ŞAHİN: CUMHURBAŞKANIMIZIN YAKLAŞIMINI DESTEKLİYORUM

Saadet Partisi Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İdris Naim Şahin, “Sayın Cumhurbaşkanımızın son zamanlardaki yaklaşımını ben gönülden destekliyorum. Yıllardır savunduğum bir görüştür. Dikey mimari değil, bir yatay mimaridir.” dedi.

İçişleri Eski Bakanı ve Saadet Partisi (SP) Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İdris Naim Şahin, 31 Mart Mahalli seçimleri için çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. projeleri hakkında açıklamalarda bulunan Şahin, dikey mimariden turizme kadar önemli açıklamalarda bulundu.   “ORDU TERTEMİZ OLACAK” Ordu’ya bizim kazandırdığımız, farkında olarak, olmayarak kimlikler var diyen Şahin, “Her şehrin bir kimliği vardır ve olmalıdır. Ordu’yu ben gençlik yıllarımdan itibaren ilgilenmeye başladığım ve tanımaya başladığım zamanda Güzel Ordu tabiri kullanılırdı. Hatta onun adını taşıyan bir ilkokulumuz var. Bu çok hoşuma giden bir tabirdir. Bu bir hedeftir, bir hevestir ve çok doğru bir şeydir. Hiç eskimeyen bir kimliktir. Hep güzel olmak, hep güzel kalmak insanlar için belki mümkün değil, ama şehirler için mümkündür. Ordu’muz hep güzel olsun ve güzel kalsın. Bu halde bu güzellik üzerinden Ordu’nun birinci kimliğini isimlendirmek ve o kimlik üzerinden Ordu’yu fotoğraflamak isterim. Belediye çalışmalarımızı, belediye hizmetlerimizi bu güzel Ordu ana başlığı altında Güzel Ordu kimliği altında sizlerle paylaşacağım. Öncelikle temiz Ordu, tertemiz Ordu’yu yaratacağız. Basınıyla, halkıyla, muhtarıyla, dernekleriyle, belediyeleriyle hep birlikte Ordu’yu en batıdan en doğuya, en kuzeyden en güneye bizim sorumlu olduğumuz sınırlar içinde tertemiz bir Ordu yapmak zorundayız.” diye konuştu.   “HER SENE BİTMEYEN ALT YAPI ÇALIŞMALARINDAN VAZGEÇMELİYİZ” Saadet Partisi Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İdris Naim Şahin, “Altyapıyı, suyu, kanalizasyonu, elektrik, telefon, doğalgaz bugüne kadar yapılmıştır. Yapan herkese çok teşekkür ediyorum. Ama bundan sonra faklı bir anlayışla Avrupa’da neyse, Japonya’da neyse Ordu’da da sağlıklı bir şekilde bu çalışmaları yapmalıyız. Her sene bitmeyen altyapı çalışmalarından bu şehir, bütün şehir esasında artık vazgeçmelidir. Vazgeçmeyi başarmalıdır. Parça parça, biri yapar biri söker. Biri yapar diğeri söker anlayışından vazgeçmeliyiz. Buna yönelikte getirdiğimiz büyükşehir müessesesi hukuki imkânı buna da müsaittir. Bu imkânı kullanmak durumundayız. Bütün altyapı kurumları tek elde, tek bir anlayışla hizmetlerini yapmalıdır. Tabii yapılmışlar devam edecek, ama bundan sonra yenileme ve yeniden yapılacak alanları yeni anlayışlarla yapmak ve belli bir süre içerisinde bütün altyapıyı yeni bir standartta kavuşturmak bizim işimiz olacaktır. Ama bir yerinden başlamak zorundayız. Böyle parça parça altyapı çalışmaları bir şehre coğrafi anlamda kimlik kazandırmaz. Üst yapı yani binalar. Yapı stokumuz başka şehirlere göre aslında çok korkutucu ve ürkütücü değil. Ama önlem alınmazsa, bizde 10 sene sonra belki 15 sene sonra bugün İstanbul’un içinden çıkılmaz haline, Kocaeli’nin sıkıntılı görüntüsüne bizde düşebiliriz. Bugünden bunu görmek ve buna