'EVET'TE HAYIR'DA DİYEN TÜRK MİLLETİNİN FERDİ'
'EVET'TE HAYIR'DA DİYEN TÜRK MİLLETİNİN FERDİ'
Karadeniz Bölgesindeki Baro Başkanları, referandum süreciyle ilgili açıklama yaptılar. 14 Baro Başkanının imzasını taşıyan açıklamada, düşüncesi ne olursa olsun EVET diyenlerin de HAYIR diyenlerinde Türk Milletinin bir ferdi olduğu unutulmamalı denildi.
Karadeniz Bölgesi’ndeki 14 İlin Baro Başkanları Anayasa ve referandum süreciyle ilgili ortak bir açıklama yaptı. Aralarında Ordu Baro Başkanı Haluk Murat Poyraz’ın da bulunduğu Baro Başkanları’nın açıklaması şu şekilde;
Anayasalar, Toplumun büyük çoğunluğunun ortak yaşam amacıyla Devlete verilen yetki ve yönetim şekilleri ile bireylerin hak ve özgürlüklerinin sınırlarının belirlendiği, hukuksal TOPLUM SÖZLEŞMELERİDİR. Bu sözleşmeler hazırlanırken toplumun tüm kesimlerinin birleştikleri ve anlaştıkları geniş bir mutabakat aranması esastır. Çünkü Anayasalar aynı zamanda herkesin savunması gereken esasları içermek ve toplumu kucaklamak zorundadırlar. TBMM’de kabul edilen son Anayasal değişikliğin hazırlanma, topluma sunulma ve tanıtma süreci ne yazık ki yeterince gerçekleşememiş, belirleyici nitelikte konsensüsün sağlanması için başta ilgili sivil toplum örgütleri olan Baroların, Üniversitelerin ve Anayasa ile ilgili kurumların görüşleri alınmamıştır. Aynı şekilde OHAL şartlarında bir referanduma gidilmesi de değişikliğin meşruiyetine zarar verecektir.
Ülkemizde Yönetim anlamında sistemsel değişiklik onlarca yıldır tartışılmaktadır. Bir sistemsel değişiklik ihtiyacı BÜYÜK TÜRK MİLLETİ tarafından uygun bulunması halinde gerçekleşebilir. ANCAK bu yapılırken İnsanlığın bugün itibarıyla ulaştığı en ideal sistem olan Demokratik Hukuk Devletinin olmazsa olmaz temel unsurları olan ve denge-fren unsuru niteliğindeki KUVVETLER AYRILIĞININ mutlak suretle korunması gerekir. Son değişiklikte özellikle TBMM’nin, denge unsurunun ortadan kalktığı, TBMM de kabul edilen Yasaların Cumhurbaşkanınca veto edilmesi halinde tekrar yasalaşmasının pratik olarak mümkün olmadığı, Bakanların atanmasında TBMM’in onayının alınmaması ve Cumhurbaşkanının Meclisi feshetme yetkisi ile donatılmış olması TBMM’ni adeta işlevsiz hale gelmesine neden olacaktır.
Kuvvetler Ayrılığının bir diğer unsuru; Yargı Bağımsızlığı ve İdarenin Yargı Denetimine tabii olmasıdır. Yeni düzenleme ile Anayasa Mahkemesi Üyelerinin tamamına yakınının ve Hakimler ve Savcılar Kurulunun önemli bir kısmının Partili bir Cumhurbaşkanı tarafından atanması Yargı Denetiminin yok olacağı, yargının da Meclis gibi işlevsiz hale geleceğinin endişesini taşımamıza neden olmaktadır. ÖZELLİKLE PARTİLİ BİR CUMHURBAŞKANININ yargıya bu denli müdahil olması karşısında, o partiye oy vermemiş vatandaşların, yargıya başvurularında ADİL YARGILANACAĞI HİSSİ DUYMAMA İHTİMALİ DAHİ, DEVLETİN TEMELİNİ OLUŞTURAN YARGIYA büyük zarar ve rahatsızlık verecektir. Adalet duygusunun kaybolduğu hiçbir devlet yapısının ayakta kalması mümkün değildir. O nedenle ADALET MÜLKÜN TEMELİDİR sözü tüm Mahkeme salonlarında yer bulmaktadır.
