bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler casinorulet.com casino siteleri

Nuri KAHRAMAN
Köşe Yazarı
Nuri KAHRAMAN
 

AK PARTİ ADAY TANITIM PROGRAMINDAN İZLEMLER ve de GÖZLEMLER

Pazar günü Ak Parti Aday Tanıtım Programı vardı. Aday adayları olarak bizler de dâvet edilmiştik. Çoğu Ankara, İstanbul gibi uzak yerlerde de olsalar arkadaşlarımız, sâdece bu merâsim için koşup gelmişlerdi. Program oldukça coşkulu geçti… Tekrar bir kaynaşma, muhabbet oldu. Ankara’daki mülâkâtlar üzerine değerlendirmeler yapıldı. Kimi arkadaşlar; “Hocam, gereksiz heyecan yaptın. Listeler belliydi!” dese de, önce belirlenen listedeki isimlerde değişiklikler yapıldığına, hattâ bunlardan kimine müjde gitmişken son anda çıkarıldığına dâir rivâyetler, anlatılanların çoğunun şehir efsânesi olduğunu gösteriyor. Reis’in listeleri belirleyiş şekli ve bu konuda danıştığı veyâ berâber çalıştığı isimlere dâir rivâyetler bile oldukça muhtelif. Hangisine îtibar etmeli? En iyisi, hiç birine! YAVUZ SELİM KIRAN MÜHRÜ Adaylar sahneye sondan başa doğru çağrıldı. Hepsinin de performansının iyi olduğunu gördük. Heyecan çok. Motivasyon yerinde. Bu noktada fikir vermek adına, son sıradaki, aynı zamanda en genç ve dinamik aday olan Yavuz Selim Kıran’ın; “Arkadaşlar, ağabeyler; bizler beşinizi de meclise taşıyacağız inşâllâh, siz de hep bir olup bu kardeşinizi yanınıza alıp götürmeyi ihmâl etmeyin!” sözünü paylaşıyoruz sizlerle. Bu esprili yaklaşım güne damgasını vurdu. Aynı zamanda, inanç ve ümîdin hangi sınırlarda olduğunu göstermesi bakımından fikir verici oldu. Adayları yakından görünce, salondaki havayı soluyunca, insanların tavır ve heyecanlarına şâhit olunca duygu ve düşüncelerimiz daha bir şekillenmeye başladı. Plâtformun en önündeki masalar belediye başkanları ve adaylara ayrılmıştı. Onun önündekiler aday adaylarına. Gerisi de Ak Parti il, ilçe teşkilâtları mensuplarına. Tribünlerde de izleyiciler vardı. Bütün masalar doluydu. Bir yandan masalar yavaş yavaş donatılırken, diğer yandan salonun gümbürtüsü eşliğinde program icrâ ediliyordu. HAMİDE AYDEMİR ve FATSA FARKI En büyük coşku, 4. Sıra adayı Hamide Aydemir sahnedeyken yaşandı. Arka kısımda tezâhüratın ardı arkası gelmiyordu. Anlaşılan Fatsa teşkilâtı hazırlıklı gelmişti. Aynı grup benzer bir coşkuyu Enver Yılmaz’a da gösterdi. Hattâ, başkanın bir saate yakın sahnede kaldığı sürede, yer yer konuşmayı kestirecek boyutlara ulaştı. Programın diğer yarısını oluşturan kısımda, Enver Yılmaz oldukça neşeli ve rahat gözüken konuşmasında uzun uzun icraatlarını anlattı. Eski boruları, yeni boruları, eski alanları, yeni meydanları, çöplüğü ve şimdiki düzlüğü gösterdi. Bize göre kentin en güzel bölgesini felç eden, bir ur gibi bağrına oturtulan stadı yere göğe sığdıramadı. Hakîkâten şeklen ve de proje olarak büyüleyici olan yapı hârikulâde ama, yeri burası değildi. STADIN YERİ, HASTÂNENİN YURDU... Her neyse, konumuz bu değil. Elbetteki Enver Başkan için stadı bu kadar göklere çıkartacak başka sebepler de olabilir. Teknik, mîmâri orijinaliteleri, yektâ yönleri bulunabilir. Ancak sonuçta işte bu binâ burada ve sâhilin önüne bir duvar perde gibi çekilmiş vaziyette. Eğer çok gerekliyse, bu stad sökülen botanik sahasına daha uygun düşerdi. Oraya düşünülen şehir hastânesi de buraya, deniz kenarına yapılırdı. Gerçi büyüklerimiz daha iyi bilir. Küçüklere söz düşmez. Ancak, ilkokul çocukları arasında bir anket yapılsaydı öyle zannediyorum ki sonuç bizim dediğimiz şekilde çıkardı. Tabiî bu arada bizim de zekâ seviyemiz ortaya çıkmış oldu sevgili dostlar! ENVER BAŞKANA NAZAR MI DEĞDİ? Enver Başkan konuşmasını yer yer esprilerle süsledi. Zaman zaman sistemin bozulması, bilgisayarın aksaması ve dolayısıyla görüntülerin gitmesini bile; “yine bir nazarla mı karşı karşıyayız?” gibi nüktelerle değerlendirdi. Gerçekten böyle değerlendirecek kadar var. Ortada bir gayret var. Çalışmalara söz yok. Yollar-izler, bayırlar-düzler; her taraf inşaat, gökdelen, proje. Tüm ana artel binâları aklara boyandırıldı. En ücrâ yerler bile şantiyelerle, iş makinalarıyla dolu. Ama bunlar tamâmen Ak Parti’nin bereketi.  Bir adayımızın konuşmasında, belki muhâlefete hitâben, ya da “efendim genel oyumuz Reis’e, ama vekillikte başkasına” diyenlere cevap olarak veyâ kerâmeti kendinden bilip her şeyi nefsine mâl edenlere serzeniş niteliğinde, “Ankara’da hükümet güçlü olmasın, para gelmesin bakalım ne yapabileceksin?” şeklinde sorularda ifdâdesini bulduğu gibi işi abartmak doğru değil diye düşünüyoruz. Konu öylesine kişiselleştiriliyor ki, masalara dağıtılan kaşık naylonlarında, ıslak mendillerin dışlarında bile Enver Yılmaz ismi ve de ayrıca imzası var. Hâlbu ki, daha yakında gittiğimiz Ankara, İstanbul, Samsun gibi yerlerde, geçtiğimiz ilçelerde koca koca icraatların, Ramazan, kandil gibi kutlamaların altında bile sâdece belediyenin adı var, başkan ya da herhangi bir isim geçmiyor. Bilmem ama, bizim misyonumuza daha çok tevâzû yakışıyor. SAHNEDEN SAHAYA, BÖLGEDEN DÜNYÂYA... Sevgili okurlar. Bir sona daha geldik. İftarın ardından duâ ile program bitmiş oldu. Adaylar sahneden sahaya, bölgelerine doğru yola çıktılar. Kendisine ilgiden dolayı salondan en son ayrılabilenlerden Ergün Taşçı örneğinde olduğu gibi, çoğunun sahur buluşma programları vardı. Süre az, iş çok. Gece-gündüz, iftar-sahur demeden, DURMAK YOK YOLA DEVAM! Buradan; hepimize kolay gelsin, koşularımız mübârek olsun diyor, finâlin; milletin, memleketin ve de ümmetin, hattâ insâniyetin hayrına gerçekleşmesi dileklerimizle berâber, sizleri Ramazan bereketiyle selâmlıyor, cümleye kalbî sevgiler, saygılar sunuyoruz sevgili dostlar ves’selâm…
Ekleme Tarihi: 30 Mayıs 2018 - Çarşamba