göre davranmak zorundayız. Biz hepimiz basını da halkı da yönetici de sivil toplum kuruluşları da birbirimizi bu noktada acımasızca olsa da eleştirmek zorundayız. Ben buna açığım. Doğrusu böyle bir eleştiriyi de istiyorum her noktada. Çünkü bir şehri harap etmek farkında olmadan kolay ama onu düzeltmek bazen zor, bazen imkânsız. Bizim Ordu için ise bu imkânsız değil. Zor mu bana göre zor da değil. İnşallah daha güzel bir planlama ve yapılanmayla bundan sonrasını iyi örneklerle, kötü örneklerle sıkıştırarak çözebiliriz diye düşünüyorum ve çözeceğiz.” şeklinde konuştu.   “CUMHURBAŞKANIMIZIN YATAY MİMARİ DÜŞÜNCESİNE KATILIYORUM” Ordu’da sıvasız bina, boyasız bina kalmamalı diyen Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ordu’muzda çatısız bina kalmamalı. Renk seçimlerini kent estetikçileriyle birlikte seçerek Ordu merkezde farklı lokâsyonlarda, farklı renklerde çalışmalar yapacağız. Fatsa’da ayrı, Kumru’da ayrı, Ünye’de ayrı, Mesudiye’de ayrı. Mesela tebrik etmek lazım, bir Yeşilce örneği var. Gidip görmüşsünüzdür. Küçük bir örnektir. O belediye başkanımızı da kutluyorum. Teşekkür ederek kendisini anıyorum. Ordu’nun tanıtım tabelalarına, totemlerine fotoğraflarını koymak zorunda olduğumuz bizim için güzel bir örnektir. Yeşilce’de bunu yapılabildiğine göre ilçelerimizin her birinde benzeri bir çalışma yapılabilir. Maliyetli midir? Hayır, bana göre maliyetli değildir. Bu bir bakış açısıdır, bir görüş açısıdır. Ordu’yu havadan da inerken, paraşütle de uçarken, denizden deniz aracıyla da geçerken gören kişi bir tablo gibi görmek zorundadır. Bir ressamın fırçasından çıkmış bir şehir görüntüsüne Ordu’yu kazandırmak durumundayız. Belki bir güzellik bin ayıbı örter. Belki mevcudun varsa bir takım görsel sıkıntıları bu güzelleştirme çalışmalarıyla zannediyorum, hem bize çok güzel görünür hem de misafirlerimize Ordu’yu güzel görünür hale getirebiliriz. Yani Güzel Ordu kimliğini tertemiz Ordu, kaliteli ve çağdaş altyapısı olan bir Ordu, üst yapısı da bir tablo gibi güzel renklerle boyanmış, çatısız binası olmayan yani o ilkellikten kurtulmuş bir Ordu ki, bunu başarabiliriz. Yeni imar alanlarında da yeni sloganımız şu noktada geçte olsa, Sayın Cumhurbaşkanımızın son zamanlardaki yaklaşımını ben gönülden destekliyorum. Yıllardır savunduğum bir görüştür. Dikey mimari değil, bir yatay mimaridir. İnsan tabiatına uygun olan yatay mimaridir. Hele hele konutlarda. Belki işyerlerinde, ofis binalarında istisnai olarak dikey bina olabilir. Belki de o da bir güzelliktir, şehir için ama her şeyin bir dozajı vardır. Orantısı vardır. Orantı diye bir kavram vardır. Düşünürken, konuşurken orantılı olmak zorundayız. Şehirleri de yatay bina, dikey bina, boş alan, dolu alan yaparken orantılı olmak durumundayız. Belli nüfusun belli bir yeşil alana, belli bir meydana, belli bir sokağa, belli kaldırıma ihtiyacı var. Araçların trafikte seyri için belli bir altyapıya, yol ağına ihtiyacı var. Bunların hesabının yapılması lazım. Kısaca orantı kavramını dikkate alırsak, ne kadar nüfus ne kadar ihtiyaç, ne kadar araç ne kadar yol buradan hareket edersek, sorunu çözeriz. Orantıdan saptığımız anda o zaman orantısız bir şehir, orantısız bir gerçekle karşı karşıya kalır ve işin içinden çıkamayız. Yeni dönemde Türkiye’de ve Ordu’da özellikle yatay mimari bizim ilkemizdir. Bunu ben slogan olarak şöyle ifade ediyorum: ‘Yeryüzüyle barışan, gökyüzüyle yarışmayan bir mimari anlayış.’ Gökle yarışmaya ihtiyacımız yok. Hele hele bizim gibi düz arazide değiliz. Derelerimiz, tepelerimiz var bizim. Çok güzel. Tepenin üstüne tepe gibi yüksek bina kondurmanın da akla uygun bir yanı yok. Bunun yanlış olduğunu bilmek için imar planından da anlamaya gerek yok. Yeni bir kimliğimiz Ordu için Merkez Ordu’dur. Bu da benim Ordu’muza yakıştırdığım bir kimliktir. Yani 2011 yılında sizlerle beraber Ordumuzda siyaset yaptığımız dönemden itibaren Ordu Merkez olmalıdır, olacaktır tezini işledim. Bugün Allah’a şükür bu görüşümüz gerçek oldu.”   “SIRADA DENİZ VAR” Şahin, “Başta havalimanımız olmak üzere dedik ki, Ordu ulaşımın merkezi olmalıdır, oldu. Bunun en önemli adımı havalimanı ile atıldı. Ordu tarımın merkezi olmalıdır. Başta fındık, arkasından bal, organik ürünler ve daha sayacağımız üretim itibariyle Ordu tarımın merkezi olmalıdır. Ordu ulaşımın merkezi olmalıdır. Bu manada deniz ulaşımının merkezi olacağız. Hava ulaşımını hallettik, sıra denizdedir. Deniz ulaşımının merkezi olmalıdır. Bu denize artık daha uzaktan bakmamalıyız. Bu denizi hem yüzerek, hem balığını yiyerek, hem de bu denizin kaldırma gücünden yararlanarak denizden yararlanmalıyız.” diyerek deniz üzerine projeleri olduğunu açıkladı.   “ORDU TURİZMİN MERKEZİ OLMALIDIR” Ordu turizmin merkezi olması gerektiğini de ifade eden Şahin, “Ordu ağır sanayinin merkezi olamaz. O halde turizm yani bacasız sanayinin merkezi olmalıyız. Ordu kültürün merkezi olmalıdır. Ordu eğitimin merkezi olmalıdır. Ordu sporun merkezi olmalıdır. Ordu’ya bizim bakışımız bu özellikleriyle olmalıdır. Bütün çalışmalarımız bunların üzerine olmalıdır. Bunlar birbiriyle bağlantılı konulardır. Altyapınız varsa turist gelir. Tesisler varsa turist gelir, şehir temizse turist gelir. Bir şehir kültür şehriyse, sokaklarında sokak müzisyenleri varsa, resim galerileri, sanat galerileri, kitap evleri ve basının güçlü olduğu yere herkes gelir. Sanat eserlerinin sergilendiği ve festivallerin olduğu Ordu’ya herkes gelir. Antik araçların festivali neden yapılmasın Ordu’muzda. Tabii tarımın içinde birçok alt başlık var. Aybastı’da Yılgı atlarının korunduğu, misafirlerinde onları rahatsız etmeyeceği şekilde izleyebildiği bir Ordu’ya niye gelmesin insanlar. Bizim doğal potansiyellerimiz, bize yetecek kadar var. Bunların farkında olmalıyız. Şelalelerimiz var, ben hala bir kısmına gidemedim. Göllerimiz var, birçoğuna gidemeyen halkımız var. Ama gitmek için sağlıklı yol, gittiğin zaman rahat konaklama, estetik ortamda istirahat etme imkânının olması gerekiyor. Ordu vizyonumuzun ana başlıkları bunlar” dedi.   Saadet Partisi Ordu Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Şahin, ayrıca 9 Mart Cumartesi günü Ordu için yapacağı projeleri basın mensupları ve Ordulularla paylaşacağını bildirdi.                                                                                                                              Haber: Soner ÖZDEMİR