bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler

Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

DOLU DOLU RAMAZAN; BU KAÇINCI HAZİRAN?

Mübârek Ramazan’ı yarıladık. İlk yarıda merhabâ, merhabâ diye karşılarken, 3-4 gündür duâlarımıza elvedâ, elvedâ kelimeleri yansımaya başladı. Bunu söylemek, duymak bile insana bir hüzün veriyor. Ne de olsa ayrılıklar zor. Hele de, Ramazan gibi güzeller güzeli bir özge dosttan. Ki, bizi yanlışlıklardan alıp kendimize getirmek için gelmiş, Allâh tarafından bizlere Rahmet olsun diye gönderilmiş bir dost. İnşâllâh, onu hoşnut edebilmekteyizdir. Rabbimiz cümleye nasîp eylesin. Günlerin nasıl geçtiğini anlayamıyoruz. Bizim için bu ay, daha bir hareketli geçiyor. İnşâllâh sonu da sonsuz bereketlerle netîcelenir. Elimizden geldiğince onu değerlendirmeye çalışıyoruz. Köylerimizi, dostları, akrabâyı, çeşitli câmileri dolaşmaya, coşkuyu yaşamaya çalışıyoruz.  Bu arada, iki câmiye birer kez olmak üzere Ulubey’e gelmek te nasîp oldu. Önümüzdeki hafta yine geleceğiz inşâllâh. 1.gelişimizde namazın ardından câmi altında güzel sohbet oldu. Çelenk Hocamız da civar câmilerden birindeymiş. Geçerken uğradı, sağolsun.  Öncelikle kendisine, 5o'li yıllarda görev yaptığı Sivas Zara'dan, târihî merkez câmiden emekli Şâkir Hoca'nın selâmını ilettik. Mâlum, geçen hafta anlattığımız yeğenimizin Sivas'taki yoğun bakım sürecindeyken gidip geldiğimizde uğramıştık. Hocamızla, Sivas'tan, Zara'dan, Hafik'ten, oralardaki hâtıralarından konuştuk. Daha doğrusu o anlattı, o günleri, o yılları; bizler de ibretle dinledik. Keşke daha çok dinleyebilsek. Hocamız, Ulubey, hattâ Ordumuz için bir değer. Koca bir çınar. Hâtıralarıyla, tecrübeleri, ilmî enginliği ve irfânî derinliğiyle hakîkâten nâdir yetişecek, özgün bir şahsiyet. Ne bileyim, kendisiyle yapılacak bir nehir söyleşi ve bunun sonucu ortaya çıkacak bir kitap, hem o, hem de Ulubey için geleceğe en büyük, onur duyulacak bir mîras olacaktır. Bilmeyiz, bunu yapacak biri çıkar ve de böyle bir güzellik Ulubey’in bahtına düşer mi? İnşâllâh diyelim… 2.gelişimizde de, 1.de olduğu gibi Akpınar’a uğradık. Geçen defâ tanıştığımız Yaşar Gözpınar kardeşimizin nefis çayından yudumlayalım istedik. Kalabalık bir dost grubunun ortasına düştük bu defâ. Geçen hafta Çelenk Hoca’nın sohbetine dalıp geciktiğimiz için insanların çoğu ayrılmıştı. Bu defâ, Atalay (Gümüş) Eniştemiz dâhil bir çok tanıdık yüzle karşılaştık. Çay içtik, sohbet ettik, hasbihâl eyledik. Bu defâ yanımızda, daha önce Ulubey’de de görev yapmış olan Şenel Özata Hocamız da vardı. İftardan sonra kendisini aradım, Ulubey’e gidiyorum, hadi berâber gidelim diye. Sağolsun, ikiletmedi, birlikte geldik. Önce birlikte güzel bir ilâhi seslendirdik yol boyu. Sonra sohbet, muhabbet, latîfe. Aynı güzellik Akpınar’da da oldu. O bizim gibi kendisini hemen ortaya atmaz ama, kasdettiğimiz anlamda asıl  derinlik onda. Kendisi sessiz-sedâsızdır ama, birebirde, masada, yan yana ortamlarda sohbet ve de muhabbet ehli, hikmet kırıntıları bol, irfan ehli bir kardeşimiz. O akşam da, bir çok ortak tanıdıkları çıkmasıyla berâber sohbetin odağında o yer aldı. İyi de oldu. Biz de istifâde ettik. Mâlum, cenâzemizin de olması bağlamında ilk günler köyümüzdeydik. Daha sonra iki defâ, dâvetler bağlamında kendi mahalle câmimizdeydik terâvihlerde. Önceki akşam durağımız Saraycık oldu. Geçen hafta ifâde ettiğimiz gibi, kız kardeşimizin rahatsızlığı sebebiyle bir akşam da Piraziz’deydik. O şimdi Ankara’da, tedâvi peşinde. Tüm dostlardan olduğu gibi, Çelenk hocamızdan da duâ istedik. Kendi yakınlarında da benzer hastalıklar olmuş. Atlatmışlar. Dolayısıyla, gerek bu konuda, gerekse, bizim kafamıza takılan, memlekete, millete ve de ümmete dâir konularda hep ümitvâr şeyler söyledi. Rabbimiz cümlemizi hayırlısıyla, korktuklarından emîn, umduklarına nâil olanlardan eylesin inşâllâh. Hocamıza da hayırlı, uzun ömürler ihsân buyursun. Âmin. Bu arada, benim inanamayacağım gibi sizler de inanmayacaksınız ama, 8 Hazîran îtibârıyle 60 yaşımızı tamamladık elhamdülillâh. Ajandanın o gününe şöyle not düşmüşüz:  “Bu gün 60. Yaşımızı ikmâl etmiş bulunuyoruz. Rabbimizin lütuflarına sonsuz şükürler olsun. Dile kolay; koskoca 60 yıl! Az zaman değil. İnşâllâh, onca zamânı emânet şuuruyla yaşama duyguları ve niyetiyle buraya kadar gelmişizdir. Ama, hayır, hayır! Bunu söylemek çok zor; çok çok zor. Hem büyük iddiâ olur. Olsun; Rabbimiz Gafûr’ur’Rahîmdir. Kulunu afveder. Kimin ümîdi bundan başka bir şeydir ki? Rabbimiz, îman zemîninde, istikâmet ve de cümleye karşı hüsniniyet üzere bir hayat sürmeyi ve bu îman üzere can vermeyi bizlere, cümle sevdiklerimize, tüm ehl-i îman kardeşlerimize nasîp eyleyip, hep birlikte Efendimizin (SAV) Livâül Hamd sancağı altında buluştursun inşâllâh… İçinde bulunduğumuz, başı Rahmet, ortası Mağfiret, sonu Cehennemden Kurtuluş olan, yakıcı ateş anlamı taşıyan hüviyetiyle, cehennemi bastırıp söndürecek olan Ramazân-ı Şerîf yüzü suyu hürmetine; inşâllâh Yâ Rabb, Yâ Muîn, Yâ Erham’ur’Râhimîn…” İnşâllâh, inşâllâh sevgili dostlar. Bu duygu ve düşüncelerle berâber, hayırlısıyla tekrar tekrar görüşmekler, nice yaşlara ve böyle bereketli Ramazanlara erişmekler, milletimizin, memleketimizin, tüm kardeş coğrafyaların sulh ve selâmeti, insanlığın saâdeti  dileğiyle cümleye sevgiler, saygılar, sonsuz mutluluklar ves’selâm…
Ekleme Tarihi: 13 Haziran 2017 - Salı

