ONLARIN SEVGİSİ DÜNYAYA YETER

Özel Alize Yeni Ufuklar Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezi Kurucu Müdürü Özel Eğitim Öğretmeni Tekin Çelenk 21 Mart Down Sendromlular Farkındalık günü dolayısıyla veli ve kamuoyuyla şu bilgileri paylaştı.

               

Ortalama her 800 doğumdan birinde görülen +1 kromozomluların lise, üniversite bitirebildiğini ve bağımsız hayat kurabildiğini söyleyen Çelenk, “Down sendromlu çocuklar dış görünüş olarak birbirlerine çok benziyor görünseler de aslında her birinin farklı yetenekleri ve kişilik özellikleri vardır. Her çocuk tektir ve tek başına bir kişiliktir. Bu nokta asla unutulmamalıdır.  Bu çocuklar da destek eğitim programlarının 0-6 aylıktan itibaren uygulanması onların gelişimi açısından çok önemlidir. Çocuğun kendisini daha iyi ifade edebilmesi, çevresini ve kendisini daha kolay algılayabilmesi için çocuk şarkıları, resimli kitaplar ve basit materyaller çok önem taşımaktadır. Aynı zamanda materyallerin güncel olması ve tanınırlığı eğitimde daha iyi sonuç verecektir.”

 

Down sendromlu çocukların ihtiyaçları diğer çocukların ihtiyaçlarından farklı olmadığını söyleyen Tekin Çelenk, “Onlarda çevresinde bulunan kişilerle olmaktan mutluluk duyarlar. Çevrelerini keşfetmek, oynamak, öğrenmek isterler. Bunu diğer çocuklarla aynı hızda ve zamanda yapamayabilirler. Özverili ve planlı çalışma ile çocuğunuzun bunları öğrenebileceğinden emin olabilirsiniz. Her birey gibi bu bireylerde farklı algı düzeyine, yetenek ve kişiliğe sahiptirler. Buradaki önemli nokta çocuğun kapasitesini maksimum düzeyde kullanabilmesi için zamanında ve doğru desteğin verilmesidir. Bütün bu imkanlar sağlanırsa bu tür çocuklarda başarı oranı artacaktır. Hemen hepsi okula gidebilecek, sosyal yaşama katılabilecek çoğu yarı bağımsız yaşamlar kurabilecektir. Eskiden okuyamaz denilen bu bireyler artık lise hatta üniversite bitirebiliyor ikinci bir dil öğrenebiliyorlar. Ancak bu durum doğumdan itibaren başlayan sistemli bir çalışmanın sonunda meydana geliyor.”                      

 

Down sendromlu bireylerin ortalama yaşam süreleri 60 yıl civarı olduğunu söyleyen Özel Eğitmen Çelenk, “80’li yaşlara ulaşan bireylerde mevcuttur. Bu bireylerin sosyal hayatta tüm insanlarla beraber izole edilmeden yaşamlarını sürdürmelerinin büyük önemi vardır. Down sendromlu çocuk sahibi ailelere bu süreçte güncel bilgi, pozitif yaklaşım ve çocuğu kabullenebilme gibi destek eğitiminde bulunulmalıdır. Bu ailelerin ilk başvuru kaynağı olan hekimlerin bu bireylere sadece tıbbi konularda değil eğitim, sosyal ve gelişim alanlarında çok yönlü ve kapsayıcı bilgi akışı sağlamaları çok önemlidir. Hastane sürecinden sonraki müracaat yerimiz ise Rehberlik ve Araştırma Merkezlerimizdir.”

 

Çelenk son olarak, “Yapmamız gereken erken tanı ve teşhisten sonra,  erken, aralıksız ve uzun soluklu eğitimdir. Erken, aralıksız ve uzun soluklu eğitimin uygulama yerleri resmi okullarımız, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerimizdir. Eğlenmeyi seven, dost canlısı birazcık inatçı dostlarımızın günleri kutlu olsun.”

