SÖZÜN SULTANLARIYLA GEÇMİŞE YOLCULUK

Ordu Üniversitesi’nde "Sözün Sultanları"yla geçmişe yolculuk yapıldı. ODÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Kuzubaş tarafından verilen konferansta Osmanlı padişahlarının tarihe geçen sözleri ve bu sözlerin anlamları irdelendi.

ODÜ Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammet Kuzubaş, Osmanlı padişahlarını konu alan "Sözün Sultanları" adlı konferans ile katılımcılara geçmişe bir yolculuk yaptırdı. Konferansta, Türk ve Dünya tarihine damgasını vurmuş, çok geniş bir coğrafyada yüzyıllar boyunca cihan yönetimine yön veren Osmanlı padişahlarının tarihe geçen sözleri ve bu sözlerin anlamları irdelendi. ODÜ Tıp Fakültesi Morfoloji Binası Konferans Salonunda Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Türkçe Kulübünün ev sahipliğinde gerçekleştirilen konferansa akademisyenler ve öğrencilerin yoğun ilgisi vardı. Konuşmasına "Söz; insanların kişiliklerini, karakterlerini, iç dünyalarının dışa yansıtmasına vesile olan en güzel nimetlerden birisidir." diyerek Yunus Emre'nin “söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz” dörtlüğü ile başlayan Doç. Dr. Muhammet Kuzubaş, "söz"ün manası ve yaşamımızdaki önemini tarihimizdeki şair padişahların hayatlarından ve onların sözlerinden örnekler sunarak büyük bir ustalıkla katılımcılara aktardı. "Mevlânâ vesilesiyle insanlara muhabbetle bakmayı, Yûnus’la hoşgörüyü, Süleyman Çelebi ile Peygamber sevgisini ve Fuzûlî ile de aşkın zirvelerini fark ediyoruz." diyerek dinleyenlerin gönül tellerine dokunan Dr. Muhammet Kuzubaş, Millet olarak güçlü bir söz geleneğine sahip olduğumuzu şu sözlerle belirtti: "Büyük millet, güçlü devlet olmanın yolu tarihiyle, kültürüyle yani ecdadıyla sağlam bir irtibattan geçmektedir. Bu manada Yahya Kemâl, 'Kökü mâzîde olan âtîyim' diyor. Temeli sağlam olan bir bina gibi düşünmek lazım bunu. Temelsiz bir binanın yıkılması anlıktır, kökü olmayan bir ağaç çabucak çürür. Sağlam temellere dayanan milletler tarih sahnesinde önemli misyonlar ifa edebilirler. Bizim en yakın temelimiz bir cihan devleti kurmuş bir maziye dayanıyor. Bu sebeple ecdadımızı tanımak, onların gönül dünyaları ile irtibat sağlamak onları daha iyi anlamamıza ve milletimizin bekâsı yolundaki icraatlarımızda müspet veya menfi kararlar alabilmemizin de önünü açar." Varisi olduğumuz için iftihar ettiğimiz Osmanlı İmparatorluğu’nda toplumun her kademesinde şiire ve güzel söze son derece önem verildiğini vurgulayan Doç. Dr. Muhammet Kuzubaş, konferansta "sözü sultanlarına bırakalım." diyerek bir yandan tarihimize damgasını vuran Osmanlı padişahlarının günümüze kadar ulaşan söz ve şiirlerini okudu bir yandan da bu söz ve şiirlerin ihtiva ettiği anlamları irdeleyerek tarihimize ışık tuttu. Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey'in devletin kuruluş felsefesini, ideallerini ve hedeflerini anlattığı şiirinden yola çıkarak vurgulayan Doç. Dr. Muhammet Kuzubaş, daha sonra 15. yüzyılda, bir çağı kapatıp yepyeni bir çağ açan İstanbul'un Fatihi olarak anılan Fatih Sultan Mehmed, Suriye’den Mısır’a kadar Osmanlı’nın sınırlarını genişleten Yavuz Sultan Selim ve 16. yüzyılda bir cihan devletinin padişahı olarak "Muhteşem Süleyman" olarak nam salmış olan Kanuni Sultan Süleyman'ın Muhibbî mahlasıyla yazdığı şiirlerini okudu.