bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler

İŞTE ORDU'DA BAYRAM NAMAZI SAATİ!

Ordu Gündemi (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 08.07.2022 - 21:03, Güncelleme: 05.01.2023 - 05:10 1515+ kez okundu.
 

İŞTE ORDU'DA BAYRAM NAMAZI SAATİ!

Bugün arefe, yarın bayram. 9 Temmuz Cumartesi günü başlayacak Mübarek Kurban Bayramı’nda kurbanları keseceğiz, ziyaretlerimizi yapacağız. Peki Ordu’da bayram namazı kaçta kılınacak?   Ordu'da kurban bayramı namazı sabah 05:40'da kılınacak. Sabah ezanı 03:01'de okunacak. Güneşin doğuş saati ise 04:58 olarak Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından duyuruldu. Güneş doğana kadar kılınacak olan Sabah namazının ardından bayram namazı camide cemaat ile 2 rekat olarak kılınacak.   İŞTE İLÇELERDEKİ NAMAZ SAATLERİ Akkuş bayram namazı saati: 05:44 Aybastı bayram namazı saati: 05:43 Çamaş bayram namazı saati: 05:41 Çatalpınar bayram namazı saati: 05:42 Çaybaşı bayram namazı saati: 05:43 Fatsa bayram namazı saati: 05:41 Gölköy bayram namazı saati: 05:42 Gülyalı bayram namazı saati: 05:39 Gürgentepe bayram namazı saati: 05:41 İkizce bayram namazı saati: 05:43 Kabataş bayram namazı saati: 05:42 Korgan bayram namazı saati: 05:42 Kumru bayram namazı saati: 05:43 Mesudiye bayram namazı saati: 05:42 Ordu bayram namazı saati: 05:40 Ünye bayram namazı saati: 05:42   BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIYOR? 1.REKAT Bayram namazına niyet ettikten sonra tekbir alınır ve eller bağlanır,   Sırasıyla imam hatip ve cemaat sessizce "Sübhaneke duası"nı okur, sonra fasılalar halinde;   Tıpkı iftitah tekbiri gibi yeniden eller kulak hizasına kaldırılarak 1. Tekbir alınır ve eller yanlara salınır,   Sonra 2. Tekbir alınır ve eller yine yanlara salınır,   Ardından 3. Tekbir alınır ve bu sefer eller göbek hizasında bağlanır. İmam; gizlice “Euzü besmele” çeker, açıktan "Fatiha suresi" ile birlikte "Zammı sure veya zammı sure yerine geçecek miktarda Kur'an-ı Kerim" okur. Cemaat ise sessizce imamı dinler.   Rüku ve secde yapılarak 2. Rekata kalkılır.   2.REKAT İmam; gizlice “Besmele” çeker, açıktan "Fatiha suresi" ile birlikte "Zammı sure veya zammı sure yerine geçecek miktarda Kur'an-ı Kerim" okur. Cemaat ise sessizce imamı dinler.   Ardından tekrar tıpkı iftitah tekbiri gibi yeniden eller kulak hizasına kaldırılarak 1. Tekbir alınır ve eller yanlara salınır,   Sonra 2. Tekbir alınır ve eller yine yanlara salınır,   Ardından 3. Tekbir alınır ve eller yine yanlara salınır,   Son olarak 4. Tekbir alınır ancak bu sefer eller kulak hizasına kaldırılmaz ve rükuya gidilir.   Rüku ve secdenin ardından oturulur, "Tahiyyat, Salli-Barik duaları" okunur ve önce sağ tarafa sonra sol tarafa selam verilerek namaz tamamlanır.   Bundan sonra müezzinin refakatinde hep birlikte 3 defa tekbir (teşrik) getirilir. Bu tekbirlerle birlikte imam hatip bayram hutbesi okumak üzere minbere çıkar.   TEŞRİK TEKBİRİ NEDİR, DİNİ HÜKMÜ NEDİR? Hz. Peygamberin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 315; Dârekutnî, es-Sünen, III, 439, 440).   Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri hâlinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez (Serahsî, el-Mebsût, II, 43-44; İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 82). Şâfiî mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir (Mâverdî, el-Hâvî, II, 500-501).   KURBAN İBADETİNİN DİNİ DAYANAĞI NEDİR? Kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/107).   Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: “Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac, 22/28), “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık.” (Hac, 22/34), “Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac, 22/36-37)   Bu âyetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allah’a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.   Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).   Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3). Ayrıca hicretin ikinci yılından itibaren bugüne kadar Müslümanların kurban kesmeleri, bu konuda görüş birliği olduğunu da göstermektedir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 360)