DOLU DOLU RAMAZAN; BU KAÇINCI HAZİRAN?

Mübârek Ramazan’ı yarıladık. İlk yarıda merhabâ, merhabâ diye karşılarken, 3-4 gündür duâlarımıza elvedâ, elvedâ kelimeleri yansımaya başladı. Bunu söylemek, duymak bile insana bir hüzün veriyor. Ne de olsa ayrılıklar zor. Hele de, Ramazan gibi güzeller güzeli bir özge dosttan. Ki, bizi yanlışlıklardan alıp kendimize getirmek için gelmiş, Allâh tarafından bizlere Rahmet olsun diye gönderilmiş bir dost. İnşâllâh, onu hoşnut edebilmekteyizdir. Rabbimiz cümleye nasîp eylesin.

Günlerin nasıl geçtiğini anlayamıyoruz. Bizim için bu ay, daha bir hareketli geçiyor. İnşâllâh sonu da sonsuz bereketlerle netîcelenir. Elimizden geldiğince onu değerlendirmeye çalışıyoruz. Köylerimizi, dostları, akrabâyı, çeşitli câmileri dolaşmaya, coşkuyu yaşamaya çalışıyoruz. 

Bu arada, iki câmiye birer kez olmak üzere Ulubey’e gelmek te nasîp oldu. Önümüzdeki hafta yine geleceğiz inşâllâh. 1.gelişimizde namazın ardından câmi altında güzel sohbet oldu. Çelenk Hocamız da civar câmilerden birindeymiş. Geçerken uğradı, sağolsun. 

Öncelikle kendisine, 5o'li yıllarda görev yaptığı Sivas Zara'dan, târihî merkez câmiden emekli Şâkir Hoca'nın selâmını ilettik. Mâlum, geçen hafta anlattığımız yeğenimizin Sivas'taki yoğun bakım sürecindeyken gidip geldiğimizde uğramıştık. Hocamızla, Sivas'tan, Zara'dan, Hafik'ten, oralardaki hâtıralarından konuştuk. Daha doğrusu o anlattı, o günleri, o yılları; bizler de ibretle dinledik. Keşke daha çok dinleyebilsek.

