bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler deneme bonusu deneme bonusu veren siteler ecoplay deneme bonusu https://playdotjs.com/ deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren bahis siteleri youtube mp3 bonus veren siteler deneme bonusu veren siteler meritking giriş kingroyal giriş deneme bonusu veren siteler

'BABASIZ BÜYÜYENLERDEN BAŞKASI BENİ ANLAMAZ'

Sanat (İHA) - İhlas Haber Ajansı | 18.03.2021 - 17:24, Güncelleme: 05.01.2023 - 05:10 2514+ kez okundu.
 

'BABASIZ BÜYÜYENLERDEN BAŞKASI BENİ ANLAMAZ'

Aslen Ordulu olan sanatçı Şükriye Tutkun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında paylaştığı "Keşke benim de böyle bir babam olsa, ya da 'Keşke benim de babam olsa' diyesim geliyor" mesajıyla ilgili "Sözümü benim yaşadıklarımı yaşayanlardan, babasız büyüyenlerden başka kimse anlamaz" dedi.
Aslen Ordulu olan Sanatçı Şükriye Tutkun, kendisine dair merak edilenlerle ilgili olarak Hürriyet gazetesinden Tülay Demir'e açıklamalarda bulundu. Çocuk yaşta babası tarafından terk edildiklerini belirten Tutkun, "Babanız sizi niye terk etmiş?" sorusuna "Bir gün annemle kavga ediyorlar. Babam çekip gidiyor, boşanmak için falan da gelmiyor galiba. Yıllar sonra beni bulmak için geldiğinde ise trafik kazası geçiriyor" yanıtını verdi.   ◊ Kaç kardeşsiniz? - Annemden bir ablam, babamdan da bir abim var. Annemle babamın tek çocuğuyum.   ◊ Onlar da mı sizin gibi yurttaydı? - Yok. Ablam annemin ilk eşinden. Onlar ayrıldığında ablam babasında kalmış, babaannesi bakmış. Abimse babamın yanındaydı, Ordu’da... Sersefil olmuş, babam ona da sahip çıkmamış.   ◊ Babanız sizi niye terk etmiş? - Bir gün annemle kavga ediyorlar. Babam çekip gidiyor, boşanmak için falan da gelmiyor galiba. Yıllar sonra beni bulmak için geldiğinde ise trafik kazası geçiriyor.   ◊ Tam Türk filmi... - Maalesef bu kadar da değil. Sonrasında evde babamın sebep olduğu çok büyük bir yangın çıkıyor. Annemden sonraki eşi ve iki kızları, o yangında can veriyor. Babam daha da iflah olmuyor. 59’unda vefat etti.   ◊ Hiç görüşme fırsatı bulmuş muydunuz? - İki kere. İkisinde de hastanedeydi... Yani toplasan bir saat konuşmuşluğumuz yok. Yani “Tayyip Erdoğan’ı baba gibi görüyorum” sözümü, benim yaşadıklarımı yaşayanlardan, babasız büyüyenlerden başka kimse anlamaz.   ◊ Yaşadığınız son sosyal medya linçinin konusunu da böylece siz açmış oldunuz. Neden öyle bir paylaşım yapma gereği duydunuz? - Ya siz Tayyip Bey’in torunuyla olan o fotoğrafı gördünüz mü? O kadar güzel bir fotoğraf ki, açıkçası özendim. Çünkü ben hayatımda hiç böyle bir şey yaşamadım. Aslında aynı fotoğrafı, yanlış hatırlamıyorsam babamın ölüm yıldönümüydü, paylaşmıştım ben. O kare bir kez daha karşıma çıkınca yine paylaşayım dedim.   ◊ Sosyal medyadaki dalgalanmadan sonra kendisiyle hiç bunları konuştunuz mu? - Tayyip Bey’le mi?   ◊ Evet... - Yok. Tayyip Bey’le bugüne kadar hiç görüşmedim ki bunu konuşayım. Bir kere el sıkışmışlığım var, o kadar. Ama Emine Hanım ile çok konuştuk. Sağ olsun sever, destekler beni, ben de kendisini çok severim.   ◊ Siz kaç yaşındaydınız yurda bırakıldığınızda? - 2... Çocuklar için yurttakiler artık ailen oluyor. Çok yakın bir arkadaş ediniyorsun mutlaka, her şeyini onunla paylaşıyorsun. Birbirinizi koruyorsunuz. Ablaların koruduğu küçük kızlar oluyor ayrıca...   ◊ Ablalar, küçükleri neden koruyorlardı? - Her çocuk o kadar da iyi ve uyumlu olmuyor maalesef. Bazıları bana da işkence ederdi. Ölü fare getirip gösterirlerdi, ellerimi bağlarlardı. Belki küçükken aynı şeyleri başkaları da onlara yaptı. Bilemezsin ki... Ama istisna onlar tabii. Sevgi ilişkisi ve dayanışma çok daha fazladır çocuklar arasında...   ◊ O dayanışma günleri yurttan ayrılınca unutuluyor mu? - Yoo... Benim hâlâ görüştüğüm arkadaşlarım var. Beni koruyan Ayten mesela, 8-9 yaşlarından beri beraberiz.   BENİ KEŞFEDEN YURTTAKİ HOCALARIMDI ◊ Şarkı söylemeyi sever miydiniz? - Severdim. Çok da söylerdim. Bana hep şarkı söyletirlerdi. Zaten oradaki hocalarım keşfetti beni. Kimileri çıkıp kötülüyor ya onları, çok yanlış. Zamanında Uğur Dündar yatılı yurtlarla ilgili bir program hazırladı hani, ondan sonra insanlar bütün yurtlara “taciz yuvası” gözüyle bakmaya başladı. Tabii bu durumda biz de taciz mağduru! Herkes acıyarak bakıyordu. Sonra bir de iğrenç dizi yaptılar; “Kırgın Çiçekler”. Yurt kızları arasında hırsız mı ararsın, katil mi...   ◊ Ama algı zaman içinde değişti sanki, siz ne düşünüyorsunuz? - Emine Erdoğan hanımefendi bunun için çok uğraşıyor. Konuyu önemsiyor, “koruyucu aile” diyor. Yurt diye bir şey kalmadı zaten, Sevgi Evleri oldular artık.   ◊ Değişen sadece isim mi? - Hayır tabii ki. En azından çocuklar normal yatakta yatıyor. Benim zamanımda demir karyola vardı, Hapishane gibiydi. Biz dışarıya da çıkamıyorduk, öyle bakkalmış çakkalmış falan yoktu. Yıllar önce benim de kaldığım Kasımpaşa Çocuk Yuvası’na uğradım bir gün, çocuklar okçuluk kursuna başlamış, inanamadım. Ayrıca her çocuğu iş sahibi yapmaya çalışıyorlar. Eskiden 18 yaş dedin mi sokağa bırakırlardı, şimdi öyle bir şey yok. Devlet, her şekilde destek olmaya çalışıyor.
Aslen Ordulu olan sanatçı Şükriye Tutkun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında paylaştığı "Keşke benim de böyle bir babam olsa, ya da 'Keşke benim de babam olsa' diyesim geliyor" mesajıyla ilgili "Sözümü benim yaşadıklarımı yaşayanlardan, babasız büyüyenlerden başka kimse anlamaz" dedi.

