'DEĞERİ KAT KAT YÜKSEK'

Konya Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Kan, Ordu’da orman gülünden yapılan balın markalaşması halinde büyük talep göreceğini söyledi.

Tıbbi bitkiler hakkında çiftçilere eğitim vermek üzere Ordu’ya gelen Konya Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Kan, dünyada yeniden doğal ürünlerle tedavi olma akımın güçlenmeye başladığını belirterek, “Bu bitkiler alanında Türkiye çok zengin. Neredeyse tek başına bütün Avrupa’da bulunan bitkiler Türkiye’de bulunuyor. Türkiye’de de Ordu’nun da içinde bulunduğu Doğu Karadeniz çok zengin. Ancak bu zenginlik bu bitkilerin ister işlenerek, ister kurutularak isterse ilaç sanayinde hammadde haline getirilerek yapılan ürünlerin satışından elde edilecek gelire yansımıyor. Oysaki bu alanda çok büyük bir potansiyel var.“ dedi.

Yüzde yüz imza atıyorum

Bir zamanlar Fransa’ya gittiğini ifade eden Prof. Dr. Kan, “Orada lavanta müzesini gezdim. Bütün lavanta çeşitleri olduğu gibi lavantadan yapılan bütün ürünüler de-kokusu gibi sabunu gibi- o müzede bulunuyordu. Bir şey dikkatimi çekti. Orada sadece lavantadan yapılan bal da vardı. Küçük bir şişesinin üzerinde de 15 avro yazıyordu.  Ordu’nun da orman gülü var. Yüzde yüz imza atıyorum sizin o orman gülü balının değeri lavanta balının değerinden kat kat daha yüksek. Biz niye bunu düşünmüyoruz. Bizim niye orman gülü balımız marka olmasın? Bunlar sürekli konuştuğumuz ancak artık önümüzdeki dönem hayata geçirmemiz gereken konular. Ordu Orman Gülü balı olmalı. Bunun da standardı, kalitesi belli olmalı.” diye konuştu.         

Hekim dünyası hazır

Zaman zaman pek çok doktorun bulunduğu ve bu tür konuların ele alındığı toplantılara katıldığını aktaran Prof. Dr. Kan, “Onlar bu tür ürünleri tedavi de kullanmak için hazırlar. Hastalarına bu tür ürünleri vermek istiyorlar. Ancak onlar açısından bir tek sorun var. Onu da ‘biz kalitesi, standardı belli bu ürünleri nerede bulacağız’ diyerek ifade ediyorlar.  Bu durum orman gülü balı için geçerli olduğu gibi sizin kaldirik dediğiniz bitkiniz için de geçerli. Melocan dediğiniz diken ucu bitkiniz için de geçerli. Taflan dediğiniz karayemiş için de geçerli. Tek sorun bunların belli bir kalitede üretilmesi. Yoksa pazar sorunu yok.” şeklinde konuştu.                 

Güzel isimler seçilmeli

Ordu’da orman gülünden yapılan bala ‘deli bal’ dendiğini dile getiren Prof. Dr. Kan, sözlerini şöyle tamamladı; “Ben bu isimlendirmeye çok üzülüyorum. Deli bal deniyor ona. Ne demek deli bal? İnsan hiç kendi değerine bunu yapar mı? Ayaklarına kurşun sıkar mı? Bunun adını duyan insan bir kere ürperir. Adı bile insanı ürkütüyor. Bayburt’ta ta kreyders var ona da yalancı iğde diyorlar. Niye böyle olsun ki. Niye yalancı olsun ki. Bizim bunlara güzel bir simi vererek onları markalaştırmamız lazım. Bu yapıldıktan sonra satışı kolay zaten. Çünkü bunlar talebi olan ürünler.”