Bugün arefe, yarın bayram. 9 Temmuz Cumartesi günü başlayacak Mübarek Kurban Bayramı’nda kurbanları keseceğiz, ziyaretlerimizi yapacağız. Peki Ordu’da bayram namazı kaçta kılınacak?

 

Ordu'da kurban bayramı namazı sabah 05:40'da kılınacak. Sabah ezanı 03:01'de okunacak. Güneşin doğuş saati ise 04:58 olarak Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından duyuruldu. Güneş doğana kadar kılınacak olan Sabah namazının ardından bayram namazı camide cemaat ile 2 rekat olarak kılınacak.

 

İŞTE İLÇELERDEKİ NAMAZ SAATLERİ

Akkuş bayram namazı saati: 05:44

Aybastı bayram namazı saati: 05:43

Çamaş bayram namazı saati: 05:41

Çatalpınar bayram namazı saati: 05:42

Çaybaşı bayram namazı saati: 05:43

Fatsa bayram namazı saati: 05:41

Gölköy bayram namazı saati: 05:42

Gülyalı bayram namazı saati: 05:39

Gürgentepe bayram namazı saati: 05:41

İkizce bayram namazı saati: 05:43

Kabataş bayram namazı saati: 05:42

Korgan bayram namazı saati: 05:42

Kumru bayram namazı saati: 05:43

Mesudiye bayram namazı saati: 05:42

Ordu bayram namazı saati: 05:40

Ünye bayram namazı saati: 05:42

 

BAYRAM NAMAZI NASIL KILINIYOR?

1.REKAT

Bayram namazına niyet ettikten sonra tekbir alınır ve eller bağlanır,

 

Sırasıyla imam hatip ve cemaat sessizce "Sübhaneke duası"nı okur, sonra fasılalar halinde;

 

Tıpkı iftitah tekbiri gibi yeniden eller kulak hizasına kaldırılarak 1. Tekbir alınır ve eller yanlara salınır,

 

Sonra 2. Tekbir alınır ve eller yine yanlara salınır,

 

Ardından 3. Tekbir alınır ve bu sefer eller göbek hizasında bağlanır.

İmam; gizlice “Euzü besmele” çeker, açıktan "Fatiha suresi" ile birlikte "Zammı sure veya zammı sure yerine geçecek miktarda Kur'an-ı Kerim" okur. Cemaat ise sessizce imamı dinler.

 

Rüku ve secde yapılarak 2. Rekata kalkılır.

 

2.REKAT

İmam; gizlice “Besmele” çeker, açıktan "Fatiha suresi" ile birlikte "Zammı sure veya zammı sure yerine geçecek miktarda Kur'an-ı Kerim" okur. Cemaat ise sessizce imamı dinler.

 

Ardından tekrar tıpkı iftitah tekbiri gibi yeniden eller kulak hizasına kaldırılarak 1. Tekbir alınır ve eller yanlara salınır,

 

Sonra 2. Tekbir alınır ve eller yine yanlara salınır,

 

Ardından 3. Tekbir alınır ve eller yine yanlara salınır,

 

Son olarak 4. Tekbir alınır ancak bu sefer eller kulak hizasına kaldırılmaz ve rükuya gidilir.

