bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler

BAŞKAN GÜLER: BİZ PARTİLER ÜSTÜ ÇALIŞIYORUZ

Ordu Gündemi (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 07.12.2021 - 13:38, Güncelleme: 05.01.2023 - 05:10 944+ kez okundu.
 

BAŞKAN GÜLER: BİZ PARTİLER ÜSTÜ ÇALIŞIYORUZ

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli'nin sorularını yanıtladı. Güler, Ordu'da yapımı tamamlanan ve devam eden projeleri anlattı.   Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli'ye konuştu. Hilmi Güler, Ordu'nun kaynaklarının daha verimli kullanmak ve katma değere dönüştürmek adına yapmış oldukları sıradışı projeleri anlattı. Güler, Ordu'nun geleceği adına oldukça iddialı hedefler koydu.   - 1994 yılında belediyecilikle başladığınız hizmet yolculuğunuza, bakanlık dönemindeki deneyim ve tecrübelerinizi de ekleyerek şimdi de Ordu’ya hizmet ediyorsunuz. “Ordu önemli bir dönüşüm yaşıyor.” diyorsunuz. Bu dönüşüm için yürüttüğünüz projeleriniz nelerdir?   Belediyecilik açısından bakarsanız 94 yılı ama temel olarak mesleğe başlamaya bakarsak 70’li yıllardan beri devam eden bir çalışma. 94’ten itibaren sizin bahsettiğiniz gibi alırsak İstanbul Büyükşehir’den başlayan bir çalışma. Önce İSKİ’yi devralmıştık, Cumhurbaşkanımız henüz belediye başkanıyken. Daha sonra da İGDAŞ’ın başına geçmiştik. O zamanlar hava kirliliği çok tehlikeli boyuttaydı. İGDAŞ’tayken doğalgazla dönüşümle, kömürün sınırlandırılmasıyla çok güzel çalışmalar yaptık. Daha sonra bildiğiniz gibi parti kuruldu, bakan olduk. En sonunda da Cumhurbaşkanımız Ordu’da Büyükşehir’e hizmet etmemi isteyince Ordu’da çalışmalara başladık. Büyük bir dönüşüm içerisindeyiz.   "TÜRKİYE MODELİ" Klasik belediyeciliğin dışında çalışmalar yapıyoruz. Bundan kastım ise, yol, su ve çöp bunlar zaten yapılması gereken işler, bunlar zaten işin ana şartları. Onun dışında da yeni bir belediyecilik anlayışıyla özellikle; teknoloji ve tarım ağırlıklı yatırımları, gıda güvenliğine, denizin hayatımıza katılması, tekne yapımı, kimya sektörüyle ilgili yaptığımız çalışmalar bunlar aynı zamanda istihdama hem de yeni kaynakların ortaya çıkmasına katkıda bulunuyor. Hem meslek edindiriyorsunuz hem de kaynaklara ağırlık veriyorsunuz. Onun için bunlarla beraber kurduğumuz şirketlerle yepyeni bir belediyecilik anlayışında Ordu’nun değişim ve dönüşümünü böylece başlatmış oluyoruz. Kültürel anlamda yaptığımız çalışmalarla. Bunu yaparken de ister istemez bir Türkiye modeli çıkıyor. Sanki bir AR-GE çalışması gibi. Bu yaptığımız çalışmalar başarılı olduğu takdirde 81’le çarpınca da diğer illerle de uygulanabilir bir yeni Türkiye modeli ortaya çıkmış oluyor. Bizim yaptıklarımız da bunun yan ürünleri oluyor.   - Kısaca temas ettiniz ama tarımla alakalı yapmış olduğunuz çalışmalarla devam etmek istiyorum. Tarımla kırsal kalkınma konusunu çok önemsiyorsunuz. Üretici ile tüketiciyi buluşturan önemli projeleriniz var. Ata tohumuna dönüşe önem verdiniz. Bize bunlardan biraz bahseder misiniz?   Partimizin kuruluş sırasında programı kaleme alan 5 kişiden biri olarak, köy şehir entegrasyonu diye bir çalışmayı 2000’li yıllarda hazırlamıştım. Onun şimdi bir modelini ben kaldığımız yerde Ordu’da   sürdürüyorum. Şimdi büyük miktarda kullanılmayan topraklarımız var. Bu Ordu’da böyle. Yani fındığın dışında boş sahalar var. Mesela siyez buğdayı çalışmaları yaptık. Salep üretimi, tıbbi ve aromatik bitkiler bunlar aynı zamanda ilaç sektöründe kozmetikte kullanılabilen ürünler. Bunların Ordu’da çok iyi bir şekilde üretilebildiğini gördük. Yeni açılımlar yapıyoruz. Hayvancılıkta hakeza gıda güvenliği açısından önemli çalışmalar yaptık. Sular boşa akıyordu. Şişelenebilir hale getiriyoruz. Burada da tabi kaynaklardan gittim. Ordu’nun sadece fındığı çok iyi tanınıyordu. Onun dışında kivi ile ilgili iyi bir üretim yapılıyor. Bu ürünlerin dışında yeni tropikal meyvelerle ilgili araştırmalarımız var. Seracılıkla beraber bunları deniyoruz. Salepten, ekinezyadan tutun melisaya kadar ilimizde üretilebilecek ürünler var. Yani Ordu aynı zamanda bir Yalova gibi bir çiçek üretim kaynağı olabilir. Ordu'da ata tohumu konusunda 100’ün üzerinde özel tohumlarla ilgili çalışmalar yapıldı. Domatesinden fasulyeye kadar 100 yıl önceki ürünlerin yeniden üretilebilir hale gelmesine çalışıyoruz.   "AVRUPA'YA İHRACAT YAPABİLİRİZ" İklimimiz artık bazı ürünleri üretebilmek için çok daha müsait. Yani şu anda biz, mandalina, portakal ve limon üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bunu bir hobi gibi değil, bahçelerini kurarak yapıyoruz. Çünkü Antalya daha ısındı, Ordu da Antalya’ya benziyor. Fındık bahçeleri 1 ay fındık toplandıktan sonra boş kalıyor, halbuki burayı biz 11 ay doğal bir mera olarak kullanabiliyoruz. Fındık altı yeni ürünler var, bunları deniyoruz. Burada ürettiklerimizi çok rahat Avrupa’ya gönderebiliriz çünkü hava alanımız da buna müsait.   Fındıkla ilgili aynı zamanda çikolata üretimi konusunda önemli çalışmalar yaptık. Bizim markamız Kybele için Amerika’yla şu anda franchising görüşmeleri yapıyoruz. Çünkü fındık tek başına 2 milyar dolar gibi bir rakamla ihracata katkı sağlıyor. Çikolataya çevirirseniz bu rakam 8-10 milyar dolara kadar çıkıyor. Burada bu denemeleri yapıyoruz. Kısacası, bütün kaynaklarımızı tekrar değerlendiriyoruz. Çok önemli madenlerimiz var bular işte; bentonit, kurşun, altın, bakır. Bakanken hazırladığımız çalışmalarla maden haritası çıkarmıştık. Bunları şimdi kullanıyoruz, bunlarla ilgili şirketlerimiz kurduk. Bu ve bu şirketlerde teknoloji ağırlıklı çalışmalarla da bunları yapıyoruz. Kısacası tarım ve hayvancılık başta enerji güvenliği de gıda güvenliği de çok önemli. İçme suyu çok önemli. Tüm bunlarla ilgili çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz.   -Atıl kaynakların katma değer üretecek hale getirilmesinden bahsediyorsunuz ki sizin prensiplerinizden bir tanesi de insan, kaynak ve para yönetimi. Bunlar çok kıymetli şeyler. Tabi bu alanda da teknolojiye dönük çalışmalarınız da var, biraz bunlardan bahsedebilir misiniz? Ayrıca sosyal medyayı çok aktif ve etkili kullanan bir başkansınız bunu nasıl başarıyorsunuz?   İnsan yönetiminde proje liderleri, yöneticileri yetiştirmek önemlidir. Türkiye’nin gelişiminde adam yetiştirmek çok önemli. Bir de siyasette de yerel yönetimde de pek bilime dayalı ilerlemiyordu bazı şeyler... Bunu oluşturmaya çalışıyoruz. Ben eski TÜBİTAK’lıyım. AR-GE'ye ağırlık veriyoruz. Dolayısıyla buradaki her kaynağın önce tespiti hem de başka hangi yönlerde kullanılabileceğine bakıyoruz. Mesela, yazılım şirketimiz var. Ordu’nun yazılım konusunda çok başarılı pırıl pırıl gençleri var. Şu anda Ordu’nun Türkiye’nin en iyi önden yüklemeli su sayacını yaptık. Dolayısıyla bir damla suyu bile ölçebiliyoruz. Başka illerden teklifler alıyoruz. Onun dışında tekne üretimimiz var. Benim doktora sırasında kompozit malzemeler üzerine çalışmam vardı. Şimdi tekne üretiminde bunu kullanıyoruz, o da teknolojik bir çalışma. Fındık kabuğundan aktif karbon çalışmamız var, bunu fabrikaya dönüştürme çalışmamız var. Yeni bir fabrika kuruyoruz, ilk başta 25-30 bin ton civarında potansiyeli olacak. Hem fındığımızın kabuğu da değerlendirilecek hem de ithal kaleminin düşürülmesine katkısı olacak. Dayanıklı bir malzeme ama burada daha önemlisi nano-teknolojik olarak aktif bir malzeme. Kirli suları ve diğer şeyleri emiyor ve temizliyor. Bu bakımdan özellikle su idarelerinde, gıda teknolojisinde, tıbbı olarak maske yapımında kullanılabiliyor. Dolayısıyla böyle bir geniş kullanım alanı var.

