bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

DÜĞÜNLER BAYRAM OLSUN!

Bir bayram daha geldi geçti. Tekrar mübârek olsun. Arife günden başlamak sûretiyle mezarlıklardan köylere bol ziyâretler yaptık. Mahalle ve beldeler arasında dolaştık. Hâtıraları ve akrabalıkları tâzeledik. Aynı zamanda tâzelendik. Bayramın adı bile hayâtı tadlandırmaya yetiyor. Yüce Rabbimiz nicelerine, çok daha iyi şartlarda ve güzel günlerde, sevdiklerimizle berâber erişmeyi nasîp eylesin inşâllâh sevgili okurlar. Geliniz görünüz ki, İslâm dünyâsında kurban bitmiyor. Ortadoğu’da hep süre gelen, artık iyiden iyiye kanıksanan savaşlar, her gün yenisi türeyen terör örgütleri, geliştirilen eşkiyâlık biçimleri, teknolojinin, dolayısıyla batı medeniyetinin yeni yeni katliam teknikleri, hemen kendini ele veren çelişki yumakları, Güneydoğu’da yakılan ateşlerle berâber ve de her şeye rağmen hayat devam ediyor. Allâh(CC) hepimizin yardımcısı olsun deyip duâya sarılmak buradan doğru yapılabilecek tek şey gibi gözüküyor. Bu arada, daha 2. Günden düğünler başladı. 10 gün içinde 10’dan fazla düğün vardı. Çoğuna da katıldık. Bayramla birlikte, onun tadı ve bereketiyle mutluluklarını katlamak isteyenlere, Yüce Rabbimiz sonsuz mutluluklar ihsan eylesin. Kimi düğünlerde inadına denecek çoklukta silâhlar atıldı. Hattâ, iş düğüne kalmadan çeşitli mahallelerde silâh atış tâlimi yapar, ya da silâhını, nişancılığını dener gibi sesler geliyor uzaklardan. Karşı kayalar ses veriyor. Bayramlarda da aynı şeyler yapılıyor. Varlığa darlık olmaz. Bu konuda ne kadar kötü örnekler, kazâ ya da maganda kurşunuyla giden çocuklar, gençler varsa da Türk Milleti bu huyu yaşatmakta ısrarlı ve de kararlı. SÖZLER, NİŞANLAR ve de ŞAŞANLAR! Öte yandan, düğünden başka, bir de NİŞAN merâsimi yaşadık. İkisi de İmam-Hatip Lisesi mezunu olan ve biribirlerine oldukça yakışmış görünen çocuklarımızın manzarası, kalabalık katılımcıların her birinin yüzüne mutluluk olarak yansıdı. Rabbimiz tamâmına erdirsin. Böyle uyumlu, geleceği îtibârıyla kendileri, âileleri ve memleket için iyilikler, güzellikler vâdeden merâsimleri tüm gençlerimize hayırlısından nasîp eylesin. Âmin… Yine, bu cümleden olarak, bayram vesîlesiyle uzaklardan gelen gençlerle gelin ya da damat adaylarını tanıştırma durumları da olmuyor değil ara-sıra. Değerlendirme aşamalarında zaman zaman bize de soruyorlar. Biz de dilimiz döndüğünce anlatıyoruz. Efendimizin(s.a.v.) o hep bildiğimiz, millet olarak şiar edindiğimiz; “Kadın dört şey için nikahlanır. Malı için, soyu için, güzelliği için ve dindarlığı için. Sen dindar olana bak. (Değilse) kaybedersin” (Buharî) hadîsini söylüyoruz. Hemen başlıyorlar, “Ama dindar olup da çok karaktersiz olanlar var!” demeye. Biz öylesini istemiyoruz demiyorlar da. Hâlbuki evlilik en mühim şey. Dönüşü zor. Bırakın dünyâyı, ebedî felâkete bile bile dâvetiyedir amacı ve içeriği noktasında titizlenilmeyen evlilikler. Rabbim akıl-fikir, basîret vererek gençlerimizi böyle bedbaht sonuçlara dûçâr olmaktan korusun. Çoğu defâ net de konuşamıyorsun. Onun parası-pulu var, zengin ama gidişâtı iyi değil demekte zorlanıyorsun. İffet, edep, ahlâk, namaz, niyâz önemli şeylerdir. Her şey olduğu gibi âile hayâtı da ibâdettir. Oradaki her hizmet, çaba, sevgi, saygı; nikâh şuuru çerçevesinde sergilenince ibâdet niteliği kazanmaktadır. Aksi takdirde, gâyesiz, şuursuz bir evlilik hayâtı beyhûde çabadan öteye geçmez. Sûretâ bir dünyâ mutluluğu verse de, en önemli boyut eksik kalır ki, ondan daha büyük felâket düşünülemez. Ama, gel de anlat! Tabiî, âilelerde de böyle bir hassâsiyet olmayınca yalancı parıltılar, şenlik, çalgı-çengi eşliği ve tatlı düşler içerisinde çocuklar sonu belirsiz bir mâcerâya itiliyorlar. Ondan sonra uğraş dur. Allâh bizleri de çocuklarımızı da hayırlılardan eylesin, hayırlılarla karşılaştırsın, hayâtı da mematı da hayırlı olanlardan eylesin. Âmin… Kurban Bayramı demek Hacc günleri demek. Hacılarımız döndü. Onları da ziyâret ettik. Zâten onlar da DÂVET düzenlemişlerdi. Onları ziyâret te bayram üstü bayram gibi oldu. Hurmalar yedik, zemzemler içtik, muhabbetler ettik. Takke, tesbih, seccâde hediyeleri aldık. Bunlar önemli şeyler. Ziyâretler, hediyeleşmeler, bayramlaşma, tebrikleşmeler. Bir düşünelim; bunlar da olmasa insanları nasıl bir araya getireceksiniz? “YENİ TÜRKİYE YOLUNDA”, “AŞK-I MEVLÂ…” Diğer yandan, Büyük Şehir Belediyemizin YENİ TÜRKİYE YOLUNDA Paneliyle, Altınordu Belediyemizin Ahi ORİSYAD Derneğiyle birlikte düzenlediği AŞK-I MEVLÂ Gecesi, yeni oluşan yönetimlerimizin somut, kültürel ilk adımlarıydı. Güzel bir başlangıç oldu. Dernek ve Vakıf geleneğinden gelen yeni kadroların farkını hissettirdiği programlardı bunlar. Elbetteki bu etkinlikler daha iyilerinin habercisi. Daha önce kıt imkânlarla, derneklerin ve diğer STK’ların kırık-dökük yerine getirmeye çalıştığı bu ve benzeri, bir şehir için olmazsa olmaz çalışmalar, güçlü yönetimlerce sâhiplenildiğinde meyvelerini en güzeliyle verecektir. Bu noktada herkesin üzerine düşeni yapması kişisel ve toplumsal sorumluluğun bir gereğidir. Ulubey’de ne var, ne yok?! Onu da inşâllâh gelecek hafta değerlendirmeye çalışalım. Hepinize, sevdiklerinizle berâber hayırlı haftalar, güzel günler ve sonsuz mutluluklar diliyor, doğumuzdaki kanın durması, tüm coğrafyamız ve insanlığın sükûnet ve huzur bulması temennîsiyle içten sevgi ve saygılar sunuyoruz ves’selâm…
Ekleme Tarihi: 13 Ekim 2014 - Pazartesi