Aslen Ordulu olan Sanatçı Şükriye Tutkun, kendisine dair merak edilenlerle ilgili olarak Hürriyet gazetesinden Tülay Demir'e açıklamalarda bulundu. Çocuk yaşta babası tarafından terk edildiklerini belirten Tutkun, "Babanız sizi niye terk etmiş?" sorusuna "Bir gün annemle kavga ediyorlar. Babam çekip gidiyor, boşanmak için falan da gelmiyor galiba. Yıllar sonra beni bulmak için geldiğinde ise trafik kazası geçiriyor" yanıtını verdi.

 

◊ Kaç kardeşsiniz?

- Annemden bir ablam, babamdan da bir abim var. Annemle babamın tek çocuğuyum.

 

◊ Onlar da mı sizin gibi yurttaydı?

- Yok. Ablam annemin ilk eşinden. Onlar ayrıldığında ablam babasında kalmış, babaannesi bakmış. Abimse babamın yanındaydı, Ordu’da... Sersefil olmuş, babam ona da sahip çıkmamış.

 

◊ Babanız sizi niye terk etmiş?

- Bir gün annemle kavga ediyorlar. Babam çekip gidiyor, boşanmak için falan da gelmiyor galiba. Yıllar sonra beni bulmak için geldiğinde ise trafik kazası geçiriyor.

 

◊ Tam Türk filmi...

- Maalesef bu kadar da değil. Sonrasında evde babamın sebep olduğu çok büyük bir yangın çıkıyor. Annemden sonraki eşi ve iki kızları, o yangında can veriyor. Babam daha da iflah olmuyor. 59’unda vefat etti.

