bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

KONYA’DA ALAADDİN, ULUBEY’DE ŞAYIP…

            “Akıl için yol bir” derler. Nitekim, geçen yazımızda, hiçbir kimsenin etkisinde kalmadan, kimselerden de bir şeyler duymadan, sâdece ve sâdece kendi kâlbimizin derinliklerinden kopup gelen sese kulak vererek Alaaddin YÜKSEL’in bu gazetede yer alması gerektiğini söylemiştik. İşte o gün, bu yazdıklarımızla berâber Alaaddin Ağabey’in yazısını da görmek bizi ziyâdesiyle sevindirdi.             Demek ki bu söz gerçek. Aynı şeyi gazete ilgililerimiz de düşünmüşler, ve işte ALAADDİN YÜKSEL burada, bizimle birlikte, Ulubey ve Ulubeylilerin dün, bugün ve yarınına dâir duygu, düşünce, teklif, birikim ve değerlendirmelerini bizlerle paylaşacak. Ufuklarımıza enginlik katacak, derinlik getirecek. Tekrar hoş geldiniz diyor; kendisi, çevresi, köyü, tüm Ulubey ve hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum. LÂMBAYI KİM FİTİLLEDİ? Bizim geçen haftaki, BİZİM ALAADDİN ve LÂMBASI başlıklı, Alaaddin Yüksel’i bu gazetede yazmaya çağıran yazımızı okuyan, çoğunuzun tanıyor olacağı emekli öğretmen dayım İbrâhim YÜKSELHoca’nın daha gazeteyi eline alıp şöyle yazıya genel bir bakışın ardından tepkisi; “Lambayı fitillemişsin, vermişsin gazı!” şeklinde oldu. Ama, anlaşıldığı kadarıyla ve de görüldüğü gibi o bu işe kendiliğinden koyulmuş, kararını çoktan vermişmiş zâten. Bizim de yaptığımız mâlûmu îlâm kabîlinden olmuş, daha doğrusu “Aklın yolu birdir”in tezâhürü niteliğinde olmuş. Şu olmuş, bu olmuş; netîcede olacak olan ve de olan olmuş. İyi, güzel, hoş olmuş. Gazete ve Ulubey kültürü maksûdunu bulmuş. Artık Ulubey Yorum Âilesi olarak daha zenginiz. Hep birlikte toprağımıza ve onun kültürüne hizmet etmenin, dağarcıklarımızda olanları onun müktesebâtına katmanın heyecânı içerisindeyiz. ŞAYIB’A GELMEDEN OLMAZ… Sözü başka tarafa çok da kaydırmadan gelelim sadede; yâni Şayıb’a. Onun anlattıklarıyla gündeme gelen Şayıp ve Tepesi, çayırında yapılan güreşler Ulubey folklor ve kültürüne renk katacak hususlar; bir bakıma Ulubey’in derinliğini ve de popülaritesini teşkil edecek konular. Belediye deyince de akla, halkla birebir yapılacak ve yaşanacak sosyâl, kültürel faaliyetler geliyor. Dolayısıyla, Ulubey Belediyesi için ŞAYIP bu anlamda önemli bir unsur ve faydalanılacak zengin bir kaynaktır. Burada, özellikle GÜREŞ olayı var. Tam da başkanımızın ilgi alanına giriyor bu konu ayrıca. Bu bir avantaj. Güreş, hem kültür ve târih olarak ele alınmalı, gerekirse kitaplaştırılmalı. Hem Şayıb’ın canlanması, hem de Ulubey ilçesinin sesini duyurması adına zengin bir faaliyet damarı olarak değerlendirilmelidir burası. Mesele sâdece güreş de değil. GACAROĞLU HOCA fenomeni var. Kaçak-göçek mektep hâtıraları tüm ilginçliğiyle gün yüzüne çıkarılacağı günleri bekliyor. Nice öğrencileri hayatta. Ordu’da, Giresun’da, İstanbul’da yaşayanlardan bildiklerimiz var. KONYA-BULANCAK HATTI Geçtiğimiz hafta cumâyı birkaç tanıdıkla beraber Bulancak Sarayburnu Câmii’nde kıldık. Hemen yolun kenarındaki bu muhteşem câmiyi görmeyenlere tavsiye ederim. Bu cumâdan tezi yok. 1-1,5 saat da önceden gidin hattâ. Zîrâ, Konya dedik de bak nasıl da tevâfuk etti; oradan bir hoca gelecek va’z etmek için. Konyalı, Meşhur Tâhir BÜYÜKKÖRÜKÇÜHoca’yı duymuşsunuzdur. Prof. Dr. Necmeddin ERBAKAN’la aynı aylarda vefat etmişti. Anlı-şanlı, büyük bir âlim aynı zamanda. İşte, Onun oğlu Dr. Abdurrahman BÜYÜKKÖRÜKÇÜ gelecek. Hacda iken kendisini dinlemek nasip oldu. Tek kelimeyle, ayağa gelen bu fırsat değerlendirilmeli derim. Hem, bir yöre için bir câmiin ne demek olduğunu görünüz. O câmi gerçekten bir CÂMİ. Yâni, TOPLAYAN. Toplayıp coşturan ve de kaynaştıran. Gerek Ulubey’de, hattâ Ordu’da böyle bir câmiin eksikliğini de hissedeceksiniz. Her neyse, bizim asıl söylemek istediğimiz, orada namaz çıkışı tanıştırılan bir amca meğerGacaroğlu Hoca’nın talebesiymiş. Dolayısıyla rahmetli babamı da tanıyor. Burada onunla da karşılaşmışlar. Hasbihâl etmişler. Adı Kemâl. 80 yaşın üzerinde. Böyle çok yerlerde talebeler var. Onlar bir araya getirilip hem anma, hem hasbihâl, hem de kayıt yapılabilir. ŞİFÂLI HİKÂYELER Bir de ŞİFÂLI SU hikâyeleri var. Ulusal basına yansımış. Şifâ için İzmir başta olmak üzere, ülkenin dört bir yanından gelenlerin mâcerâları var. Rahmetli Sıtkı ÇEBİ, bu meyânda çok şeyler anlatıyor, bunları kaleme aldığını söylüyordu. Arşivler karıştırıldığında mutlakâ görülecektir. Basında yer alan haberler bile başlı başına bir kültür çeşnisi olarak zenginlik ifâde ediyor. Sözün özü, Konya deyince nasıl ALAADDİN TEPESİ akla geliyorsa, Ulubey deyince, hattâ tümMELET VÂDİSİ ve HAVZA boyunca da ŞUAYİP TEPESİ gelir akla yalnızca. Hattâ, sâhilden bakınca bile gözüken bu tepe, Boztepe’den bakıldığında tam ortada bir EKSEN gibi duruyor. Evet, ŞUAYİP deyince söz bitecek gibi değil. En iyisi şimdilik uzatmadan bırakmak. Bizimkisi zâten dikkât çekmekten ibâret. Gerisi, ilgililere düşüyor. Biz, bize düşeni yapmaya devam ediyoruz, edeceğiz de dilimiz döndüğü, elimizden geldiğince.  Sevgili okurlar, bu meyanda faydalı olabilirsek ne mutlu bizlere diyor,  hepinize gönülden sevgi ve saygılar sunuyoruz ves'selâm...
Ekleme Tarihi: 21 Mayıs 2014 - Çarşamba