DÜĞÜNLER BAYRAM OLSUN!

Bir bayram daha geldi geçti. Tekrar mübârek olsun. Arife günden başlamak sûretiyle mezarlıklardan köylere bol ziyâretler yaptık. Mahalle ve beldeler arasında dolaştık. Hâtıraları ve akrabalıkları tâzeledik. Aynı zamanda tâzelendik. Bayramın adı bile hayâtı tadlandırmaya yetiyor. Yüce Rabbimiz nicelerine, çok daha iyi şartlarda ve güzel günlerde, sevdiklerimizle berâber erişmeyi nasîp eylesin inşâllâh sevgili okurlar.

Geliniz görünüz ki, İslâm dünyâsında kurban bitmiyor. Ortadoğu’da hep süre gelen, artık iyiden iyiye kanıksanan savaşlar, her gün yenisi türeyen terör örgütleri, geliştirilen eşkiyâlık biçimleri, teknolojinin, dolayısıyla batı medeniyetinin yeni yeni katliam teknikleri, hemen kendini ele veren çelişki yumakları, Güneydoğu’da yakılan ateşlerle berâber ve de her şeye rağmen hayat devam ediyor. Allâh(CC) hepimizin yardımcısı olsun deyip duâya sarılmak buradan doğru yapılabilecek tek şey gibi gözüküyor.

Bu arada, daha 2. Günden düğünler başladı. 10 gün içinde 10’dan fazla düğün vardı. Çoğuna da katıldık. Bayramla birlikte, onun tadı ve bereketiyle mutluluklarını katlamak isteyenlere, Yüce Rabbimiz sonsuz mutluluklar ihsan eylesin.

Kimi düğünlerde inadına denecek çoklukta silâhlar atıldı. Hattâ, iş düğüne kalmadan çeşitli mahallelerde silâh atış tâlimi yapar, ya da silâhını, nişancılığını dener gibi sesler geliyor uzaklardan. Karşı kayalar ses veriyor. Bayramlarda da aynı şeyler yapılıyor. Varlığa darlık olmaz. Bu konuda ne kadar kötü örnekler, kazâ ya da maganda kurşunuyla giden çocuklar, gençler varsa da Türk Milleti bu huyu yaşatmakta ısrarlı ve de kararlı.

SÖZLER, NİŞANLAR ve de ŞAŞANLAR!