Hocamız, Ulubey, hattâ Ordumuz için bir değer. Koca bir çınar. Hâtıralarıyla, tecrübeleri, ilmî enginliği ve irfânî derinliğiyle hakîkâten nâdir yetişecek, özgün bir şahsiyet. Ne bileyim, kendisiyle yapılacak bir nehir söyleşi ve bunun sonucu ortaya çıkacak bir kitap, hem o, hem de Ulubey için geleceğe en büyük, onur duyulacak bir mîras olacaktır. Bilmeyiz, bunu yapacak biri çıkar ve de böyle bir güzellik Ulubey’in bahtına düşer mi? İnşâllâh diyelim…

2.gelişimizde de, 1.de olduğu gibi Akpınar’a uğradık. Geçen defâ tanıştığımız Yaşar Gözpınar kardeşimizin nefis çayından yudumlayalım istedik. Kalabalık bir dost grubunun ortasına düştük bu defâ. Geçen hafta Çelenk Hoca’nın sohbetine dalıp geciktiğimiz için insanların çoğu ayrılmıştı. Bu defâ, Atalay (Gümüş) Eniştemiz dâhil bir çok tanıdık yüzle karşılaştık. Çay içtik, sohbet ettik, hasbihâl eyledik.

Bu defâ yanımızda, daha önce Ulubey’de de görev yapmış olan Şenel Özata Hocamız da vardı. İftardan sonra kendisini aradım, Ulubey’e gidiyorum, hadi berâber gidelim diye. Sağolsun, ikiletmedi, birlikte geldik. Önce birlikte güzel bir ilâhi seslendirdik yol boyu. Sonra sohbet, muhabbet, latîfe.

Aynı güzellik Akpınar’da da oldu. O bizim gibi kendisini hemen ortaya atmaz ama, kasdettiğimiz anlamda asıl  derinlik onda. Kendisi sessiz-sedâsızdır ama, birebirde, masada, yan yana ortamlarda sohbet ve de muhabbet ehli, hikmet kırıntıları bol, irfan ehli bir kardeşimiz. O akşam da, bir çok ortak tanıdıkları çıkmasıyla berâber sohbetin odağında o yer aldı. İyi de oldu. Biz de istifâde ettik.

Mâlum, cenâzemizin de olması bağlamında ilk günler köyümüzdeydik. Daha sonra iki defâ, dâvetler bağlamında kendi mahalle câmimizdeydik terâvihlerde. Önceki akşam durağımız Saraycık oldu. Geçen hafta ifâde ettiğimiz gibi, kız kardeşimizin rahatsızlığı sebebiyle bir akşam da Piraziz’deydik. O şimdi Ankara’da, tedâvi peşinde.

Tüm dostlardan olduğu gibi, Çelenk hocamızdan da duâ istedik. Kendi yakınlarında da benzer hastalıklar olmuş. Atlatmışlar. Dolayısıyla, gerek bu konuda, gerekse, bizim kafamıza takılan, memlekete, millete ve de ümmete dâir konularda hep ümitvâr şeyler söyledi. Rabbimiz cümlemizi hayırlısıyla, korktuklarından emîn, umduklarına nâil olanlardan eylesin inşâllâh. Hocamıza da hayırlı, uzun ömürler ihsân buyursun. Âmin.

Bu arada, benim inanamayacağım gibi sizler de inanmayacaksınız ama, 8 Hazîran îtibârıyle 60 yaşımızı tamamladık elhamdülillâh. Ajandanın o gününe şöyle not düşmüşüz: 

“Bu gün 60. Yaşımızı ikmâl etmiş bulunuyoruz. Rabbimizin lütuflarına sonsuz şükürler olsun. Dile kolay; koskoca 60 yıl! Az zaman değil. İnşâllâh, onca zamânı emânet şuuruyla yaşama duyguları ve niyetiyle buraya kadar gelmişizdir. Ama, hayır, hayır! Bunu söylemek çok zor; çok çok zor. Hem büyük iddiâ olur.

Olsun; Rabbimiz Gafûr’ur’Rahîmdir. Kulunu afveder. Kimin ümîdi bundan başka bir şeydir ki?

Rabbimiz, îman zemîninde, istikâmet ve de cümleye karşı hüsniniyet üzere bir hayat sürmeyi ve bu îman üzere can vermeyi bizlere, cümle sevdiklerimize, tüm ehl-i îman kardeşlerimize nasîp eyleyip, hep birlikte Efendimizin (SAV) Livâül Hamd sancağı altında buluştursun inşâllâh…

İçinde bulunduğumuz, başı Rahmet, ortası Mağfiret, sonu Cehennemden Kurtuluş olan, yakıcı ateş anlamı taşıyan hüviyetiyle, cehennemi bastırıp söndürecek olan Ramazân-ı Şerîf yüzü suyu hürmetine; inşâllâh Yâ Rabb, Yâ Muîn, Yâ Erham’ur’Râhimîn…”

İnşâllâh, inşâllâh sevgili dostlar. Bu duygu ve düşüncelerle berâber, hayırlısıyla tekrar tekrar görüşmekler, nice yaşlara ve böyle bereketli Ramazanlara erişmekler, milletimizin, memleketimizin, tüm kardeş coğrafyaların sulh ve selâmeti, insanlığın saâdeti  dileğiyle cümleye sevgiler, saygılar, sonsuz mutluluklar ves’selâm…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.