KONYA’DA ALAADDİN, ULUBEY’DE ŞAYIP…

            “Akıl için yol bir” derler. Nitekim, geçen yazımızda, hiçbir kimsenin etkisinde kalmadan, kimselerden de bir şeyler duymadan, sâdece ve sâdece kendi kâlbimizin derinliklerinden kopup gelen sese kulak vererek Alaaddin YÜKSEL’in bu gazetede yer alması gerektiğini söylemiştik. İşte o gün, bu yazdıklarımızla berâber Alaaddin Ağabey’in yazısını da görmek bizi ziyâdesiyle sevindirdi.

            Demek ki bu söz gerçek. Aynı şeyi gazete ilgililerimiz de düşünmüşler, ve işte ALAADDİN YÜKSEL burada, bizimle birlikte, Ulubey ve Ulubeylilerin dün, bugün ve yarınına dâir duygu, düşünce, teklif, birikim ve değerlendirmelerini bizlerle paylaşacak. Ufuklarımıza enginlik katacak, derinlik getirecek. Tekrar hoş geldiniz diyor; kendisi, çevresi, köyü, tüm Ulubey ve hepimiz için hayırlı olmasını diliyorum.

LÂMBAYI KİM FİTİLLEDİ?

Bizim geçen haftaki, BİZİM ALAADDİN ve LÂMBASI başlıklı, Alaaddin Yüksel’i bu gazetede yazmaya çağıran yazımızı okuyan, çoğunuzun tanıyor olacağı emekli öğretmen dayım İbrâhim YÜKSELHoca’nın daha gazeteyi eline alıp şöyle yazıya genel bir bakışın ardından tepkisi; “Lambayı fitillemişsin, vermişsin gazı!” şeklinde oldu.

Ama, anlaşıldığı kadarıyla ve de görüldüğü gibi o bu işe kendiliğinden koyulmuş, kararını çoktan vermişmiş zâten. Bizim de yaptığımız mâlûmu îlâm kabîlinden olmuş, daha doğrusu “Aklın yolu birdir”in tezâhürü niteliğinde olmuş.

Şu olmuş, bu olmuş; netîcede olacak olan ve de olan olmuş. İyi, güzel, hoş olmuş. Gazete ve Ulubey kültürü maksûdunu bulmuş. Artık Ulubey Yorum Âilesi olarak daha zenginiz. Hep birlikte toprağımıza ve onun kültürüne hizmet etmenin, dağarcıklarımızda olanları onun müktesebâtına katmanın heyecânı içerisindeyiz.