Öte yandan, düğünden başka, bir de NİŞAN merâsimi yaşadık. İkisi de İmam-Hatip Lisesi mezunu olan ve biribirlerine oldukça yakışmış görünen çocuklarımızın manzarası, kalabalık katılımcıların her birinin yüzüne mutluluk olarak yansıdı. Rabbimiz tamâmına erdirsin. Böyle uyumlu, geleceği îtibârıyla kendileri, âileleri ve memleket için iyilikler, güzellikler vâdeden merâsimleri tüm gençlerimize hayırlısından nasîp eylesin. Âmin…

Yine, bu cümleden olarak, bayram vesîlesiyle uzaklardan gelen gençlerle gelin ya da damat adaylarını tanıştırma durumları da olmuyor değil ara-sıra. Değerlendirme aşamalarında zaman zaman bize de soruyorlar. Biz de dilimiz döndüğünce anlatıyoruz. Efendimizin(s.a.v.) o hep bildiğimiz, millet olarak şiar edindiğimiz;

“Kadın dört şey için nikahlanır. Malı için, soyu için, güzelliği için ve dindarlığı için. Sen dindar olana bak. (Değilse) kaybedersin” (Buharî)

hadîsini söylüyoruz. Hemen başlıyorlar, “Ama dindar olup da çok karaktersiz olanlar var!” demeye. Biz öylesini istemiyoruz demiyorlar da. Hâlbuki evlilik en mühim şey. Dönüşü zor. Bırakın dünyâyı, ebedî felâkete bile bile dâvetiyedir amacı ve içeriği noktasında titizlenilmeyen evlilikler. Rabbim akıl-fikir, basîret vererek gençlerimizi böyle bedbaht sonuçlara dûçâr olmaktan korusun.

Çoğu defâ net de konuşamıyorsun. Onun parası-pulu var, zengin ama gidişâtı iyi değil demekte zorlanıyorsun. İffet, edep, ahlâk, namaz, niyâz önemli şeylerdir. Her şey olduğu gibi âile hayâtı da ibâdettir. Oradaki her hizmet, çaba, sevgi, saygı; nikâh şuuru çerçevesinde sergilenince ibâdet niteliği kazanmaktadır. Aksi takdirde, gâyesiz, şuursuz bir evlilik hayâtı beyhûde çabadan öteye geçmez. Sûretâ bir dünyâ mutluluğu verse de, en önemli boyut eksik kalır ki, ondan daha büyük felâket düşünülemez. Ama, gel de anlat!

Tabiî, âilelerde de böyle bir hassâsiyet olmayınca yalancı parıltılar, şenlik, çalgı-çengi eşliği ve tatlı düşler içerisinde çocuklar sonu belirsiz bir mâcerâya itiliyorlar. Ondan sonra uğraş dur. Allâh bizleri de çocuklarımızı da hayırlılardan eylesin, hayırlılarla karşılaştırsın, hayâtı da mematı da hayırlı olanlardan eylesin. Âmin…

Kurban Bayramı demek Hacc günleri demek. Hacılarımız döndü. Onları da ziyâret ettik. Zâten onlar da DÂVET düzenlemişlerdi. Onları ziyâret te bayram üstü bayram gibi oldu. Hurmalar yedik, zemzemler içtik, muhabbetler ettik. Takke, tesbih, seccâde hediyeleri aldık. Bunlar önemli şeyler. Ziyâretler, hediyeleşmeler, bayramlaşma, tebrikleşmeler. Bir düşünelim; bunlar da olmasa insanları nasıl bir araya getireceksiniz?

“YENİ TÜRKİYE YOLUNDA”, “AŞK-I MEVLÂ…”

Diğer yandan, Büyük Şehir Belediyemizin YENİ TÜRKİYE YOLUNDA Paneliyle, Altınordu Belediyemizin Ahi ORİSYAD Derneğiyle birlikte düzenlediği AŞK-I MEVLÂ Gecesi, yeni oluşan yönetimlerimizin somut, kültürel ilk adımlarıydı. Güzel bir başlangıç oldu. Dernek ve Vakıf geleneğinden gelen yeni kadroların farkını hissettirdiği programlardı bunlar. Elbetteki bu etkinlikler daha iyilerinin habercisi. Daha önce kıt imkânlarla, derneklerin ve diğer STK’ların kırık-dökük yerine getirmeye çalıştığı bu ve benzeri, bir şehir için olmazsa olmaz çalışmalar, güçlü yönetimlerce sâhiplenildiğinde meyvelerini en güzeliyle verecektir. Bu noktada herkesin üzerine düşeni yapması kişisel ve toplumsal sorumluluğun bir gereğidir.

Ulubey’de ne var, ne yok?! Onu da inşâllâh gelecek hafta değerlendirmeye çalışalım. Hepinize, sevdiklerinizle berâber hayırlı haftalar, güzel günler ve sonsuz mutluluklar diliyor, doğumuzdaki kanın durması, tüm coğrafyamız ve insanlığın sükûnet ve huzur bulması temennîsiyle içten sevgi ve saygılar sunuyoruz ves’selâm…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.