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mehmet Hilmi Güler, Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli'nin sorularını yanıtladı. Güler, Ordu'da yapımı tamamlanan ve devam eden projeleri anlattı.

 

Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler, Haber7 Genel Yayın Yönetmeni Osman Ateşli'ye konuştu. Hilmi Güler, Ordu'nun kaynaklarının daha verimli kullanmak ve katma değere dönüştürmek adına yapmış oldukları sıradışı projeleri anlattı. Güler, Ordu'nun geleceği adına oldukça iddialı hedefler koydu.

 

- 1994 yılında belediyecilikle başladığınız hizmet yolculuğunuza, bakanlık dönemindeki deneyim ve tecrübelerinizi de ekleyerek şimdi de Ordu’ya hizmet ediyorsunuz. “Ordu önemli bir dönüşüm yaşıyor.” diyorsunuz. Bu dönüşüm için yürüttüğünüz projeleriniz nelerdir?

 

Belediyecilik açısından bakarsanız 94 yılı ama temel olarak mesleğe başlamaya bakarsak 70’li yıllardan beri devam eden bir çalışma. 94’ten itibaren sizin bahsettiğiniz gibi alırsak İstanbul Büyükşehir’den başlayan bir çalışma. Önce İSKİ’yi devralmıştık, Cumhurbaşkanımız henüz belediye başkanıyken. Daha sonra da İGDAŞ’ın başına geçmiştik. O zamanlar hava kirliliği çok tehlikeli boyuttaydı. İGDAŞ’tayken doğalgazla dönüşümle, kömürün sınırlandırılmasıyla çok güzel çalışmalar yaptık. Daha sonra bildiğiniz gibi parti kuruldu, bakan olduk. En sonunda da Cumhurbaşkanımız Ordu’da Büyükşehir’e hizmet etmemi isteyince Ordu’da çalışmalara başladık. Büyük bir dönüşüm içerisindeyiz.

