadınlarımız geçmişten bugüne hep ötelenmiş, nasırlı elleri, yaşmaklarıyla sanki hiçbir işe yaramıyormuş gibi ikinci sınıf muamelesi görmüştür. Oysa kadınlarımız baş tacı edilmeli! Onlar vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirmek için sırtında yük taşımış, bahçede çapa sallamış, ekmeğini taştan çıkarmıştır. Tüm bunları yaparken, yavrularını ihmal etmemiş, üzerine titremiş, onları okutmak için her türlü fedakârlığı göstermiştir. Hem çocuklarının, hem eşlerinin en büyük destekçisi olmuştur. Toplumumuzun yapı taşı kadınlarımızı desteklemek de hepimizin görevidir. Salih Kenan ODABAŞI Hocamıza ve tüm öğretmenlerimize çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum, kendilerinin ve öğrencilerinin başarılarının devamını diliyorum.
Okuma yazma bilmeyen herkesi, kadın erkek herkesi davet ediyorum. Haydi okula!