 

Rüku ve secdenin ardından oturulur, "Tahiyyat, Salli-Barik duaları" okunur ve önce sağ tarafa sonra sol tarafa selam verilerek namaz tamamlanır.

 

Bundan sonra müezzinin refakatinde hep birlikte 3 defa tekbir (teşrik) getirilir. Bu tekbirlerle birlikte imam hatip bayram hutbesi okumak üzere minbere çıkar.

 

TEŞRİK TEKBİRİ NEDİR, DİNİ HÜKMÜ NEDİR?

Hz. Peygamberin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhakî, es-Sünenü’l-kübrâ, III, 315; Dârekutnî, es-Sünen, III, 439, 440).

 

Buna göre Hanefîlerde tercih edilen görüşe göre arefe günü sabah namazından bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar 23 vakit, her farzın ardından teşrik tekbiri getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir. Teşrik günlerinde kazaya kalan namaz aynı günlerde kaza edilirken teşrik tekbirleri de getirilir. Teşrik günleri çıktıktan sonra kaza edilmeleri hâlinde ise tekbir getirilmez. Namaz kaza edilmedikçe tekbirler kaza edilmez (Serahsî, el-Mebsût, II, 43-44; İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 82). Şâfiî mezhebine göre ise teşrik tekbirleri sünnettir (Mâverdî, el-Hâvî, II, 500-501).

 

KURBAN İBADETİNİN DİNİ DAYANAĞI NEDİR?

Kurban, Kur’an-ı Kerim, Sünnet ve icmâ ile sabit bir ibadettir. Kurbanın meşru bir ibadet olduğuna dair Kur’an-ı Kerim’de deliller mevcuttur. Hz. İbrahim’in oğlu Hz. İsmail’in yerine bir kurbanın, Allah tarafından kendilerine fidye (kurban) olarak verildiği açıkça bildirilmektedir (Sâffât, 37/107).

 

Kurbanın meşruiyetine işaret eden başka âyetler de vardır: “Kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanlar üzerine belirli günlerde Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.” (Hac, 22/28), “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık.” (Hac, 22/34), “Kurbanlık büyükbaş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken kurban edeceğinizde üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik. Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Allah’a ulaşacak olan ancak, sizin O’nun için yaptığınız, gösterişten uzak amel ve ibadettir.” (Hac, 22/36-37)

 

Bu âyetlerde zikredilen hayvan kesiminin, et ihtiyacı temini için olmadığı, bunların ibadet amaçlı birer uygulama oldukları gayet açıktır. Et ve kanların Allah’a ulaşamayacağının, asıl olanın ihlâs ve takva olduğunun bizzat âyetin metninde yer alması bunu açıkça ortaya koymaktadır.

 

Hz. Peygamber (s.a.s.) de, kurbanı bir ibadet olarak kabul etmiş ve bizzat kendisi de kurban kesmiştir. Hz. Peygamberin (s.a.s.), meşru kılınmasından itibaren vefat edinceye kadar her yıl kurban kestiği bilinmektedir (Tirmizî, Edâhî, 11; bkz. Buhârî, Hac, 117, 119; Müslim, Edâhî, 17).

 

Sahih hadis kaynaklarında yer alan rivayetlerde, Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban bayramında Allah katında en sevimli ibadetin kurban kesmek olduğunu, kurbanın kesilir kesilmez Allah katında makbul olacağını ve kurban edilen hayvanın boynuzu, tırnağı da dâhil olmak üzere her şeyinin kişinin hayır hanesine yazılacağını ifade edip; bu ibadetin Allah rızası için yapılmasını tavsiye etmiştir (Tirmizî, Edâhî, 1; İbn Mâce, Edâhî, 3). Ayrıca hicretin ikinci yılından itibaren bugüne kadar Müslümanların kurban kesmeleri, bu konuda görüş birliği olduğunu da göstermektedir (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 360)

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.