 

"TÜRKİYE MODELİ"

Klasik belediyeciliğin dışında çalışmalar yapıyoruz. Bundan kastım ise, yol, su ve çöp bunlar zaten yapılması gereken işler, bunlar zaten işin ana şartları. Onun dışında da yeni bir belediyecilik anlayışıyla özellikle; teknoloji ve tarım ağırlıklı yatırımları, gıda güvenliğine, denizin hayatımıza katılması, tekne yapımı, kimya sektörüyle ilgili yaptığımız çalışmalar bunlar aynı zamanda istihdama hem de yeni kaynakların ortaya çıkmasına katkıda bulunuyor. Hem meslek edindiriyorsunuz hem de kaynaklara ağırlık veriyorsunuz. Onun için bunlarla beraber kurduğumuz şirketlerle yepyeni bir belediyecilik anlayışında Ordu’nun değişim ve dönüşümünü böylece başlatmış oluyoruz. Kültürel anlamda yaptığımız çalışmalarla. Bunu yaparken de ister istemez bir Türkiye modeli çıkıyor. Sanki bir AR-GE çalışması gibi. Bu yaptığımız çalışmalar başarılı olduğu takdirde 81’le çarpınca da diğer illerle de uygulanabilir bir yeni Türkiye modeli ortaya çıkmış oluyor. Bizim yaptıklarımız da bunun yan ürünleri oluyor.

 

- Kısaca temas ettiniz ama tarımla alakalı yapmış olduğunuz çalışmalarla devam etmek istiyorum. Tarımla kırsal kalkınma konusunu çok önemsiyorsunuz. Üretici ile tüketiciyi buluşturan önemli projeleriniz var. Ata tohumuna dönüşe önem verdiniz. Bize bunlardan biraz bahseder misiniz?

 

Partimizin kuruluş sırasında programı kaleme alan 5 kişiden biri olarak, köy şehir entegrasyonu diye bir çalışmayı 2000’li yıllarda hazırlamıştım. Onun şimdi bir modelini ben kaldığımız yerde Ordu’da

 

sürdürüyorum. Şimdi büyük miktarda kullanılmayan topraklarımız var. Bu Ordu’da böyle. Yani fındığın dışında boş sahalar var. Mesela siyez buğdayı çalışmaları yaptık. Salep üretimi, tıbbi ve aromatik bitkiler bunlar aynı zamanda ilaç sektöründe kozmetikte kullanılabilen ürünler. Bunların Ordu’da çok iyi bir şekilde üretilebildiğini gördük. Yeni açılımlar yapıyoruz. Hayvancılıkta hakeza gıda güvenliği açısından önemli çalışmalar yaptık. Sular boşa akıyordu. Şişelenebilir hale getiriyoruz. Burada da tabi kaynaklardan gittim. Ordu’nun sadece fındığı çok iyi tanınıyordu. Onun dışında kivi ile ilgili iyi bir üretim yapılıyor. Bu ürünlerin dışında yeni tropikal meyvelerle ilgili araştırmalarımız var. Seracılıkla beraber bunları deniyoruz. Salepten, ekinezyadan tutun melisaya kadar ilimizde üretilebilecek ürünler var. Yani Ordu aynı zamanda bir Yalova gibi bir çiçek üretim kaynağı olabilir. Ordu'da ata tohumu konusunda 100’ün üzerinde özel tohumlarla ilgili çalışmalar yapıldı. Domatesinden fasulyeye kadar 100 yıl önceki ürünlerin yeniden üretilebilir hale gelmesine çalışıyoruz.

 

"AVRUPA'YA İHRACAT YAPABİLİRİZ"

İklimimiz artık bazı ürünleri üretebilmek için çok daha müsait. Yani şu anda biz, mandalina, portakal ve limon üzerine çalışmalar yapıyoruz. Bunu bir hobi gibi değil, bahçelerini kurarak yapıyoruz. Çünkü Antalya daha ısındı, Ordu da Antalya’ya benziyor. Fındık bahçeleri 1 ay fındık toplandıktan sonra boş kalıyor, halbuki burayı biz 11 ay doğal bir mera olarak kullanabiliyoruz. Fındık altı yeni ürünler var, bunları deniyoruz. Burada ürettiklerimizi çok rahat Avrupa’ya gönderebiliriz çünkü hava alanımız da buna müsait.