AK PARTİ ADAY TANITIM PROGRAMINDAN İZLEMLER ve de GÖZLEMLER

Pazar günü Ak Parti Aday Tanıtım Programı vardı. Aday adayları olarak bizler de dâvet edilmiştik. Çoğu Ankara, İstanbul gibi uzak yerlerde de olsalar arkadaşlarımız, sâdece bu merâsim için koşup gelmişlerdi. Program oldukça coşkulu geçti… Tekrar bir kaynaşma, muhabbet oldu. Ankara’daki mülâkâtlar üzerine değerlendirmeler yapıldı. Kimi arkadaşlar; “Hocam, gereksiz heyecan yaptın. Listeler belliydi!” dese de, önce belirlenen listedeki isimlerde değişiklikler yapıldığına, hattâ bunlardan kimine müjde gitmişken son anda çıkarıldığına dâir rivâyetler, anlatılanların çoğunun şehir efsânesi olduğunu gösteriyor. Reis’in listeleri belirleyiş şekli ve bu konuda danıştığı veyâ berâber çalıştığı isimlere dâir rivâyetler bile oldukça muhtelif. Hangisine îtibar etmeli? En iyisi, hiç birine!

YAVUZ SELİM KIRAN MÜHRÜ

Adaylar sahneye sondan başa doğru çağrıldı. Hepsinin de performansının iyi olduğunu gördük. Heyecan çok. Motivasyon yerinde. Bu noktada fikir vermek adına, son sıradaki, aynı zamanda en genç ve dinamik aday olan Yavuz Selim Kıran’ın; “Arkadaşlar, ağabeyler; bizler beşinizi de meclise taşıyacağız inşâllâh, siz de hep bir olup bu kardeşinizi yanınıza alıp götürmeyi ihmâl etmeyin!” sözünü paylaşıyoruz sizlerle.

Bu esprili yaklaşım güne damgasını vurdu. Aynı zamanda, inanç ve ümîdin hangi sınırlarda olduğunu göstermesi bakımından fikir verici oldu. Adayları yakından görünce, salondaki havayı soluyunca, insanların tavır ve heyecanlarına şâhit olunca duygu ve düşüncelerimiz daha bir şekillenmeye başladı.

Plâtformun en önündeki masalar belediye başkanları ve adaylara ayrılmıştı. Onun önündekiler aday adaylarına. Gerisi de Ak Parti il, ilçe teşkilâtları mensuplarına. Tribünlerde de izleyiciler vardı. Bütün masalar doluydu. Bir yandan masalar yavaş yavaş donatılırken, diğer yandan salonun gümbürtüsü eşliğinde program icrâ ediliyordu.