 

◊ Hiç görüşme fırsatı bulmuş muydunuz?

- İki kere. İkisinde de hastanedeydi... Yani toplasan bir saat konuşmuşluğumuz yok. Yani “Tayyip Erdoğan’ı baba gibi görüyorum” sözümü, benim yaşadıklarımı yaşayanlardan, babasız büyüyenlerden başka kimse anlamaz.

 

◊ Yaşadığınız son sosyal medya linçinin konusunu da böylece siz açmış oldunuz. Neden öyle bir paylaşım yapma gereği duydunuz?

- Ya siz Tayyip Bey’in torunuyla olan o fotoğrafı gördünüz mü? O kadar güzel bir fotoğraf ki, açıkçası özendim. Çünkü ben hayatımda hiç böyle bir şey yaşamadım.

Aslında aynı fotoğrafı, yanlış hatırlamıyorsam babamın ölüm yıldönümüydü, paylaşmıştım ben. O kare bir kez daha karşıma çıkınca yine paylaşayım dedim.

 

◊ Sosyal medyadaki dalgalanmadan sonra kendisiyle hiç bunları konuştunuz mu?

- Tayyip Bey’le mi?

 

◊ Evet...

- Yok. Tayyip Bey’le bugüne kadar hiç görüşmedim ki bunu konuşayım. Bir kere el sıkışmışlığım var, o kadar. Ama Emine Hanım ile çok konuştuk. Sağ olsun sever, destekler beni, ben de kendisini çok severim.

 

◊ Siz kaç yaşındaydınız yurda bırakıldığınızda?

- 2... Çocuklar için yurttakiler artık ailen oluyor. Çok yakın bir arkadaş ediniyorsun mutlaka, her şeyini onunla paylaşıyorsun. Birbirinizi koruyorsunuz. Ablaların koruduğu küçük kızlar oluyor ayrıca...

 

◊ Ablalar, küçükleri neden koruyorlardı?

- Her çocuk o kadar da iyi ve uyumlu olmuyor maalesef. Bazıları bana da işkence ederdi. Ölü fare getirip gösterirlerdi, ellerimi bağlarlardı. Belki küçükken aynı şeyleri başkaları da onlara yaptı. Bilemezsin ki... Ama istisna onlar tabii. Sevgi ilişkisi ve dayanışma çok daha fazladır çocuklar arasında...

 

◊ O dayanışma günleri yurttan ayrılınca unutuluyor mu?

- Yoo... Benim hâlâ görüştüğüm arkadaşlarım var. Beni koruyan Ayten mesela, 8-9 yaşlarından beri beraberiz.

 

BENİ KEŞFEDEN YURTTAKİ HOCALARIMDI

◊ Şarkı söylemeyi sever miydiniz?

- Severdim. Çok da söylerdim. Bana hep şarkı söyletirlerdi. Zaten oradaki hocalarım keşfetti beni. Kimileri çıkıp kötülüyor ya onları, çok yanlış. Zamanında Uğur Dündar yatılı yurtlarla ilgili bir program hazırladı hani, ondan sonra insanlar bütün yurtlara “taciz yuvası” gözüyle bakmaya başladı. Tabii bu durumda biz de taciz mağduru! Herkes acıyarak bakıyordu. Sonra bir de iğrenç dizi yaptılar; “Kırgın Çiçekler”. Yurt kızları arasında hırsız mı ararsın, katil mi...

 

◊ Ama algı zaman içinde değişti sanki, siz ne düşünüyorsunuz?

- Emine Erdoğan hanımefendi bunun için çok uğraşıyor. Konuyu önemsiyor, “koruyucu aile” diyor. Yurt diye bir şey kalmadı zaten, Sevgi Evleri oldular artık.

 

◊ Değişen sadece isim mi?

- Hayır tabii ki. En azından çocuklar normal yatakta yatıyor. Benim zamanımda demir karyola vardı, Hapishane gibiydi. Biz dışarıya da çıkamıyorduk, öyle bakkalmış çakkalmış falan yoktu. Yıllar önce benim de kaldığım Kasımpaşa Çocuk Yuvası’na uğradım bir gün, çocuklar okçuluk kursuna başlamış, inanamadım. Ayrıca her çocuğu iş sahibi yapmaya çalışıyorlar. Eskiden 18 yaş dedin mi sokağa bırakırlardı, şimdi öyle bir şey yok. Devlet, her şekilde destek olmaya çalışıyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve orducu.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.