Özel Alize Yeni Ufuklar Özel Eğitim Rehabilitasyon Merkezi Kurucu Müdürü Özel Eğitim Öğretmeni Tekin Çelenk 21 Mart Down Sendromlular Farkındalık günü dolayısıyla veli ve kamuoyuyla şu bilgileri paylaştı.

               

Ortalama her 800 doğumdan birinde görülen +1 kromozomluların lise, üniversite bitirebildiğini ve bağımsız hayat kurabildiğini söyleyen Çelenk, “Down sendromlu çocuklar dış görünüş olarak birbirlerine çok benziyor görünseler de aslında her birinin farklı yetenekleri ve kişilik özellikleri vardır. Her çocuk tektir ve tek başına bir kişiliktir. Bu nokta asla unutulmamalıdır.  Bu çocuklar da destek eğitim programlarının 0-6 aylıktan itibaren uygulanması onların gelişimi açısından çok önemlidir. Çocuğun kendisini daha iyi ifade edebilmesi, çevresini ve kendisini daha kolay algılayabilmesi için çocuk şarkıları, resimli kitaplar ve basit materyaller çok önem taşımaktadır. Aynı zamanda materyallerin güncel olması ve tanınırlığı eğitimde daha iyi sonuç verecektir.”

 

Down sendromlu çocukların ihtiyaçları diğer çocukların ihtiyaçlarından farklı olmadığını söyleyen Tekin Çelenk, “Onlarda çevresinde bulunan kişilerle olmaktan mutluluk duyarlar. Çevrelerini keşfetmek, oynamak, öğrenmek isterler. Bunu diğer çocuklarla aynı hızda ve zamanda yapamayabilirler. Özverili ve planlı çalışma ile çocuğunuzun bunları öğrenebileceğinden emin olabilirsiniz. Her birey gibi bu bireylerde farklı algı düzeyine, yetenek ve kişiliğe sahiptirler. Buradaki önemli nokta çocuğun kapasitesini maksimum düzeyde kullanabilmesi için zamanında ve doğru desteğin verilmesidir. Bütün bu imkanlar sağlanırsa bu tür çocuklarda başarı oranı artacaktır. Hemen hepsi okula gidebilecek, sosyal yaşama katılabilecek çoğu yarı bağımsız yaşamlar kurabilecektir. Eskiden okuyamaz denilen bu bireyler artık lise hatta üniversite bitirebiliyor ikinci bir dil öğrenebiliyorlar. Ancak bu durum doğumdan itibaren başlayan sistemli bir çalışmanın sonunda meydana geliyor.”                      

 

Down sendromlu bireylerin ortalama yaşam süreleri 60 yıl civarı olduğunu söyleyen Özel Eğitmen Çelenk, “80’li yaşlara ulaşan bireylerde mevcuttur. Bu bireylerin sosyal hayatta tüm insanlarla beraber izole edilmeden yaşamlarını sürdürmelerinin büyük önemi vardır. Down sendromlu çocuk sahibi ailelere bu süreçte güncel bilgi, pozitif yaklaşım ve çocuğu kabullenebilme gibi destek eğitiminde bulunulmalıdır. Bu ailelerin ilk başvuru kaynağı olan hekimlerin bu bireylere sadece tıbbi konularda değil eğitim, sosyal ve gelişim alanlarında çok yönlü ve kapsayıcı bilgi akışı sağlamaları çok önemlidir. Hastane sürecinden sonraki müracaat yerimiz ise Rehberlik ve Araştırma Merkezlerimizdir.”

 

Çelenk son olarak, “Yapmamız gereken erken tanı ve teşhisten sonra,  erken, aralıksız ve uzun soluklu eğitimdir. Erken, aralıksız ve uzun soluklu eğitimin uygulama yerleri resmi okullarımız, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerimizdir. Eğlenmeyi seven, dost canlısı birazcık inatçı dostlarımızın günleri kutlu olsun.”