HAMİDE AYDEMİR ve FATSA FARKI

En büyük coşku, 4. Sıra adayı Hamide Aydemir sahnedeyken yaşandı. Arka kısımda tezâhüratın ardı arkası gelmiyordu. Anlaşılan Fatsa teşkilâtı hazırlıklı gelmişti. Aynı grup benzer bir coşkuyu Enver Yılmaz’a da gösterdi. Hattâ, başkanın bir saate yakın sahnede kaldığı sürede, yer yer konuşmayı kestirecek boyutlara ulaştı.

Programın diğer yarısını oluşturan kısımda, Enver Yılmaz oldukça neşeli ve rahat gözüken konuşmasında uzun uzun icraatlarını anlattı. Eski boruları, yeni boruları, eski alanları, yeni meydanları, çöplüğü ve şimdiki düzlüğü gösterdi. Bize göre kentin en güzel bölgesini felç eden, bir ur gibi bağrına oturtulan stadı yere göğe sığdıramadı. Hakîkâten şeklen ve de proje olarak büyüleyici olan yapı hârikulâde ama, yeri burası değildi.

STADIN YERİ, HASTÂNENİN YURDU...

Her neyse, konumuz bu değil. Elbetteki Enver Başkan için stadı bu kadar göklere çıkartacak başka sebepler de olabilir. Teknik, mîmâri orijinaliteleri, yektâ yönleri bulunabilir. Ancak sonuçta işte bu binâ burada ve sâhilin önüne bir duvar perde gibi çekilmiş vaziyette. Eğer çok gerekliyse, bu stad sökülen botanik sahasına daha uygun düşerdi. Oraya düşünülen şehir hastânesi de buraya, deniz kenarına yapılırdı. Gerçi büyüklerimiz daha iyi bilir. Küçüklere söz düşmez. Ancak, ilkokul çocukları arasında bir anket yapılsaydı öyle zannediyorum ki sonuç bizim dediğimiz şekilde çıkardı. Tabiî bu arada bizim de zekâ seviyemiz ortaya çıkmış oldu sevgili dostlar!

ENVER BAŞKANA NAZAR MI DEĞDİ?

Enver Başkan konuşmasını yer yer esprilerle süsledi. Zaman zaman sistemin bozulması, bilgisayarın aksaması ve dolayısıyla görüntülerin gitmesini bile; “yine bir nazarla mı karşı karşıyayız?” gibi nüktelerle değerlendirdi. Gerçekten böyle değerlendirecek kadar var. Ortada bir gayret var. Çalışmalara söz yok. Yollar-izler, bayırlar-düzler; her taraf inşaat, gökdelen, proje. Tüm ana artel binâları aklara boyandırıldı. En ücrâ yerler bile şantiyelerle, iş makinalarıyla dolu. Ama bunlar tamâmen Ak Parti’nin bereketi. 

Bir adayımızın konuşmasında, belki muhâlefete hitâben, ya da “efendim genel oyumuz Reis’e, ama vekillikte başkasına” diyenlere cevap olarak veyâ kerâmeti kendinden bilip her şeyi nefsine mâl edenlere serzeniş niteliğinde, “Ankara’da hükümet güçlü olmasın, para gelmesin bakalım ne yapabileceksin?” şeklinde sorularda ifdâdesini bulduğu gibi işi abartmak doğru değil diye düşünüyoruz.

Konu öylesine kişiselleştiriliyor ki, masalara dağıtılan kaşık naylonlarında, ıslak mendillerin dışlarında bile Enver Yılmaz ismi ve de ayrıca imzası var. Hâlbu ki, daha yakında gittiğimiz Ankara, İstanbul, Samsun gibi yerlerde, geçtiğimiz ilçelerde koca koca icraatların, Ramazan, kandil gibi kutlamaların altında bile sâdece belediyenin adı var, başkan ya da herhangi bir isim geçmiyor. Bilmem ama, bizim misyonumuza daha çok tevâzû yakışıyor.

SAHNEDEN SAHAYA, BÖLGEDEN DÜNYÂYA...

Sevgili okurlar. Bir sona daha geldik. İftarın ardından duâ ile program bitmiş oldu. Adaylar sahneden sahaya, bölgelerine doğru yola çıktılar. Kendisine ilgiden dolayı salondan en son ayrılabilenlerden Ergün Taşçı örneğinde olduğu gibi, çoğunun sahur buluşma programları vardı. Süre az, iş çok. Gece-gündüz, iftar-sahur demeden, DURMAK YOK YOLA DEVAM!

Buradan; hepimize kolay gelsin, koşularımız mübârek olsun diyor, finâlin; milletin, memleketin ve de ümmetin, hattâ insâniyetin hayrına gerçekleşmesi dileklerimizle berâber, sizleri Ramazan bereketiyle selâmlıyor, cümleye kalbî sevgiler, saygılar sunuyoruz sevgili dostlar ves’selâm…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.