BU ÇOK BAŞKA BİR HİKAYE

O Yavuz Kayacık. 52 yaşında. Ordu’nun Altınordu ilçesindeki otogarda simitçilik yapıyor. Onun hikayesi gerçekten bambaşka. Aslen Giresun’un Alucra ilçesinden. Ankara’da doğmuş, Sabah Gazetesi’nin Ankara’daki matbaasından da 6 yıl önce emekli olmuş. Asıl mesleği makine elektrik teknisyenliği.

O aynı zamanda da bir şair hem de ödüllü bir şair. Hatta ünlü sanatçı Fatih Kısaparmak’ın eşi Şebnem Kısaparmak yaptığı televizyon programlarında onunu da şiirlerini seslendirmiş.

Onun hikayesi başka dedik ya. Elbette bu kadar da değil. Giresun Medya Platformu üyesi olan Kayacık, Alucra ve Giresun’la ilgili çeşitli internet sitelerinin editörlüğünü; Giresun’daki kimi gazetelerde de yazarlık yapmış.

Alın terimle kazanmak istedim

Önceden hızlı bir sosyal hayat sürdüğünü ifade eden Kayacık, emekli olduktan sonra Ordu’ya yerleşme kararı almış. Burada bir süre mesleği olan matbaacılık ile ilgili iş aramış, ancak bulamamış. Bunun üzerine boşluğa düştüğünü ifade eden Kayacık, alın teri ile kazanmak istediğini bu sebeple de otogarda simitçi ihtiyacı olduğunu öğrenince bu işe başvurduğunu anlatıyor. Bu başvuru kabul edilince de Kayacık işe başlamış. Kayaçık son 3 yıldır Ordu Otogarı’nda her gün simit satıyor. Burası onun kendi yeri değil o burada sadece bir çalışan. Günlüğü 50-60 Lira’ya simit satan ödüllü şair, yazar ve matbaa ustası Kayacık’ın mesaisi sabah 5:30-6:00 gibi başlıyor akşam ise 18:00’de bitiyor.

Matbaacı-Şair-Yazar ve Simitçi

Youtube gibi sitelerde hem kendisinin hem de çeşitli sanatçılar tarafından şiirlerinin seslendirildiği videolar bulunan Kayacık, yorucu temposu olsa da işini severek yaptığını ifade ederek, “Kibrim çoktu benim. Bu iş benim kibrimi kırdı. Kurtuldum. Kibir çok kötü bir şey, çok çirkin bir elbise. Kibir insanın diğer insanlara hor gözle bakmasına neden oluyor. Nasıl anlatayım çirkin bir şey işte. Emekli olduğumda kendimi sorgulamak için zamanım oldu. O sorgulamayı yapınca kendimde kibri gördüm. Onu kırmak istedim. İlk zamanlar simit satarken zorlandığım onlar da oldu, olmadı değil ama kurtuldum. Böyle bir tecrübeyi yaşamış biri olarak insanlara Allah’ın bir kulu olarak bakmalarını öneriyorum, rica ediyorum. Bu önemli. Her insan doğarken eşittir. Ama ölürken eşit olmayacaklar. Kimi günahıyla, kimi sevabıyla gidecek.” dedi.

Gariplere ücretsiz simit

“Ben 50 yıl bu kibirle yaşadım huzuru bulamadım ancak şu anda simit satıyorum fakat huzurluyum.” diyen Kayacık, “Bu işi yaparken değişik insanlar da tanıyorum. Kimisinin hastası oluyor, maddi durumu olmuyor. Eksiği oluyor, gediği oluyor. Onlara buradan ücretsiz simit verebiliyorum. Çok fazla maddi imkanım olmadığı bunu yapabiliyorum. Bu da bana hoş geliyor. Diğer insanları gördükten sonra şu anki halime binlerce kez şükrettiğim zamanlar çok oluyor. Ben her halimize şükredelim derim. Arkadaşlık çök önemli. Karga ile dolaşırsanız çöplüğe, bülbül ile dolaşırsanız gül bahçesine gidersiniz. Çöplüğe de girdim ben. Orayı da biliyorum. Bu halimden de gocunmuyorum. Şu anda gülle birlikte yaşıyorum.” şeklinde konuştu.  

Ordu Simidi hediyelik oldu

Kayıcık, Ordu Simidi’nin de çok farklı bir tadı olduğunu belirterek, artık hediyelik bir ürünü olduğunu yolculuk yapanların fındık yerine Ordu Simidi hediye götürdüğünü sözlerine ekledi.                                 

Bu Arada… Bu Arada… Bu Arada….

KÜMBET

Kümbet yaylasından geçemez oldum

Gurbette kim dostum seçemez oldum

Dert ile hasreti çektim artık yoruldum

Ne yapsam ne etsem bilemez oldum