Öte yandan Cumhurbaşkanları, Türk Milletinin tamamını temsil ederken, partili bir cumhurbaşkanı sadece kendi partisini ve kendisine oy verenleri temsil eder hale gelecektir. Bu husus ise birlik ve beraberliğimizin her zaman timsali olmuş Cumhurbaşkanlığı makamına, dolayısı ile birlik ve beraberliğimize ve bunun korunmasına zarar verebilecektir. Başka ülkelerde partili cumhurbaşkanı örneğinin verilmesi, o ülkelerin demokrasi kültürü ve birikiminin bizim yapımızla uyuşmadığının göz ardı edilmesinden başkaca bir şey değildir.
Bir diğer endişemiz, Cumhurbaşkanına verilen yetki ile Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yeni coğrafi bölgelerin kurulabilmesi, Türk Milletinin BÖLÜNME endişelerini artırmaktadır. Bu ve benzeri değişikliklerin Milletin tamamından yetki almış TBMM. de olması gerekir ki, On yıl sonra kimin Cumhurbaşkanı olacağının bilinmediği bir süreçte bu husus büyük tedirginliğe neden olmaktadır.
Referandum sürecinde, en çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olan bir dönem de düşüncesi ne olursa olsun EVET diyenlerin de HAYIR diyenlerinde Türk Milletinin bir ferdi olduğu unutulmamalı, herkesin fikirlere saygı duyarak birlik ve beraberliğimizi bozacak davranışlardan uzak durulması gerekmektedir. Yine Devlet Organ ve Kurumlarının Referandum sürecin de tüm taraflara eşit mesafe de kalması, Devlet mekanizmasının bir baskı aracı haline getirilmesinden özenle kaçınılması gerekmektedir. Aksi durum, referandum sonuçlarının meşruluğunun tartışmaya açılmasına neden olacaktır.
Barolar ve Avukatlar, halkın, insan haklarının, demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün savunucularıdır. Hiçbir siyasal yapının veya düşüncenin temsilcisi olamazlar. Belirttiğimiz kaygılar, hangi siyasal parti veya kişi iktidarda olursa olsun Devletin ve Ülkenin büyük sıkıntılar yaşayacağı endişesinden kaynaklanmaktadır. Taktir elbette ki Türk Milletinin olacaktır.
Kamuoyu ile saygıyla paylaşırız.
AMASYA BARO BAŞKANI
Av.A.Melik DERİNDERE
ARTVİN BARO BAŞKANI
Av.Ali Uğur ÇAĞAL
BARTIN BARO BAŞKANI
Av.Ferhat PARLATIR
BOLU BARO BAŞKANI
Av. Ferit ATALAY
ÇORUM BARO BAŞKANI
Av.Altan AKPINAR
DÜZCE BARO BŞK.
Av.Azade AY
ERZURUM BARO BAŞKANI
Av.Talat GÖĞEBAKAN
GÜMÜŞHANE/BAYBURT BARO BAŞKANI
Av.Serkan PEKMEZCİ
GİRESUN BARO BAŞKANI
Av.Gültekin UZUNALİOĞLU
KARABÜK BARO BAŞKANI
Av.Rıdvan ERDOĞAN
ORDU BARO BAŞKANI
Av.Haluk Murat POYRAZ
SİNOP BARO BAŞKANI
Av.Hicran KARADEMİR
TRABZON BARO BAŞKANI
Av.Sibel SUİÇMEZ
ZONGULDAK BARO BAŞKANI
Av.İbrahim Kerem ERTEM
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.