 

Fındıkla ilgili aynı zamanda çikolata üretimi konusunda önemli çalışmalar yaptık. Bizim markamız Kybele için Amerika’yla şu anda franchising görüşmeleri yapıyoruz. Çünkü fındık tek başına 2 milyar dolar gibi bir rakamla ihracata katkı sağlıyor. Çikolataya çevirirseniz bu rakam 8-10 milyar dolara kadar çıkıyor. Burada bu denemeleri yapıyoruz. Kısacası, bütün kaynaklarımızı tekrar değerlendiriyoruz. Çok önemli madenlerimiz var bular işte; bentonit, kurşun, altın, bakır. Bakanken hazırladığımız çalışmalarla maden haritası çıkarmıştık. Bunları şimdi kullanıyoruz, bunlarla ilgili şirketlerimiz kurduk. Bu ve bu şirketlerde teknoloji ağırlıklı çalışmalarla da bunları yapıyoruz. Kısacası tarım ve hayvancılık başta enerji güvenliği de gıda güvenliği de çok önemli. İçme suyu çok önemli. Tüm bunlarla ilgili çalışmalarımıza yoğun bir şekilde devam ediyoruz.

 

-Atıl kaynakların katma değer üretecek hale getirilmesinden bahsediyorsunuz ki sizin prensiplerinizden bir tanesi de insan, kaynak ve para yönetimi. Bunlar çok kıymetli şeyler. Tabi bu alanda da teknolojiye dönük çalışmalarınız da var, biraz bunlardan bahsedebilir misiniz? Ayrıca sosyal medyayı çok aktif ve etkili kullanan bir başkansınız bunu nasıl başarıyorsunuz?

 

İnsan yönetiminde proje liderleri, yöneticileri yetiştirmek önemlidir. Türkiye’nin gelişiminde adam yetiştirmek çok önemli. Bir de siyasette de yerel yönetimde de pek bilime dayalı ilerlemiyordu bazı şeyler... Bunu oluşturmaya çalışıyoruz. Ben eski TÜBİTAK’lıyım. AR-GE'ye ağırlık veriyoruz. Dolayısıyla buradaki her kaynağın önce tespiti hem de başka hangi yönlerde kullanılabileceğine bakıyoruz. Mesela, yazılım şirketimiz var. Ordu’nun yazılım konusunda çok başarılı pırıl pırıl gençleri var. Şu anda Ordu’nun Türkiye’nin en iyi önden yüklemeli su sayacını yaptık. Dolayısıyla bir damla suyu bile ölçebiliyoruz. Başka illerden teklifler alıyoruz. Onun dışında tekne üretimimiz var. Benim doktora sırasında kompozit malzemeler üzerine çalışmam vardı. Şimdi tekne üretiminde bunu kullanıyoruz, o da teknolojik bir çalışma. Fındık kabuğundan aktif karbon çalışmamız var, bunu fabrikaya dönüştürme çalışmamız var. Yeni bir fabrika kuruyoruz, ilk başta 25-30 bin ton civarında potansiyeli olacak. Hem fındığımızın kabuğu da değerlendirilecek hem de ithal kaleminin düşürülmesine katkısı olacak. Dayanıklı bir malzeme ama burada daha önemlisi nano-teknolojik olarak aktif bir malzeme. Kirli suları ve diğer şeyleri emiyor ve temizliyor. Bu bakımdan özellikle su idarelerinde, gıda teknolojisinde, tıbbı olarak maske yapımında kullanılabiliyor. Dolayısıyla böyle bir geniş kullanım alanı var.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.