Sevgili Babam (Kayınpederim) geçtiğimiz günlerde “Ekoturizim” başlığı altında bir yazı yazmış ve Şuayip Köyü’nün Ekoturizim için ne kadar müsait olduğunu çok güzel ifade etmişti. Özellikle de “Şuayip Tepe’sine çıkmak için; beton merdivenler, börtü böcekten kaçınmak için 1.5-2 m yükseklikte ahşap yürüme platformu yapılmalı. Uygun yerlere ahşap seyir terasları, dinlenme bankoları yapılarak, kot yükseldikçe merdivenler yardımıyla bir diğer platforma geçerek zirveye çıkılabilir” fikrini çok beğendim.
Ekotruzim Şuayip Köyüne gerçekten yakışır. Doğal güzelliği insana huzur veren Şuayip, birçok köyde bulunmayan imkânlara da sahip. Okul yıllarımızda eşimle aynı sınıftaydık. Sohbetlerimiz sırasında arkadaşlarına ve bana köyünü anlatırdı: Bizim köyde fırınımız var, köye gittiğimiz zamanlar sıcak ekmek alır, içine tereyağı koyup yeriz. Bakkalımız var, manavımız var, bir ihtiyacımız olsa alışveriş yapabiliriz. Camimiz var, okulumuz var. Hatta Babam eskiden okulda öğretmenlik yapmış. Büyük bir çayırımız var, gençler futbol oynar, çocuklar koşup eğlenir. Ben onu dinlerken içimden “yok artık” demekten kendimi alamamıştım doğrusu. Çünkü böyle güzel özelliklere sahip bir köy daha önce görmemiştim.
Sonra Babasını anlatırdı bize: Babam akşam işten çıkar eve gelir, yemeğini yer, namazını kılar, kitap okur. Kendine ait bir kitaplığı var. Haberleri dinler ve belgesel izler. İçimden “yani hiç bir kahvehaneye de mi gitmez acaba, yok canım gider tabi, bu kadar da atılmaz ki” demekten yine kendimi alamamıştım. Çünkü böyle bir erkek modeli yoktu etrafımda.
Zaman geçti, şartlar değişti, eşimle okul arkadaşıyken, hayat arkadaşı olma yolunda ilk adımlarımızı attık. Bir gün rahmetli kayınvalidem ve arkadaşlarımız ile birlikte Şuayip’e gittik. Doğal güzelliği ve birçok imkâna sahip oluşuyla içimden “Serhan gerçekten de haklıymış” dedim. Nisan’ın güneşli güzel bir günüydü. En çok ta çayırının genişliği ve yeşilliğine bayıldım.
Ve, zaman içinde Babamı tanıdım. Serhan’ın anlattıklarının az bile olduğunu gördüm. Alaeddin Yüksel: İnşaat Mühendisi olup bu alanda uzun yıllar hizmet vermiş. Sevgi dolu bir yüreğe sahip olan, birini kırmaktan kaçınan, insanlara değer veren, okuyan, yazan, kendini hep geliştiren, hiç boş durmayan, kültürü ve ilmî bilgisiyle çok donanımlı, mütevazi, hoşgörülü ve daha birçok meziyetleri olan güzel insan. Torunlarının gürültüsünden patırtısından rahatsızlık yerine haz duyan, onlarla güreş tutan, üşürüm diye sırtıma yeleğimi, ayağıma terliğimi elleriyle getiren ve kızlarından ayırmayan tam bir aile Babası. Yıllardır, Şuayip’in eski okulunun önünden geçerken O’nu, bir öğretmen olarak öğrencilerini bahçedeki yeşilliğe çıkarmış, kendi diktiği ağacın altında, onlara kitap okurken hayal ederim. İyi ki tanıdım, iyi ki hayatımdasın güzel Babam.