Ak-Parti’nin “AK ELLER, AK İLLER!” sloganı çok güzel. Güzel de; bu nasıl olacak?Mesele burada. Bu süreçte şimdi topdelegede. Sizin anlayacağınız, “AK İLLER” yolunda çok kritik bir dönemeçteyiz. Bu, adayların tespitinde tek belirleyici olmasa da, dikkâte alınamadan geçilemeyecek mühim bir gösterge. Karar vericiler bu sonuçlara, beğendikleri kimse için karîne olarak sarılacaklar, taraf gibi görünüp de benimsemediklerine de; “temâyülde çıksaydın garantiydi!” diyecekler. Doğrusu da bu; başka ne desinler?! Bu bakımdan, temâyülde oy verilen insanların yukarıya karşı ellerinin güçlendirilmiş olacağı muhakkak. Dolayısıyla temâyül oldukça belirleyici ve de delege sorumluluğun odağındadır. Bir de HALK, delege kimi tercih ederse onu seçmek zorunda kalacaktır. Onun vebâli de boynuna olacak olan delegenin, vicdanına danışmadan, gelişigüzel, hatır için hareket etme lüksü yoktur. Tıpkı, en azından bir seçmen olarak bizlerin de olmadığı gibi. Sözlerimiz herhâlde “taraf olmayacaksın” biçiminde anlaşılmaz. Aksine, kesinlikle taraf olacağız; ama hem Hak katında, hem de halk katında isminin altına imza atabileceğimiz kişiler için. Zâten, bu zor işlerle de, ancak, yüce gâyeler için uğraşılır. O zaman bir anlamı olur. Diyeceksiniz ki, öyle altına imza atılacak biri yok. Ordu bölgesi için seçimde zorlanmak söz konusu olabilir. Şudur diye şıp diye karar verebileceğin birisi çıkmayabilir karşına. O zaman daha çok düşünmek sûretiyle EHVEN-İ ŞERR olanı araştıracaksın. Bu, ciddî bir görevdir. Delegelerimize isâbet başarıları ve hayırlı tercihler diliyoruz. Çünkü aday adayı da çok. 10 yıl öncelerinin dillerden düşmeyen ENFLASYON kavramı bu defâ, piyasaya gelen güven sonucu Ak Parti çevresinde kümelenen çıkarcı takımı için söz konusu. Bence, bu enflasyon da en az öteki kadar tehlikeli. Çünkü, çıkar için yola çıkanlar daha hırslı, plânlı-programlı ve de ısrarcı oldukları için hedefe varmada daha başarılı oluyorlar. Göz boyamayı da iyi beceriyorlar. Dürüstler doğal oldukları için dikkât çekmeyi de beceremiyorlar. Gürültü de çıkaramıyorlar. Dolayısıyla seslerini duyuramıyorlar. Bu arada atı alan üsküdarı geçiyor. Sonuçta, aman falancılar, şu zihniyet bu zihniyet kazanmasın, yeter artık zâlimlerin tepemizde boza pişirdikleri diye gösterdiğiniz çabalar, daha çok yolsuzluk, daha çok kirlilik ve de büsbüyük bir hayâl kırıklığı olarak karşınıza çıkıyor! Verdiğiniz oyun getirdiği sorumluluk duyguları her şeyin tadını kaçırmaya yetiyor. Hiçbir parti, kendi misyonuna ters düşecek, seçmenlerini hayâl kırıklığına uğratacak, öze aykırı uygulamalara meydan vermemeli. Kendi bağlamı içinde tutarlı olmalı. Hele hele, Ak Parti gibi, milletin kendi benliğine has farklı beklentilerini karşılayan, sandık târihinde özel bir yeri bulunan partilerin bu misyonlarında sapmalar şeklinde tezâhür edecek sonuçlar konusunda çok dikkâtli olunması gerekir. Ya da, kendini özüyle bu çizgiye kaptıranların bu teveccühlerini aksi istikâmetteki uygulamalara sebebiyet verecek şekilde saptırma ihtimâli bulunabileceklere ön verilmemelidir. Bu konuda seçmenden delegeye, denetimden yönetime, yazandan çizene, konuşandan dinleyene herkese görev düşüyor. O zaman burada şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki; SEÇİMİN NEYSE SEN OSUN!  Ne yazık ki, artık vatan, millet, Sakarya, dâvâ gibi kavramlar yok ortalıkta. Varsa-yoksa; çıkar, menfaat! Siyâset, ahbap-çavuş ilişkisi hâline gelmiş. Hem bunun sağı-solu da yok! Bunu, bölgemizdeki yapılanmalara ve gelişmelere bakarak rahatlıkla söyleyebiliyoruz. Dâvâ-mâvâ buharlaşmış! Gömleğin Ordu’daki rengi seçilmez olmuş! Çünkü, üstteki gömleğin altındaki kirler gerçek rengi bozmuş, belirsizleştirmiş.  Sözün özü, 2002’den uzaklaşıldıkça renkler daha da uçuklaşıyor. Dürüstler de oldukça tırsmış olmalılar ki, bu defâ daha bir bolluk-bereket olan aday adaylarına bakıyor; ama aradığınızı bulmakta zorlanıyorsunuz. Delegelere ÖZ'E DÖNÜŞ noktasında çok görev düşüyor. Yapılan iş basit bir tercih değil. Ordu'nun, ülkenin ve de sonuçta tüm İslâm Âlemi'nin, hattâ belki de insanlığın mukadderâtını oyluyoruz. Hakdan hayırlısı… Rabbim cümlemize, hayattaki tüm tercihlerini haktan, hakikatten ve de hayırdan yana yapma cehd, gayret, şuur ve uyanıklığını versin inşâllâh… Bu seçim sürecimiz de millet-memleket, din-îman, kültür ve irfanımız, tüm insanlık ve de hepimiz için hayırlı olsun ves’selâm…