ŞAYIB’A GELMEDEN OLMAZ…

Sözü başka tarafa çok da kaydırmadan gelelim sadede; yâni Şayıb’a. Onun anlattıklarıyla gündeme gelen Şayıp ve Tepesi, çayırında yapılan güreşler Ulubey folklor ve kültürüne renk katacak hususlar; bir bakıma Ulubey’in derinliğini ve de popülaritesini teşkil edecek konular.

Belediye deyince de akla, halkla birebir yapılacak ve yaşanacak sosyâl, kültürel faaliyetler geliyor. Dolayısıyla, Ulubey Belediyesi için ŞAYIP bu anlamda önemli bir unsur ve faydalanılacak zengin bir kaynaktır.

Burada, özellikle GÜREŞ olayı var. Tam da başkanımızın ilgi alanına giriyor bu konu ayrıca. Bu bir avantaj. Güreş, hem kültür ve târih olarak ele alınmalı, gerekirse kitaplaştırılmalı. Hem Şayıb’ın canlanması, hem de Ulubey ilçesinin sesini duyurması adına zengin bir faaliyet damarı olarak değerlendirilmelidir burası.

Mesele sâdece güreş de değil. GACAROĞLU HOCA fenomeni var. Kaçak-göçek mektep hâtıraları tüm ilginçliğiyle gün yüzüne çıkarılacağı günleri bekliyor. Nice öğrencileri hayatta. Ordu’da, Giresun’da, İstanbul’da yaşayanlardan bildiklerimiz var.

KONYA-BULANCAK HATTI

Geçtiğimiz hafta cumâyı birkaç tanıdıkla beraber Bulancak Sarayburnu Câmii’nde kıldık. Hemen yolun kenarındaki bu muhteşem câmiyi görmeyenlere tavsiye ederim. Bu cumâdan tezi yok. 1-1,5 saat da önceden gidin hattâ. Zîrâ, Konya dedik de bak nasıl da tevâfuk etti; oradan bir hoca gelecek va’z etmek için.

Konyalı, Meşhur Tâhir BÜYÜKKÖRÜKÇÜHoca’yı duymuşsunuzdur. Prof. Dr. Necmeddin ERBAKAN’la aynı aylarda vefat etmişti. Anlı-şanlı, büyük bir âlim aynı zamanda. İşte, Onun oğlu Dr. Abdurrahman BÜYÜKKÖRÜKÇÜ gelecek. Hacda iken kendisini dinlemek nasip oldu. Tek kelimeyle, ayağa gelen bu fırsat değerlendirilmeli derim.

Hem, bir yöre için bir câmiin ne demek olduğunu görünüz. O câmi gerçekten bir CÂMİ. Yâni, TOPLAYAN. Toplayıp coşturan ve de kaynaştıran. Gerek Ulubey’de, hattâ Ordu’da böyle bir câmiin eksikliğini de hissedeceksiniz.

Her neyse, bizim asıl söylemek istediğimiz, orada namaz çıkışı tanıştırılan bir amca meğerGacaroğlu Hoca’nın talebesiymiş. Dolayısıyla rahmetli babamı da tanıyor. Burada onunla da karşılaşmışlar. Hasbihâl etmişler. Adı Kemâl. 80 yaşın üzerinde. Böyle çok yerlerde talebeler var. Onlar bir araya getirilip hem anma, hem hasbihâl, hem de kayıt yapılabilir.

ŞİFÂLI HİKÂYELER

Bir de ŞİFÂLI SU hikâyeleri var. Ulusal basına yansımış. Şifâ için İzmir başta olmak üzere, ülkenin dört bir yanından gelenlerin mâcerâları var. Rahmetli Sıtkı ÇEBİ, bu meyânda çok şeyler anlatıyor, bunları kaleme aldığını söylüyordu. Arşivler karıştırıldığında mutlakâ görülecektir. Basında yer alan haberler bile başlı başına bir kültür çeşnisi olarak zenginlik ifâde ediyor.

Sözün özü, Konya deyince nasıl ALAADDİN TEPESİ akla geliyorsa, Ulubey deyince, hattâ tümMELET VÂDİSİ ve HAVZA boyunca da ŞUAYİP TEPESİ gelir akla yalnızca. Hattâ, sâhilden bakınca bile gözüken bu tepe, Boztepe’den bakıldığında tam ortada bir EKSEN gibi duruyor.

Evet, ŞUAYİP deyince söz bitecek gibi değil. En iyisi şimdilik uzatmadan bırakmak. Bizimkisi zâten dikkât çekmekten ibâret. Gerisi, ilgililere düşüyor. Biz, bize düşeni yapmaya devam ediyoruz, edeceğiz de dilimiz döndüğü, elimizden geldiğince. 

Sevgili okurlar, bu meyanda faydalı olabilirsek ne mutlu bizlere diyor, 

hepinize gönülden sevgi ve saygılar sunuyoruz ves'selâm...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.